Aydın Boysan yalnızca rakı kültürü üzerinden tanımlanırsa, aydın yönü, kültürü, mimarlık bilinci ve örgütlülüğü hafife alınmış olur. Aydın bey topluma mesajlarını yeme içme üzerine kendi mizah anlayışıyla vermeye çalışmıştır.
Aydın Boysan’ın Yazmanın ve Farkındalık Yaratma Konusunda Öğrettikleri
1990’lı yıllarda önce Hürriyet gazetesinde mizah ile karışın yaşama dair yazılar yazan sonra TV ekranlarında tok sesi ile yaşam sanatı ve yeme içme konusunda hoş sohbetlerine rastladığımız kişi Aydın Boysan’dı. Aydın beyin iyi bir mimar olduğu, İstanbul Teknik Üniversitesinde Mimarlık fakültesinde ders verdiğini, Koç ve Eczacıbaşı holdinge önemli mimari eserler kazandırdığını çok sonradan öğrendim. Hatta TMMOB Mimar Mühendisler Odasının kurucularından ve yöneticilerinden olduğunu da ancak kendisi ile karşılaşınca öğrendim. Tam tarihini hatırlayamadım, yurtdışına bir kongreye gitmek üzere Adana hava alanına geldiğimde sırada tanıdık sima Aydın Boysan beyefendi ile karşılaştım. Aydın bey Adana Mimarlar Odasının davetlisi olarak konuşmaya çağırılmış, akşam otelde misafir edilmiş. İkinci gün kendisini havaalanına bırakacak görevli arkadaş geç gelince Aydın Bey uçağı kaçırırım diye bir taksiye atlamış ve hava alanına gelmiş. Sırada tanıştık ve kendimi tanıttım ve içeri geçtik. O dönemde THY-CIP kart sahibi olmam nedeniyle salonda bir çay ikram ettim. Kısa zamanda karşılıklı olarak sıcak bir sohbet etme fırsatı bulduk. Tam uçağa binmek üzere iken Mimarlar Odasında Aydın Beyi bırakacak arkadaşın geldiği ve Aydın Beyi aradıkları ilanı duyuldu. Aydın bey uzaktan tamam işaretini yaptıktan sonra birlikte uçağa geçtik. Uçak tam kalkacak iken önlerden bir gürültü ve bağırtı duyuldu. Bir kadın yolcu uçaktan inmek istediğini belirtiyor ve görevliler neden inmek istediğini ve/ya nedensiz inişine engel oluyorlarmış. Güvenlik çağırıldı ve kadın ile birlikte bizlerde dışarı alındıktan sonra uçak tamamen güvenlik kontrolünden geçirildi. O arada tekrar salona alındık ve 2 saat sürecince biraz daha sohbet etme olanağı bulduk. Bu arada Aydın beyin sohbetlerini ve yaşama dair kafamdaki soruları sorma olanağı buldum.
Aydın Boysan’ı Tanıma Şansına Sahip Oldum
Aydın Bey’e başta eğitim-üniversite ve bilimsel konuları olmak üzere zaman zaman değişik konularda denmeler yazdığımı belirtim. Çok sevindiler. Yazdıklarımı istediler. Kendilerinin yazıya nasıl başladıklarını anlatılar. Birlikte çalıştığı başta Vehbi Koç ve diğer iş ve sanat çevrelerinden arkadaşlarının önerileri ve ayrıca akşam sohbetlerindeki arkadaşlarının da isteği ile mizah ve aydınlatıcı yazılar yazmaya başladığını belirttiler. 63 yaşında ilk kitabını yazdığını belirttiler. Sonra kitaplarını yayınlamak için kendi yayın evini kurmuş ve günümüze kadar da 43 kitap yazmış.
Aydın Boysan Yazma Konusunda Beni İsteklendirdi
Açıkçası 63 yaşında kitap yazmaya başlamış bir aydın ile karşılaşmış olmak insanı yüreklendiriyor. Ülkemizde emeklilik yaşının erkekler için 65 olduğu günümüzde yaşama yeniden başlamak çok önemli bir iç enerjiyi gerektirir. Aydın bey “Hiçbir konuya hiçbir yaşta geç kalınmış değildir” diyordu bir yazısında. Yazmaya veya okumaya zamanım yok gibi bahanelerin arkasına saklanmak yerine doğrudan işin bir tarafından tutulmasını iyi bir örnek olmuştur. Bu bağlamda Aydın Bey bizim gibi yazma konusunda geride kalmış bir toplum için önemli bir rol model olmuştur. Hele çok erken yaşlarda emekli olup elini eteğini çekmiş ve adeta ölümü bekleyen çok sayıda insana çok önemli bir isteklendirme kaynağı ve örnektir.
(DEVAM EDECEK)