22°
CHP Adana Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili, Şehir Plancısı Ulaş Çetinkaya, mecliste çarpıcı konulara dikkat çekti. Çetinkaya, Adana’nın kronikleşen sorunlarını meclis gündeminde dile getirdi. Çetinkaya, sorunlara çözüm bulunması için de belediye başkanlarını ve meclis üyelerini birlikte hareket etmeye çağırdı.
ADANA (GÜNEY HABER)– Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili, Şehir Plancısı Ulaş Çetinkaya, Adana’nın kronikleşen sorunlarını meclis gündeminde dile getirdi. Çetinkaya, sorunlara çözüm bulunması için de belediye başkanlarını ve meclis üyelerini birlikte hareket etmeye çağırdı. Meclisin Ağustos ayı olağan genel kurulunda CHP grubu adına konuşan Çetinkaya, yayınlanan yeni bir yönetmelikle belediyeler ve üniversiteler dahil olmak üzere kurumların günlük gelirlerini Ankara’daki hesaba aktarmalarının yanlışlığına dikkat çekti. Belediyelerin gelirlerine bir anlamda ipotek konulacağını, artık belediyelerin tüm gelirlerini günlük olarak Bakanlıkça öngörülen hesaba aktaracağını ve tüm ödemeleri ayda bir kez bakanlığı bilgilendirmek suretiyle yapacak olmasının zaten borç yükü altında ezilen belediyeleri daha da çıkmaza sürükleyeceğini kaydetti.
UÇURUMA SÜRÜKLENİYORUZ!
Türkiye’nin ekonomik anlamda derin bir uçuruma sürüklendiğini, Dolar ve Euro’nun önlenemeyen yükselişinin başta iş dünyası olmak üzere sade vatandaşın da belini büktüğünü dile getiren Çetinkaya, “Özellikle dar gelirli vatandaşımızın mutfağına ateş düşmüş durumda. Ülkenin büyümesine örnek gösterilen ancak biliyoruz ki suni bir büyümeye işaret olan inşaat sektörü de büyük bir çıkmazın içerisine girmiş durumda. Adana’da ihtiyaçtan fazla yapılan binalar hem birinci sınıf tarım arazilerini yok edip her tarafı beton yığınına çevirirken ekonomik travma nedeniyle ev satışları da durma noktasına gelmiş bulunuyor. Özellikle Sarıçam’da altyapıdan yoksun adeta mantar gibi türeyen binalar ev yapanın da ev alanın da pişman olmasına yetiyor da artıyor bile… Çöp arıtma tesisine çözüm bulunamayışı da bölgedeki sirkülasyonu ayrıca sekteye uğratıyor” dedi.
DEPREM VURGUSU
Adana-Ceyhan depreminin üzerinden tam 20 yıl geçtiğini, 145 kişinin ölümüne, 76 bin konut ve işyerinin yıkımına ya da hasar görmesine neden olan 6.3 büyüklüğündeki depremin 20. yıldönümünde maalesef depreme karşı herhangi bir önlem alınmadığını, aksine gelişigüzel ve kaçak yapılan konutların imar affı ile yasal kılıfa sokulduğunu ifade eden Çetinkaya, şunları söyledi: “Depremden sonra güçlendirme yapılması gereken konutların kontrol dahi edilmemesinin yanı sıra imar affına sahne olan yeni konutların olası bir depremde ne hale geleceğini, daha da önemlisi insanlarımızın canlarını nasıl kurtaracağını düşünmek dahi istemiyorum. Deprem toplanma alanlarının yetersizliği de ayrı bir endişe konusudur.
