TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğdayda üreticinin mağdur olduğunu bildirerek, “hasatta çıkardığı yanlış kararnameyle buğdayda fiyatların düşmesine neden olan hükümetimiz, primi artırarak hatasını telafi etmeli, üreticinin zararını gidermelidir” dedi.
ADANA (GÜNEY HABER) – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğdayda üreticinin mağdur olduğunu bildirerek, “hasatta çıkardığı yanlış kararnameyle buğdayda fiyatların düşmesine neden olan hükümetimiz, primi artırarak hatasını telafi etmeli, üreticinin zararını gidermelidir” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, buğdayda hasat zamanı çıkan kararnamenin üreticinin belini büktüğünü, fiyatlardaki düşüşün, üreticiyi büyük sıkıntıya soktuğunu belirtti. Üreticinin ilk darbeyi, hasatta çıkarılan kararnamenin etkisiyle düşen fiyatlarla yediğine dikkati çeken Bayraktar, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nun bazı illerinde yaşanan kuraklığın ürüne verdiği zararın ikinci darbe, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) müdahale alım fiyatlarını açıklamakta gecikmesi ve üreticinin talebini karşılamayan bir fiyat açıklamasının üçüncü darbe olduğunu vurguladı.
Şemsi Bayraktar, bu ortamda hızlı ve acil karar alınması, kilogramda 5 kuruş olarak ödenen primin artırılması gerektiğini, bu yapılmazsa stratejik bir ürün olan buğdayda üreticinin üretimden kaçırılacağını belirtti.
Üretim döneminin başından itibaren buğday sezonunun çoğu çiftçi adına iyi geçmediğini, bazı bölgelerde çiftçinin fiyat nedeniyle üretim artışına sevinemediğini, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’daki kimi illerinde ise üreticiyi hem kuraklık hem de fiyatların vurduğunu bildiren Bayraktar, Ekim ve Kasım’da yağışların yetersiz kalması nedeniyle bazı yörelerde çiftçinin, mecburi sulama yapınca sulama maliyetlerinin arttığına, hatta yeniden ekim yapmak zorunda kaldığına dikkati çekti. İçlerinde Kayseri, Kırşehir, Çorum, Kars, Yozgat, Ağrı, Ardahan, Çankırı, Erzurum’un yer aldığı illerde kuraklık nedeniyle yüzde 10 ile yüzde 80 arasında değişen ürün kayıpları yaşandığını belirten Bayraktar, “Buğday çiftçimiz açısından çok önemli bir ürün. Doğu Karadeniz kıyı şeridi dışında hemen her yerde yetiştiriliyor. 23,8 milyon hektar tarım arazisinin 11,4 milyon hektarı tahıla, bu alanın da üçte ikisinden fazlası olan 7,7 milyon hektarı buğdaya ayrılıyor” dedi.
GÜMRÜK VERGİSİ İNDİRİMİ VE TMO’NUN MÜDAHALE ALIM FİYATI
Bu kadar önemli bir ürün olmasına, piyasasının çok dikkat gerektirmesine, üstüne üstlük ekim dönemi başında yağış yetersizliği nedeniyle kuraklık yaşanmasına rağmen, bunlar yetmezmiş gibi, hasat döneminde, 27 Haziran 2017’de çıkarılan talihsiz kararnameyle buğday, arpa ve mısırda yüzde 130 olan gümrük vergisi oranlarının, buğdayda yüzde 45’e, arpada yüzde 35’e, mısırda yüzde 25’e indirildiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Üreticimiz ilk darbeyi, hasatta çıkarılan kararnamenin etkisiyle düşen fiyatlarla yemiştir. Hasatta çıkardığı yanlış kararnameyle buğdayda fiyatların düşmesine neden olan hükümetimiz, primi artırarak hatasını telafi etmeli, üreticinin zararını gidermelidir. Buğdayda hasat zamanı çıkan kararname üreticinin belini bükmüştür.
Gümrük vergisi oranlarının indirilmesi, ithalat yapılmasa da psikolojik etki nedeniyle buğday üretici fiyatlarını düşürdü. Fiyatlardaki düşüş, üreticimizi büyük sıkıntıya sokmuştur. Hasadın başında tonu ekmeklikte 1000-1050, makarnalıkta 1050-1150 lira olan fiyat, bazı bölgelerde ekmeklikte 800 liraya, makarnalıkta 900 liraya kadar geriledi. Hatta Trakya bölgemizde buğday fiyatı tonda 750 liraya kadar indi. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) hemen devreye girmesi gerekiyordu.
İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nun bazı illerinde yaşanan kuraklığın ürüne verdiği zarar ikinci darbe, TMO’nun müdahale alım fiyatlarını açıklamakta gecikmesi ve üreticinin talebini karşılamayan bir fiyat açıklaması üçüncü darbe olmuştur.
