22°
Adana Açılan Değirmen Kültür Sanat ve Dayanışma Evi Derneği açılışına eski CHP Milletvekili İbrahim Özdiş, DİSK Çukurova Bölge temsilcileri, KESK Adana Şubeye bağlı sendika temsilcileri ve üyelerin katılımıyla gerçekleştirildi.
(HABER MERKEZİ)-Adana Açılan Değirmen Kültür Sanat ve Dayanışma Evi Derneği açılışına eski CHP Milletvekili İbrahim Özdiş, DİSK Çukurova Bölge temsilcileri, KESK Adana Şubeye bağlı sendika temsilcileri ve üyelerin katılımıyla gerçekleştirildi.
Açılışı konuşmasını Yönetim Kurulu adına Emine Özger gerçekleştirdi.
Emine Özger; “Bizler yaşadığımız bu hayatın içinde insanca yaşama koşullarımızın olmayışına itirazı olan ve bunun mücadelesini her alanda vermeye çalışan insanlarız, arkadaşlarız, dostlarız. İtirazlarımızın çokluğundan ve gücümüzün yokluğundan yola çıkarak, dışardan görünümü küçük, ama bizim için büyük olan bu derneği kurarak, itirazlarımıza denk düşen bir hayatı buradan örmeye karar verdik…”dedi
Emine Özger açılış konuşmasında şu ifadelereler devam etti.
“Derneğimizin açılışına hepiniz hoş geldiniz. Sizleri Değirmen Kültür Sanat ve Dayanışma Evi Derneği adına sevgi ve dostlukla selamlıyorum. Böylesi manidar bir günde bizleri tercih edip geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Bugün büyük bir seçim arifesindeyiz. Yarın daha demokratik, daha özgür, daha eşitlikçi, daha adaletli, korkusuzca ve özgürce sözümüzü söyleyip işimizi eyleyeceğimiz bir Türkiye’ye uyanmak için, hepimizin mutlaka sandığa giderek oyumuzu kullanmasının insani bir görev olduğunu hatırlatmak istiyorum. ”diyen
Özger konuşmasına şöyle devam etti, “Bizler yaşadığımız bu hayatın içinde insanca yaşama koşullarımızın olmayışına itirazı olan ve bunun mücadelesini her alanda vermeye çalışan insanlarız, arkadaşlarız, dostlarız. İtirazlarımızın çokluğundan ve gücümüzün yokluğundan yola çıkarak, dışardan görünümü küçük, ama bizim için büyük olan bu derneği kurarak, itirazlarımıza denk düşen bir hayatı buradan örmeye karar verdik… Biraz acemi, biraz yoksul biraz da azdık ama korkmadan elimizi taşın altına koyduk. Hiçbir kurumdan ve topluluktan ne bir icazet ne de bir yardım almadan, kendi emeğimizi ve gücümüzü koyarak 3 ay çalışarak, olmaz denilen bu harabeyi oldurup bu hale getirdik. Bu süre zarfında yanımızda olan emeği geçen tüm dostlarımıza, kardeşlerimize, akrabalarımıza, komşularımıza şükranlarımı sunarak teşekkür ediyorum.
Derneğimizin tadilat bitiminde henüz içine sandalyeden başka bir şey koyamadan ve resmi başvurumuzu yapamadan tam bir katliam denecek 6 Şubat depremiyle karşılaştık. Aynı sabah evimizi bir deprem evine çevirdik. İl içinden, il dışından gelen herkese kapımızı açtık. Depremin mağduru değil, muhatabı olduk. Tam bir buçuk ay il dışına da dayanışma ağı kurarak gittik geldik ve burada birlikte yaşadık. Bu bize gösterdi ki, 10 milyonluk rezidanslarla bir göz odada yaşayanlar hayatın bîr yerinde eşitleniyorlardı. Bu sosyal devlet olmamanın sermaye devleti olmanın acılarıydı ve doğa bizi eşitliyordu. Acılarımızdan paylaşmayı, acılarımızdan birlikte nefes alabileceğimizi öğrendik. Asla arzulanmayan bir acının içinde deneyimlediğimiz dayanışmanın o mükemmel gücünü gördük. Evet biz doğru yoldaydık, yola devam dedik. Yaşanan bu acılar geçici değildi. Kalıcı ve bizimle gidecek acılarımızdı ne yazık ki. Bunlarla yaşamayı ve bunların içinden yeni hayatlar kurmayı öğrenecektik. Bizim yaşadıklarımızı elbette ki Türkiye’nin dört bir yanından tüm duyarlı insanlar yaşadı ve yaşattılar. Buradan tüm dayanışma gönüllülerine teşekkür eder, kalanlarımıza ayakta kalabilme gücü dilerim.
Bizler bundan böyle mahallemizde, çevremizde, kentimizde, üyelerimiz ve sizlerle birlikte kıymetli projeler üreteceğimize inanıyoruz. Sizler bu derneğin misafiri değil, sahiplerisiniz. Sizler varsanız burası var olabilir. Bizler bunun işçiliğini yapanlar, sizler de sahip çıkanları olalım. Bizler deneğimizde yaşama dahil olan olamayan herkesle dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin, daha özgür, daha mutlu, daha eşit, doğaya saygılı, şiddet ve istismardan uzak bir dünyaya ve güvenli bir geleceğe çocuklarımızı hazırlamanın mücadelesini vereceğiz.
Elbette bu söylemlerin altını doldurmanın kolay olmadığını, ilmek ilmek emek istediğini biliyoruz. Kendi hayatlarımızdan ödün vermemiz gerektiğini, yoksulluğa yoksunluğa düşeceğimiz anlar olacağını da biliyoruz. Bu bilgiler dahilinde bir çocuğun, bir ananın, bir kadının ve hatta tüm ezilenlerin gözlerinde yakalayacağımız o büyük umut ve gülüşlerle bunları aşabileceğimizi de biliyoruz. Belki hepsini başaramayacağız ama başarmayı her seferinde yeniden deneyeceğiz. Bu konuda sizlere ve kendimize güveniyoruz.” dedi.
