Türkiye’de son yıllarda artan iş kazaları, bu alanda acı bir rekoru da beraberinde getiriyor. Geçtiğimiz yıl meydana gelen iş kazalarında en az bin 970 işçi hayatını kaybetti. İnşaat ve tarım, en fazla iş kazasının yaşandığı sektörler
İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre, 2016 yılında en az bin 970 işçi çalışırken hayatını kaybetti. Çalışma hayatındaki ‘kara’ tabloyu gözler önüne seren verilerde ölümlerin en çok gerçekleştiği iş kollarına bakıldığında tarım ve inşaat sektörünün ön plana çıkıyor. Bu sektörler aynı zamanda güvencesiz çalışmanın da yaygın olduğu sektörler.
İSİG’in, geride bıraktığımız 2016’da yaşanan iş kazalarını derlediği rapora göre, 2016’da iş kazalarında en az bin 970 işçi, çalışırken hayatını kaybetti.
Böylece geçen yıl yaşamını yitiren işçi sayısı ‘acı’ bir rekor da kırdı. Çalışırken hayatını kaybeden işçi sayısındaki artış çalışma hayatındaki kara tabloyu bir kez daha gözler önüne koyarken, sadece son 4 yılın aralık ayı verilerine bakmak bile yıl yıl meydana gelen artışı gösteriyor. 2013 yılının Aralık ayında en az 112 işçi hayatını kaybederken, bu sayı 2014 yılı Aralık ayında 127’ye, 2015 yılının Aralık ayında en az 137 işçiye çıktı. 2016 yılının Aralık ayında ise 141 oldu.
İş kazalarının nedenleri ise oldukça dikkat çekici! İşçilerin büyük çoğunluğu işyerlerine ya da evlerine giderken yolda gerçekleşen trafik ve servis kazalarında hayatını kaybetti. Yüksekten düşme ve ezilme ile göçükler ise ikinci sırada yer aldı. Türkiye tarihinin en büyük iş kazası olan Soma maden kazasının yaşandığı 2014 yılında bin 886 işçi yaşamını yitirirken 2016 yılı, 2014’ü de geride bıraktı.
2016 yılı en fazla iş kazasının yaşandığı yıl oldu. 2016’da iş kazalarının dörtte üçü 6 işkolunda gerçekleşti. İnşaat-yol işkolunda 442 işçi, tarım ve orman işkolunda 389 işçi, taşımacılık işkolunda 265 işçi, ticaret ve büro işkolunda 124 işçi, belediye ve genel işler işkolunda 109 işçi, metal işkolunda ise 96 ölümlü iş kazası yaşandı.
2016 yılında yaşamını yitiren bin 970 kişinin bin 394’ü işçi-memur statüsünde çalışan ücretli, 210’u çiftçi ve 78’i esnaf ve 288’i kendi nam ve hesabına çalışan insanlardan oluşuyor. 2016 yılında 98 kadın ve bin 872 erkek işçi yaşamını yitirirken, iş kazalarının yaş gruplarına göre dağılımı da dikkat çekici. Geride bıraktığımız yılda 14 yaş ve altında 18 işçi, 15-17 yaş aralığında 38 işçi olmak üzere toplamda 56 çocuk işçi hayatını kaybetti.
18-27 yaş aralığında 294 işçi, 28-50 yaş aralığında 998 işçi, 51-64 yaş aralığında 399 işçi, 65 yaş ve üstünde 77 işçi ve yaşı tespit edilemeyen 146 işçi de çalışırken yaşamını yitirdi. 2016 yılında en az 96 göçmen işçi yaşamını yitirirken, Türkiye’nin 81 ilinde de kazalar ölüm getirdi.
Raporda ölümlerin en çok gerçekleştiği iş kollarına bakıldığında inşaat ve tarım sektörünün ön plana çıkıyor. Bu sektörler aynı zamanda güvencesiz çalışmanın da yaygın olduğu sektörler. Bir yandan da ağır ve tehlike iş kolları aynı zamanda. Ölümlerin yıllara göre artmasının temel nedenleri kuşkusuz Türkiye’deki çalışma yaşamının git gide daha kuralsız, esnek ve güvencesiz olması.
Taşeronun giderek artması bununla da kalmayıp kiralık işçilik gibi yeni uygulamaların gündemde olması çalışma hayatını işçi hakları ve iş güvenliği açısından geriye götüren uygulamalar. Bu uygulamaların yansımalarına bir yenisi de Adana’da eklendi. Organize Sanayi Bölgesi’nde bir gübre fabrikasının çatı tamiratını yapan işçiler öğlen tatilinde yemek molası için vincin asansörünü kullanarak inmek isterler ancak vincin halatı onların yemek yemelerine izin vermez koparak 10 metre yükseklikten 6 işçiyi yere çakar. Sonuç 5 ölü 1 ağır yaralı. İş güvenliğinin olmaması, çalışan emekçilerin hayatlarının bu düzende bu kadar ucuz olması ne yazık ki bu kara tabloyu ortaya çıkarıyor.
Hayatlarını kaybeden emekçi kardeşlerimiz Allahtan Rahmet ve ailelerine sabır dilerken, hastanede tedavi altında olan emekçi kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum