Günümüzde moda, marka, etiket, etiketleme ve konum paylaşmaların yapıldığı mekânlar anlamına gelen kısa adı AVM olan alışveriş merkezleri modernliği ve çağdaşlığı simgeliyor.
Aslında bana da yorgunluğu çağrıştırıyor. Çünkü sürekli bir insan toplulukları arasından ilerlemeye çalışıyorsunuz ve bunu yaparken de sürekli mağazaların vitrinlerini incelemek zorunda kalıyorsunuz. Çarşıda pazarda olsa o birkaç işyerine girer sonra evinize gidersiniz ama AVM’lerde maalesef bunu yapamıyorsunuz bir bakıyorsunuz onlarca mağazayı dolaşmışsınız.
Tabi bu kadar mağazanın olduğu ve bu kadar ticaretin olduğu yerde güvenlik her şeyden önce gelmeli. Hele hele o kadar insanın bir araya geldiği bu alanlarda güvenlik önlemleri ciddi ama bilinçli bir şekilde alınmalıdır.
Adana’da şuanda 3 tane büyük alışveriş merkezi bulunuyor. Üçünün de giriş kapılarında x-ray cihazları ve güvenlik personeli bulunuyor. Bu noktalarda bulunan güvenlik personellerinin bana göre biraz özel olması yani biraz yapıcı özelliği bulunan insanlar olması gerekiyor. Çünkü AVM’lerin giriş kapılarında çalışmak çok zor. Şahsen ben yapamazdım mesela…
Sabahtan akşama kadar binlerce insan o kapıdan geçiyor ve bu insanlara metal ve elektronik eşyalar ile x-ray cihazlarının içinden geçmemeleri gerektiğini anlatıyorsunuz. Normal bir insanın yapamayacağı bir iş bu… O yüzden kapılarda bu durumu bıkmadan, usanmadan sabırlı bir şekilde anlatacak bunu yaparken de sinirlenmeden, öfkesine hakim olacak kişilerin olması gerekiyor.
Ama ne yazık ki, AVM’lerin giriş kapılarında sizi azarlamaya hazır güvenlik personeli bekliyor. Arkadaşlar emin olun bizler oraya gelmezsek sizlerin orada bekleyebileceği bir kapı olmaz. Artık o kadar bıkmışlar ki, insanlık hali bazen telefonla konuşarak giriyorsunuz, bazen elinizde anahtarlığınız, bazen bozuk paranız kalmış hemen sesler gerilmeye başlıyor. Hele yanınızda küçük çoğunuz varsa ve onu x-ray cihazında geçirmek istemiyorsanız vay halinize… Bence AVM yöneticileri bu duruma biraz daha hassas olmalıdır. Şayet Adana dışındaki AVM’lerde insanlar güler yüzlü bir şekilde karşılanıyor, haberiniz olsun…
Otoparklarda ise durum daha da vahim… Hafta sonu Optimum’a gitmiştim. Biraz dolaştık sonra yeniden kapalı otoparkına geldim. Eyvah ki, ne eyvah… Aracımı bıraktığım yerde çok ağır bir benzin kokusu var. Biliyorsunuz, benzin en küçük kıvılcımla bile alev alabilen bir madde… Aracıma bindin ama benzin kokusu daha artıyordu. Bir an önce oradan çıkmak istedim ve aracımı park ettiğim yerden çıkardığımda ise birkaç araç ötede bir aracın ön tarafından akan benzinin metrelerce akarak koridorun karşısındaki araçların dahi altına ulaştığını gördüm. Çok ama çok tehlikeli bir durum… Sanıyorum verilmiş sadakamız ve göreceğimiz günler varmış.
Araçtan benzinin akması alışılagelen bir mesele değil ama otopark içindeki güvenlik personelinin bu durumu tespit edememesi çok vahim bir durum… Bu durumdan şunu anlıyorum, demek ki bizler aracımızı park ettikten sonra buraları kontrol eden bir güvenlik personeli yok. Bakın olması gerekiyormuş. ‘Araçlarınızdan çalışan değerli eşyalarınızdan sorumlu değiliz’ şeklinde bir uyarı levhası vardır AVM’lerde, peki şimdi Allah korudu, eğer o araçtan dökülen benzin alev alsaydı ne olacaktı? Bunun sorumlusu kim olacaktı? Hala yaşadığım bu olayı düşünüyorum ve kimin hesap vermesi konusunda hala net bir cevap bulamadım.
AVM’lerde çevrenize bakıyorsunuz ve çevrenizdeki kişilerin sırtında sık sık ‘Özel Güvenlik’ yazısını okumak zorunda kalıyorsunuz. Demek ki onlarca güvenlik formalite icabı ortalarda dolaşıyormuş. Aracınızı park edeceksiniz, güvenlik personeli sizi o bölgede park yeri olmadığını söyleyip, sizin oraya girişinizi engelliyor. Sizde aracınızdan inip, boşalan park yerini gösterip ancak o şekilde girebiliyorsunuz. Biraz ciddiyet ve yapılan işe saygı olmalı değil mi? Ama maalesef bunu anlatmak çok zor, o yüzden AVM’lerde çalışacak özel güvenlik personellerinin gerçekten ‘özel’ olmaları gerektiğini düşünüyorum.
Yani özetle güvenlik tedbirleri ve güvenlik personelleri formalite icabı olmasın…