ALADAĞ’IN YOLLARI
Adana’nın Aladağ ilçesindeki yurtta 29 Kasım 2016’da çıkan yangında 11 kız çocuğu hayatını kaybetmişti. Cenazeler defnedilmek üzere köylerine götürülmeye çalışılmış ancak yolların bozuk olması nedeniyle cenaze aracı yolda kalmıştı. Araç insanların yardımıyla köye ulaşabilmiş, görüntüler büyük tepki çekmişti. Ancak aradan geçen zamana rağmen yolların yapımı için hiç bir çalışma başlatılmaması üzerine 4 ay önce Sosyal Haklar Derneği girişimde bulundu. Bunun üzerine belediye yolları onardı. Bildiğiniz gibi Aladağ’daki yurt yangınından sonra cenaze araçları Köprücük, Kışlak ve Karahan köy yollarında ilerleyememişti. Vatandaşların yardımı olmasa cenazeler mezarlıklara ulaşamayacaktı. Minik çocuklarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet dilerken Sosyal Haklar Derneği’nin, Büyükşehir Belediyesi’nin ve şahsımın girişimleriyle yol yapım çalışmalarının başladığını söylemek istiyorum. Duyarlılıkları için belediye yönetimine teşekkür ediyorum. Mevcut haliyle eşek sırtında yolculuk ve taşıma yapıldığını göz önüne alırsak asfalt çalışmasının bölgedeki baraja kadar yapılması gerekiyor. Su, kanalizasyon, elektrik ve telefondan yoksun yaşayan Aladağlı köylülerimizin sorunlarına hep birlikte çözüm üretelim. Öte yandan mahalle statüsüne geçen ancak köy hüviyetinden kurtulamayan bazı bölgelerde su sorunu yaşandığına dair vatandaşlarımızdan şikâyet alıyoruz. Örnek vermek gerekirse Kozan ilçemizin Çulluuşağı Mahallesi sakinleri tüm girişimlerine rağmen su sorununu çözemediklerini bildirdiler. İçme suyunun olmadığı mahallenin bir an önce suya kavuşması için ASKİ’nin gerekli çalışmaları yapmasını rica ediyorum.
ANIZA KARŞI ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Yaz aylarında karşı karşıya kaldığımız bir başka sorun ise anız yangınları. Daha önce de gündeme getirmiş ve çözüm önerilerimi sıralamıştım. Yasaklarla veya para cezalarıyla bu işin önüne geçilemediğini görüyoruz. Tekrar etmekte fayda görüyorum ki; 10 milyon liralık bir bütçe ile anız yangınlarının önüne geçebiliriz. Çevrenin, doğanın, toprağın ve insan sağlığının korunması için harcanacak 10 milyon liranın bir öneminin olmadığını düşünüyorum. Yaz aylarında aşırı nemden dolayı nefes almayı zorlaştıran, topraktaki mineralleri, yararlı solucanları ve canlıları yok eden, verimi düşüren, bazı zamanlar trafik kazalarına neden olan anız yangınları belediyelerimizin koordineli çalışmasıyla sona erebilir. Adana toplamında 640 bin dekar alanda mısır ekimi yapılıyor. Sap parçalama makinesiyle parçalama maliyeti dekarda 15 lirayı buluyor. 640 bin dekar alanda toplam maliyet 10 milyon lirayı buluyor. Eskişehir Odunpazarı Belediyesi’nin ülkemizin en büyük solucan gübresi üretim tesisini kurduğunu bir kez daha hatırlatarak Büyükşehir Belediyemizin koordinasyonunda sorumluluk örneği sergilenerek yasal yollardan bu sorunu tamamen ortadan kaldırabiliriz. Hatırlanacağı üzere geçen yıl da bu sorunu gündeme getirmiştim. Sayın Murat Cevheribucak başkanlığındaki meclisimiz teklifi uygun bulmuş, ilçe belediyeleri ile birlikte ortak komisyon kurularak gerekli ekipmanların alınabileceği yönünde görüş bildirmişti. Ne yazık ki bu kararın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen değişen bir şey olmadı. Yeri gelmişken bir kez daha çağrıda bulunuyorum ve sorunu çözmek için meclisimizin değerli üyelerini yeniden göreve çağırıyorum. Araştırma-geliştirme ve sonuç odaklı çalışmalara başlanması halinde kişisel olarak ve ziraat mühendislerinin yanı sıra çiftçi arkadaşlarımla birlikte yoğun bir mesai harcayabileceğimi de belirtmek istiyorum.”
