20 küsur yıl evvel Tabiatın en büyük hatasının insan zekâsını yaratmış olması olduğunu düşünüyor; doğanın neden böyle bir hata yaptığına anlam veremiyordum. Şimdi ise doğanın bir hata yapmadığını, insan zekâsının aslında doğanın kendi zekâsı olduğunu görüyorum. Henüz bilinmeyen, karanlık ve ilk defa tamamen yabancı bir geleceğe doğru ilerleyen insanlığın zekasına, ferasetine, dünyadaki her bir bireyin ve her halkın geleceğin belirlenmesindeki önemine inanıyorum. İlginçtir ki, teknolojik gelişmeler ile bu geleceği yaratanların da halklara güvendiklerini (??) beyan ettiklerini görüyoruz.
Halklara güvendiğini söyleyen bu zatların yarattığı gelecek insanlığa faydalı mı olacak, yoksa insanlığı köleleştirecek mi; veya yok mu edecek? Gelecek ile ilgili en önemli sorunun bu olduğu kanaatindeyim. Zira bu sorunun cevabını geleceği yaratanların da veremediklerini veya vermek istemediklerini görüyoruz. O zaman dünya bireylerinin ve halklarının yaratılan geleceğe güvenmeleri nasıl beklenebilir?
Ben de dünya bireylerine ve halklarına inanıyor ve güveniyorum. Doğru bilgilere sahip olan bireylerin ve halkların doğru yolu bulacağına, seçeceğine ve geleceklerine sahip çıkacaklarına inanıyorum.
Ama ne yazık ki dünya halklarının gelecek hakkında bilgilendirilmediklerini; yapılan bilgilendirmelerin ise sadece geleceği yaratanlar tarafından ve yalnızca kendi bakış açılarından anlatıldığını; halkların ikna ve hazır edilmeye çalışıldığını görüyoruz.