TMO’nun acilen piyasaya girmemesi ve 12 Temmuz’a kadar müdahale alım fiyatını açıklamaması piyasayı çok olumsuz etkiledi. Piyasada denge bozuldu; üretici-tüccar-sanayici zinciri kırıldı. Öyle ki, karardan önce, üretici ürününü satacak tüccar, tüccar ise üreticiden satın aldığı ürünü alacak fabrika bulamadı.
Bu ortamda açıklanan buğday fiyatı da yetersiz kaldı. Açıklanan müdahale alım fiyatı, düşen fiyatları yükseltmedi. Geçen yıl yüzde 12,5 protein içeren ekmeklik buğday fiyatı ton başına 910 lira açıklanmışken, bu yıl bu rakam enflasyonun altında yüzde 3,3 artışla 940 liraya çıkarıldı. 1000 lira olan makarnalık buğday fiyatı da artırılmadı. Üstüne üstlük protein oranına göre yüzde 7’ye kadar artış verilmesine olanak sağlayan geçen yılki uygulama, bu yıl ekmeklik buğdayda yüzde 5’e indirildi.
Üreticide buğday fiyatları vasfına göre 830 liraya kadar düşmüş durumda. Hızlı ve acil karar alınmalı, kilogramda 5 kuruş olarak ödenen prim artırılmalıdır. Bu yapılmazsa stratejik bir ürün olan buğdayda üretici üretimden kaçırılır.”
KURAKLIK
Bu sene ekimlerin başladığı tarihten 2017 yılının Haziran ayı sonuna kadar geçen sürede kümülatif yağışların, genel olarak normalinden ve geçen yıl yağışının altında gerçekleştiğini vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Ekim ve Kasım aylarında yağış alınmaması nedeniyle sulanmayan arazilerde çıkışlar yeterli düzeyde gerçekleşmemiş, Aralık ve Ocak aylarında yağan kar yağışları ile ilkbahardaki yağmurlar bitki için yararlı olmuştur. Buğdayın sapa kalkma döneminde ülke genelinde gerçekleşen yağışlar üreticimizin zararını bir nebze telafi etti ve yaşanan kuraklığı sınırladı. Bu yıl buğdayda üretimin geçen yıla göre yüzde 5,8 artışla 20,6 milyon tondan 21,8 milyon tona çıkacağı tahmin edilmektedir. Ancak, özellikle İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nun kıraç, anıza ve derine ekilen bazı alanlarında çıkış kayıpları ve kardeşlenmede yetersizlik yaşandı. Ekim ve Kasım’da yağışların yetersiz kalması nedeniyle bazı yörelerimizde çiftçimiz, mecburi sulama yapınca sulama maliyetleri arttı. Hatta yeniden ekim yapmak zorunda kaldı.
İçlerinde Kayseri, Kırşehir, Çorum, Kars, Yozgat, Ağrı, Ardahan, Çankırı, Erzurum’un yer aldığı illerimizde sezonun büyük bölümüne yayılan kuraklık nedeniyle yüzde 10 ile yüzde 80 arasında değişen ürün kayıpları yaşandı. Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, Kayseri’de 2 milyon dekar alanda yüzde 30, Kırşehir’de 926 bin dekar alanda yüzde 10-50, Çorum’da kimi alanlarda yüzde 80, Kars’ta yüzde 70-75, Yozgat’ta yüzde 30-70, Ağrı’da yüzde 60, Ardahan’da yüzde 40, Çankırı’da yüzde 35’in üzerinde kuraklık kaynaklı buğday ve diğer tahıl kayıpları görüldü. Erzurum’da soğu hava ve kuraklık nedeniyle yüzde 70’e varan kayıp yaşandı.”
TMO ALIMLARI
Bayraktar, TMO’nun randevulu alımlara geçmesinin alım merkezlerinde yığılmaların önüne geçtiğini ama yine de çiftçinin bazı sorunlar yaşadığını belirterek, “TMO, hızlı bir şekilde alım yapmalıdır. TMO’nun günlük alım kapasitesi kimi yerde yetersiz kalıyor. Bazı yörelerimizde alım merkezleri çiftçimize oldukça uzak. Çiftçimiz, gümrük vergisi indiriminin ardından daha çok TMO’ya yöneldi, alım merkezlerinin kapasitesinin yetersizliği nedeniyle randevularda 1-2 aya varan ileri tarihlere verilen randevular görüldü. Bunun önlenmesi için, TMO, alım merkezlerinin sayısını artırmalı, geçici alım merkezleri kurmalı, Cumartesi günleri yaptığı gibi Pazar günleri de çalışmalı, hasat döneminde ürününü acilen satmak zorunda olan çiftçilerimizi tüccarın eline bırakmamalıdır. Gerekirse hasat dönemlerinde TMO alım noktalarına eksper takviyesi yapılarak satış için alınan randevuların sürekli açık kalması ve seri alım yapılması sağlanmalıdır. TMO, çiftçiyi mağdur etmemeli, yarı yolda bırakmamalıdır” dedi.