CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer:
“Çalışanlar, gelirinin iki katı vergi yükü altında”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu Üyesi Zülfikar İnönü Tümer, işçi ve memurların 193 sayılı Gelir Vergisi (GV) Kanunu nedeniyle yaşadığı gelir kayıplarının önlenebilmesi için teklif sundu.
ADANA (GÜNEY HABER)– Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu Üyesi Zülfikar İnönü Tümer, işçi ve memurların 193 sayılı Gelir Vergisi (GV) Kanunu nedeniyle yaşadığı gelir kayıplarının önlenebilmesi için teklif sundu.
Hükümetin, yüzde 50 olan yeniden değerleme oranlarını bugüne kadar çalışanlar lehine kullanmadığını kaydeden Tümer, hemen tüm AKP iktidarları döneminde ücretlilerin vergiye esas gelir dilimlerinin hem enflasyonun altında hem de yeniden değerleme oranının altında belirlenerek ücretlilerin yılın ilk 3 ayında yüzde 15’lik vergi diliminden ilk 6 ayda da yüzde 20’lik dilimden çıkarak yüzde 27’lik üçüncü dilime girmek suretiyle daha yılın ilk yarısında yüzde 12’lik bir gelir kaybına uğradığını vurguladı.
‘193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda değişiklik yapılması hakkında kanun teklifi ve gerekçesini TBMM’ye sunan Tümer, memur ve işçilerin Gelir Vergisi’nin bir üst vergi dilimine geçtiklerinde hem nominal hem de reel olarak gelir kaybına uğradıklarını belirttiği kanun teklifi gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“Varlıkların değerini korumak için çoğu kez açıklanan yıllık enflasyon oranının üzerinde bir yeniden değerleme oranı belirlenirken, hemen hemen tüm AKP iktidarları döneminde ücretlilerin vergiye esas gelir dilimleri hem enflasyonun altında hem de yeniden değerleme oranının altında belirlenerek ücretliler yılın ilk 3 ayında %15’lik vergi diliminden, ilk 6 ayda da yüzde 20’lik dilimden çıkarak yüzde 27’lik üçüncü dilime girmek suretiyle daha yılın ilk yarısında yüzde 12’lik bir gelir kaybına uğramaktadırlar.
ASGARİ ÜCRET DE DÜŞTÜ!
Bu nedenle 2016 yılında aylık net 1300 TL olarak belirlenen asgari ücret dahi yılın son çeyreğinde bir üst vergi dilimine girerek 1300 TL’nin altına düştüğünden, Hükümet asgari ücret için verdiği sözünü tutabilmek için acilen özel bir düzenleme yapmak zorunda kalmıştır. Özellikle memurlara ve buna paralel şekilde toplu sözleşmelere yansıtılarak işçilere 6’şar aylık dönemler itibariyle tahmini enflasyon beklentilerine göre yapılan zamlar hemen her dönemde gerçekleşen enflasyonun altında kalmıştır. Enflasyon farkı ödemesiyle bu kaybın giderildiği iddia ediliyorsa da bu kesimler için daha gerçekçi olabilecek bir enflasyon sepeti dikkate alınmadığından, ücretliler hesaplanan enflasyondan çok daha ağır bir enflasyona maruz kalmakta ve reel kayıpları nominal telafinin çok daha üstünde olmaktadır.
ÇALIŞANLAR İKİ KAT VERGİ ÖDÜYOR
Ücretli kategoriler, GV ödeyen sınıfsal katmanlar arasında açık ara öndedir. Milli gelirin dörtte birinden fazlasına ulaşamayan ücret gelirlerinin ödediği GV, bu verginin toplam hasılatının yüzde 55’inden fazladır. Yani ücretliler, gelirlerine oranla iki katını aşan bir vergi baskısı altındadırlar. Ana nedenler yanında böyle bir durumun ortaya çıkmasını kolaylaştıran ikincil nedenlerden biri de GV tarifesinin düşük gelirleri yüksek oranda vergilendirmesidir. Tarifenin ilk dilimleri yeterince geniş olmadığı ve üstelik yıllık dilim artış oranları da sürekli yeniden değerleme oranının altında tutulduğu için alt gelir grubundaki ücretlilerin vergi yükü hızla artmaktadır. Bunun yarattığı vergi adaletsizliğini gidermenin ve gelir dağılımında en azından kısmi bir iyileştirmenin yolu, GV’ne konu ücret gelirleri ile diğer kazanç ve iratlara uygulanan oranların farklı düzenlenmesi, yıllardır daraltılan tarifenin ilk gelir dilimlerinin genişletilmesi ve gelir basamaklarının 4’ten 6’ya çıkarılarak yüksek gelirlilerin artan oranda vergilendirilmesinin sağlanmasıdır.
VERGİ YÜKÜ ADİL OLMALI
Vergilemenin en önemli ilkelerinden biri, Anayasa’nın 73. maddesinde de yer bulan “ödeme gücü ilkesi”dir: “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.” Bu ilke, vergi adaletinin en temel dayanaklarının başında gelmektedir. Gelir Vergisi’nin yükünü sınıflar arasında görece daha adil dağıtabilmenin ana yollarından biri tarife yapısının adil düzenlenmesinden geçmektedir. Kanun teklifimizin temel gerekçesi de budur.”
KANUN TEKLİFİ
Teklifin esasını oluşturan birinci maddeyle ilgili gerekçenin genel gerekçede ayrıntılı olarak açıklandığını hatırlatan Tümer, dilim sayısının altıya çıkarıldığını ve dilim aralıklarının genişletildiğini vurguladı. Ücretliler için gelir vergisi oranlarının, standart tarife oranlarının 5’er puan altında belirlendiğini kaydeden CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer’in TBMM’ye sunduğu kanun teklifi şöyle:
“193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
MADDE 1-
Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesi aşağıda gösterildiği şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 103- Gelir vergisine tabi gelirler;
30.000 TL’ye kadar %15
60.000 TL’nin 30.000 TL’si için 4.500 TL, fazlası %20
120.000 TL’nin 60.000 TL’si için 10.500 TL, fazlası %25
240.000 TL’nin 120.000 TL’si için 25.500 TL, fazlası %30
500.000 TL’nin 240.000 TL’si için 61.500 TL, fazlası %35
500.000 TL’den fazlasının 500.000 TL’si için 152.500 TL, fazlası %40 oranında vergilendirilir.
Ancak ücret gelirleri için, bu tarifenin her bir dilimine karşılık gelen oranlar,
5’er puan indirimle uygulanır.”
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.”