Umut Yakup Süer isimli 15 aylık bebek, evinde solunum cihazına bağlı olarak yaşıyor. Doktorlar Umut bebeğin hastalığına bir teşhis koyamazken, gözü yaşlı annesi evladının krize girme olasılığı nedeniyle yanı başından bir an olsun ayrılamıyor.
ADANA (GÜNEY HABER)-Umut Yakup Süer isimli 15 aylık bebek, evinde solunum cihazına bağlı olarak yaşıyor. Doktorlar Umut bebeğin hastalığına bir teşhis koyamazken, gözü yaşlı annesi evladının krize girme olasılığı nedeniyle yanı başından bir an olsun ayrılamıyor.
Songül ile Tarık Süer isimli çiftin 15 aylık bebeği olan Umut Yakup Süer dünyaya hasta olarak gözlerini açtı. Yaklaşık 6 ay boyunca yoğun bakımda kalan Umut Yakup Süer’e doktorları teşhis koyamıyor.
Evladının solunum sorunu yaşadığını ve bu nedenle de sürekli hastaneye gidip geldiklerini anlatan anne Songül Süer, “Doğduktan 1 gün sonra solunum cihazına bağlandı solunum sıkıntısından dolayı. Sonra entübe edildi ve entübeden çıkamadı. Bu nedenle doktorlar trakeostom açılacağını, 1 hafta sonra da karnından beslenebileceğini, gastronomi açılacağını söyledi. Sonra hem solunum için hem de yemek borusu takıldı.” dedi.
Süer Ailesi’nin en büyük korkusu ise elektriklerin kesilmesi. Çünkü Umut Bebeğin bağlı olduğu tüm cihazlar elektrik ile çalışıyor. Umut Bebeğin bakımı sırasında Süer ailesi en fazla sıkıntıyı elektrik kesintisinde yaşıyor. Bu sıkıntıları aşmak için jeneratör aldı ancak gece geç saatlerde kesintisi yaşandığı için Süer Ailesi komşularını rahatsız etmemek için almış oldukları jeneratörü çalıştıramıyor.
Hasta yatağından bir kez olsun kucağına alıp sevemediği çocuğuna teşhis konulmasını ve tedavi edilmesini isteyen anne Süer, “Tam bir tanısı, teşhisi yok Umut’un, sendromik bir bebek. Umut tedaviler görüyor ama, sendromiğin ismi yok. Biz bunun bulunmasını rica ediyorum ben mümkünse. Devlet büyüklerimize, gerekiyorsa yalvarıyorum yani, çünkü Umut benim gözümün önünde, acı çekiyor, hastalığın ismini bilmiyoruz en kötüsü bu zaten. Yani tedavisi var mı yok mu? Onu bilmiyoruz.” dedi.
Umut Bebeğe şimdiye kadar yapılan tüm tahliller temiz çıktı. Geriye ise son bir tane kaldı. Şimdilerde ise Süer Ailesi çıkacak o tahlil sonucunu bekliyor. Hasta oğlunun iyileşmesini isteyen anne Süer, “Ben bir şekilde oğlumun iyileşmesini istiyorum. Yani en azından hani iyileşme şansı yoksa bile hastalığının ilerlememesini istiyorum. Çünkü tahliller yapılıyor temiz çıkıyor. Nöroloji tahlilleri temiz çıkıyor, genetikten tahlil bekliyoruz. Son umudumuz bu. O da temiz çıkarsa ben bilmiyorum yani, çaresizim… Ben hani çaresizce başında oğlumun ağlayıp da hastalığını bilememek kötü… Hani ecelini mi bekleyeyim? Bir şekilde bunun tanısının koyulup ilacı varsa ilacının başlanması, tedavisini olmasını… Çünkü Umut her şeyi biliyor. Ağladığını biliyor, beni algılıyor, açlığını biliyor, gözlerimle umut bana derdini anlatıyor. Ben bunu çok iyi biliyorum anne olarak.” diye konuştu.
