19°
İMO Adana Şube Sekreteri, Suphi Civelek, yüksekten düşmelerin inşaat sektörünün en can alıcı konularından biri olduğunu belirtti ve ekledi:
“İş Cinayetlerinde Avrupa Birincisiyiz”
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Sekreteri, İnşaat Yüksek Mühendisi Suphi Civelek, Türkiye’de her yıl ortalama 80 bin iş kazasının yaşandığını, bu kazaların binden fazlasının da ölümle sonuçlandığını belirtti. Adana BTÜ Yeşiloba Yerleşkesi’nde yapılan “Yüksekte Güvenli Çalışma Semineri ve Uygulamalı Eğitim” Programı’nda konuşan Civelek, yüksekte güvenli çalışmanın meslek alanlarının en can alıcı konularından biri olduğunu söyledi.
ADANA (GÜNEY HABER) – Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Sekreteri, İnşaat Yüksek Mühendisi Suphi Civelek, Türkiye’de her yıl ortalama 80 bin iş kazasının yaşandığını, bu kazaların binden fazlasının da ölümle sonuçlandığını belirtti.
Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Yeşiloba Yerleşkesi’nde yapılan “Yüksekte Güvenli Çalışma Semineri ve Uygulamalı Eğitim” Programı’nda konuşan Civelek, yüksekte güvenli çalışmanın meslek alanlarının en can alıcı konularından biri olduğunu söyledi.
Çok sayıda yapı emekçisinin alınabilecek önlemler ihmal edildiği için, konunun önemine uygun çalışmalar yapılmadığı için hayatını kaybettiğini vurgulayan Civelek, “Ne yazık ki yüksekten düşme inşaat sektöründe ölümle sonuçlanan iş kazalarının birinci nedeni olmaya devam etmektedir. Ülkemiz iş kazalarında Avrupa ve dünyada ilk sıralarda; ölümlü iş kazalarında ise Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. İş Sağlığı ve iş Güvenliği meclisinin 2013 yılına ilişkin hazırladığı raporda 1235 işçinin yaşamını yitirdiği belirtilmektedir. Bir başka ifadeyle, ülkemizde her 7 saatte bir işçi hayatını kaybetmekte, her gün evine ekmek götürmek için işine giden 3 işçi evine bir daha dönememektedir. Konunun vahim yanlarından bir diğeri ise; yapılan araştırmaların, iş kazalarının yüzde 50’sinin “kolaylıkla” önlenebilecek kazalar olduğunu, yüzde 48’inin de sistemli bir çalışma ile önlenebileceğini ortaya çıkarmasıdır. İşte bu nedenle işçi ölümlerinin önlenebilir olması nedeniyle yaşananları “iş kazası” değil “iş cinayeti” olarak nitelendirmekteyiz” dedi.
İŞ KAZALARININ NEDENLERİ
Sağlıksız koşullarda güvenlikten yoksun çalışma, güvencesiz çalışma hayatı, taşeron sistemi, ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin yeterince ciddiye alınmaması, yasal boşluklar ve denetimsizliğin iş kazalarını arttıran nedenler olduğunu vurgulayan Suphi Civelek, şunları söyledi:
“İnşaat sektörü, gücünü ve ilerleme sürecini insan emeği ortak paydasında gerçekleştirmektedir. Ancak, insan emeği ağırlıklı yapı üretim sürecinde, iş güvenliği ve işçi sağlığı tedbirlerinin doğru ve bilimsel gerekliliklerin yerine getirilmeden yapıldığı görülmektedir. Bu nedenle, çok sayıda insanın hayatını kaybettiği, çok daha fazla sayıda işçinin çeşitli meslek hastalıklarının yanı sıra sakatlanma, yaralanma gibi rahatsızlıklar geçirdiği en riskli işkollarından biridir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de ölümlü iş kazalarının yüzde 34’ü inşaat işlerinde gerçekleşmektedir. Gerçekleşen ölümlü iş kazalarının meydana gelmesinin birinci nedeni yüksekten düşmedir.
Yüksekte çalışmanın risklerini ortadan kaldırıcı doğru koruma ekipmanlarının kullanılması, şantiye şeflerinin, yöneticilerin, mühendislerin, ustabaşılarının, saha çalışanlarının, yüksek yerlerde yapılan çalışmalarda düşmeyi önleyici sistemlere ilişkin eğitim almaları, bu sistemlerin mutlaka kullanılmasını temin etme yönünde yapılacak olan denetim ve kontroller kazaların önüne geçilmesi konusunda önemli bir adım olacaktır.
İş cinayetlerinin, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne geçilebilmesi için işyerlerinde “Önce insan, önce sağlık, önce iş güvenliği” anlayışı yerleştirilmelidir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği; insan odaklı bir mesleğin uygulayıcılarının örgütü olan İnşaat Mühendisleri Odamızın önemli çalışma alanlarından, mücadele alanlarından birini oluşturmaktadır. İMO olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda insana yaraşır bir anlayışın ülkemizde hakim olması için çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz.”
