Türkiye’nin temel sorunlarından bir tanesi olan ‘Kadına Şiddet’ ve ‘Kadın Cinayetleri’… Her ne kadar bu konuda insanlar bilinçlendirilse de, tavsiyelerde bulunulsa da toplum olarak bu konuda sınıfta kalıyoruz.
Günümüzde pek çok kadın maalesef erkek şiddetine maruz kalıyor. Bu konuda medya ‘daha çok Anadolu kadını sadece şiddet olaylarına maruz kalıyor’ şeklinde toplumu bilgilendirmeye çalışsa da aslında bu doğruları yansıtmıyor. Çünkü bugün İstanbul’da yaklaşık 20 milyon insan yaşıyor ve bu insanları büyük bir bölümü Anadolu’dan gelmiş.
Ayrıca medya ‘Kadınların daha çok, maddi sorunlar ve ekonomik nedenlerden dolayı, şiddete uğradığını’ yazıyor. Aslında bu da çok doğru değil. Bakıyorsunuz gelişen Türkiye’de kadın-erkek arasında yaşanan tartışmaların büyük bir bölümünde ‘Kıskançlık’ yatıyor. Kıskançlığın aldatmaya dönüştü evliliklerin büyük bir bölümü ise maalesef bitmek zorunda kalıyor. Ve bu evlilikler sona ererken maalesef şiddet olayları da yaşanıyor.
‘Kıskançlık’ ve ‘Aldatma’ konusu hem erkek, hem de kadınlar için kabul edilmeyen bir durum. Hatta bu konu o kadar hassas ki, iş arkadaşları olarak yapılan görüşmeler de bile eşler tahammülsüzlük gösterebiliyor. Türkiye’de hiç kimse eşinin karşı cinsten birinin aramasına tahammül edemiyor. Bu konuda cinayetler bile işleniyor. İşte o cinayetlerden bir tanesi 2016 yılında işlendi. Ahmet ve İmhan Kılıç çifti arasında başlayan ‘Aldatma’ tartışması ölüm ile sonuçlandı.
Eşinin kendisini aldattığını öğrenen 3 çocuk annesi İmhan Kılıç, eşinden ayrılmak istedi. Ancak Ahmet Kılıç bu evliliğin bitmesine izin vermeyeceğini düşündü. Eşi ile konuşarak onu ikna etmeye çalıştı. Eşini ikna ettiğini düşünün Ahmet Kılıç, annesinin telefon edip, karısının eşyalarını toplayıp memleketi Şanlıurfa’ya gitmek istediğini söylemesiyle birlikte, Ahmet Kılıç soluğu evde aldı.
Karısı ile konuşmaya başlayan Ahmet Kılıç, İmhan Kılıç’ı ikna edemedi. Konuşmanın tartışmaya dönüşme ile birlikte İmhan Kılıç kaçarak kendisini evin yatak odasına kilitledi. Bunun üzerine Ahmet Kılıç silahı önce kendi kafasına dayadı ve eşine ‘Kendimi öldürürüm ama seni göndermem’ dedi. İşte ne olduysa o sırada oldu ve silah ateş aldı.
Tabancadan çıkan kurşun, yatak odasında kapının arkasında bekleyen İmhan Kılıç’ın kalbine isabet etti. Talihsiz kadın, kocasının tabancasından çıkan tek kurşun ile can verdi. Ahmet Kılıç’ın yargılama süreci ise geçen hafta sona ererken, mahkeme heyeti Ahmet Kılıç’a ‘Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası’ verdi.
‘Kadın Cinayeti’ ve ‘Kadına Şiddet’ olaylarında yaşanan bu olay sırada bir örnek. Cezaların büyüklüğü belki caydırıcı olabilir ama Türkiye’de bana göre karı-koca ilişkilerinde daha güçlü iletişim kurulmasına yönelik eğitimler verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Eşler arasında ilişkilerin güçlendirilmesi durumunda belki de ‘Aldatma’ ve ‘Aldatılma’ meseleleri de azalmış olacaktır.
Karı – koca arasındaki kopuk ilişkiler nedeniyle, özellikle kadınlar kocalarına daha çok şüpheyle yaklaşırken, bu durum erkekleri daha çok yıpratıyor. Kadınlarda şüpheciliğin ise sınırı yok… Geçen gün bir ortamda dinledim… Eşinin çok kıskan olduğunu anlatan genç bir adam, hala etsinden kurtulamadığı olayı şöyle anlatıyor;
“İşim nedeniyle Şanlıurfa’ya gittim. Eşim inanmadı, patronum yanımdaydı. “Şimdi o arabadan in, aracın önüne geç ve sağ elinle 4 işareti yaparak fotoğraf çektirerek bana gönder. Oradan fotoğraf gönder desem, belki de daha önce oraya gittin, eski resimlerden gönderirsin” dedi. Sonrada telefonu kapattı.”
İşte maalesef birçok çift eşleri tarafından aldatılma korkusu yaşıyor. Ve bu konuda değişik yöntemlere başvurabiliyor. Bu şüpheci yaklaşım ise ancak eşlerin birbirini tanımasıyla son bulabilir. Eşlerin birbirini tanıyabilmeleri ise ancak aralarında güçlü bir iletişim kurularak sağlanabilir diye düşünüyorum.