15 ay önce dünyaya gelen evladı Umut Yakup ile birlikte ev hapsi yaşadığını ve aynı ev hapsini diğer evladı Furkan Süer’inde yaşadığını söyleyen çaresiz anne kabusa dönüşen hayatı nedeniyle kendisinin de panik atak olduğunu anlattı. Çocuğu ile bir kez olsun dışarı çıkamadığını belirten Songül Süer, “Ben çocuğumu dışarıya çıkartıp parka götürmek istiyorum. Kucağıma alıp güneşi göstermek istiyorum. Ama olmuyor, bizimle birlikte diğer oğlum Furkan’da ev hapsindeyiz. Furkan’ın dışarıya çıkma hakkı var. “Anne dışarı çıkmak istiyorum” diyor ama ben onu dışarı çıkartamıyorum.” Ben panik atak hastası oldum. Çünkü makine birden bağırdığında ‘bap’ ‘bap’ diye, yataktan kalktığımda acaba diyorum kalbi mi durdu, oksijen mi gitmedi? diyorum. Hani bunu yaşamayan anlayamaz.” ifadelerini kullandı.
Oğlunun yoğun bakımda kaldığı zaman zarfında her gün hastaneye iyi bir haber almak için gittiğini belirten Songül Süer, “Çok acılar yaşadım. Çaresizliğin yani dibine kadar yaşadık biz. Yani ben bunu anlatırken şuan bağıra bağıra hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum. Allah’ım ne olur bugün bebeğimin hakkında iyi bir şey duyayım. Mutlu olayım diyordum, mutlu olarak evimize geleyim diyordum. Ama her istediğim iyi haberleri alamıyor, dünyam yıkılıyordu. Ama şuan Umut büyüdükçe, yaşı ilerledikçe bir şeyler çıkıyor Umut’tan. Umut iyiye doğru gidiyor, yavaş yavaş gelişiyor.” dedi.
Doktorlar, Umut Yakup Bebeğin hasta olduğunu anne karnında belirledi. Ancak anne ve babası olarak bu operasyona izin vermediklerini söyleyen anne Süer, “O rabbimin bize hediyesi. Rabbim verdi ben nasıl canına kıyabilirim. Ben bebeğimi çok seviyorum.” diye konuştu.
Oğlunun bağlı olduğu cihazları hiçbir zaman çıkarmadıklarını ve acil durumlarda dahi cihazlarına bağlı bir şekilde hastaneye kaldırdıklarını anlatan anne Süer, “10’luk tüpümüz var. 2 tane 5’lik tüpümüz var. Çünkü bu 5’lik tüplerle biz Umut’u hastaneye götürüyoruz. 10’luk tüpümüzü evde kullanıyoruz. Herhangi bir müdahale acil durumda eşim 5’lik tüpü alıyor, 112’den gelen sağlık personelleri cihazlarını alıyor. Çünkü Umut cihazları olmadan yaşayamaz. Aspirasyon, tüp, solunum cihazı, kalbini nabzını gösteren oksimed cihazlarına bağlı yaşıyor. Umut’u hastaneye kaldırırken biz kendimizi kaybediyoruz.” İfadelerini kullandı.
Çocuğuna daha iyi bakabilmek için iğne yapmayı dahi öğrendiğini söyleyen Songül Süer, “Umut’un ben annesiyim hemşiresiyim doktoruyum, onu her şeyi ile çok iyi anlayanıyım. Umut’un acil dönüşü mesela yoğun bakımlarda yer olmayınca yarı ilaçlarını tedavilerini evde devam ediyoruz. İğneleri antibiyotikleri oluyor. Mecburen eve getirmek zorunda kalıyoruz. Evde iğnelerine ben devam ediyorum. Kalan antibiyotiklerini ben yapıyorum. Bebeğim için hepsini öğrendim.” dedi.