Türk ekonomisindeki olumlu gelişmeleri değerlendiren ATO Başkanı Atila Menevşe:
Yatırım ve üretim konularında cesur olmalıyız
Hükümetin iş dünyasının rahatlatılmasına yönelik olarak aldığı önlemlerin yanı sıra, birbiri ardına uygulanan teşvik paketleri ve düzenlemeler sayesinde Türk ekonomisinin yeniden yükselişe geçtiği bir döneme girildiğini belirten Adana Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, “İş âlemi olarak bu dönemi son derecede iyi değerlendirerek yatırım ve üretim konusunda daha cesaretli olmalı ve Hükümetimizin iş dünyasına güvenini boşa çıkarmamalıyız” dedi.
ADANA (GÜNEY HABER)- Hükümetin iş dünyasının rahatlatılmasına yönelik olarak aldığı önlemlerin yanı sıra, birbiri ardına uygulanan teşvik paketleri ve düzenlemeler sayesinde Türk ekonomisinin yeniden yükselişe geçtiği bir döneme girildiğini belirten Adana Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, “İş alemi olarak bu dönemi son derecede iyi değerlendirerek yatırım ve üretim konusunda daha cesaretli olmalı ve Hükümetimizin iş dünyasına güvenini boşa çıkarmamalıyız” dedi.
Türk ekonomisinin son yıllarda istikrarlı bir büyüme gösterdiğini, iç ve dış odaklı olumsuzluklara ve engelleme girişimlerine rağmen yatırımını, üretimini ve istihdamını artırdığını kaydeden ATO Başkanı Menevşe, ekonomiyi kriz ortamına sürüklemeyi amaçlayan FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin yarattığı olumsuz etkilerin bile bir yıllık kısa bir sürede aşılabildiğini vurguladı.
BÜYÜME RAKAMLARI
Türk ekonomisinin, yılın ilk yarısında büyüme hızının yıllık yüzde 5,1’e ulaştığına dikkat çeken ATO Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, büyüme trendinin yılın üçüncü çeyreğinde süreceğine ilişkin işaretlerin sevindirici olduğunu, bu tablonun yürürlüğe konulan teşvik ve destek paketlerinin önemini ortaya çıkardığını söyledi. 2017 yılı başından itibaren işsizlik oranında da kademeli gerilemeler görüldüğünü ifade eden Menevşe şöyle konuştu:
“Son dönemlerde açıklanan ve Türk ekonomisinin durumunu yansıtan ekonomik veriler iş dünyasını umutlandırmakta ve cesaretlendirmektedir. Açıklanan verilere göre, Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte büyük ölçüde yatırım, üretim ve ihracat kaynaklı olmak üzere yüzde 5.1 büyümüştür. Bu rakam, büyümenin tüketim odaklı olmamasından dolayı da ayrıca önemli ve anlamlıdır. Hatırlanacağı gibi, 2017’nin birinci çeyreğinde yüzde 5.2 büyüme görülmüştü. Böylelikle Türk ekonomisi 2017 yılının ilk yarısında yüzde 5.14 büyüme oranına ulaşmış bulunmaktadır. Son 15 yıllık dönemi değerlendirdiğimizde ise Türkiye’nin bu sürede yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen sağlam ekonomik temelleri sayesinde ortalama yüzde 5,7 oranında güçlü bir büyüme performansı sergilediğini görüyoruz. Hükümetimizin siyasi ve ekonomik istikrara ek olarak yatırım ortamını iyileştirmek, yatırımları teşvik etmeye yönelik düzenlemeleri sonrasında yatırımlarda da yüzde 9,5 oranında artış meydana gelmiştir. Bu başarılı performansın önümüzdeki dönemde daha da artırılarak sürdürülmesi, 2010-2016 yılları arasında yakaladığımız yüzde 6.7 oranına yeniden ulaşılmasının sağlanması ve ekonomimizin yapısal dönüşümünü hızlandırmak için daha kapsamlı reformların hayata geçirilmesini de zorunluluk olarak değerlendiriyoruz. Öte yandan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan sanayi üretim endeksinin de Temmuz ayında beklentiler yüzde 0.80 seviyesindeyken bir önceki aya göre yüzde 2.3 artmış olması, Türk ekonomisinin iyi yolda ilerlediğini gösteren bir başka somut göstergedir. Bu rakamlara göre ülkemizin sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 14,5 artış göstererek önemli bir atılım yapmıştır.”
ENFLASYON VE FAİZ ORANI DÜŞÜRÜLMELİ
Açıklanan son enflasyon rakamlarının çift haneli olmasının düşündürücü olduğunu, bunun büyük ölçüde 15 Temmuz darbe girişiminin olumsuz yansımalarından kaynaklandığını aktaran Menevşe sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak ülkemizin uzun sayılmayacak bir geçmişte yüzde yüze ulaşan enflasyon oranları yaşadığını da unutmadık. 2003-2016 arasında ortalama yüzde 8,7’ye gerileyen enflasyon rakamlarının 2018’de yeniden yakalanmasını diliyoruz. Bilindiği gibi, enflasyon ve faiz ekonomideki yatırım ve kalkınmanın, diğer anlamda ise bir ülkenin büyümesi ve gelişmesinin en önemli engelidir. Bu kapsamda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın da hemen her fırsatta ifade ettikleri gibi bankalardan faiz oranlarını makul seviyelere çekerek iş dünyasının krediye kolay ulaşımını sağlamaları gerekmektedir. Yatırım ve üretimde hedeflenen başarıya ulaşılması ancak böylelikle mümkün olabilecek, iş adamlarımız yatırım, üretim konusunda rahatlatılacak ve daha cesur hareket edebileceklerdir. Bu konuda Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın, iş dünyasına yönelik hitabındaki -Yatırım yapacaksınız, arkanızda devlet var, hükümet var. Daha fazla yatırım, üretim yapacağız. Ürettiğimizi satacağız, katma değer oluşturacağız, ekmeğimizi büyüteceğiz- sözleri bizlere moral ve motivasyon kazandırmıştır. Bu anlamda tüm üyelerimizi yatırım ve üretim konusunda daha cesaretli olmaya ve Hükümetimizin iş dünyasına güvenini boşa çıkarmamaya davet ediyorum.”