Yaklaşık bir hafta önce açıklanan istihdam ve işgücüne katılım oranlarındaki büyük artışlar, işsizlik olgusunu bertaraf etmenin yanı sıra işsizlik maaşına yapılan başvuruların da önceki yıllara oranla bir hayli azaldığı gösterdi.
Açıklanan son rakamlara göre, ekonomik hayatın içinde iş bulabilenlerin sayısı geçen yıla göre yaklaşık yüzde 39 artarak 791 bin 542 kişi oldu. İşe yerleştirilenleri ifade eden bu rakamların 534 bini erkek, 257 bini ise kadınlardan oluştu. İşe yerleştirmelere sektörel bazda baktığımızda ise, iş bulabilenler ağırlıklı olarak hizmet, imalat ve toptan-perakende sektörlerinde çalışmaya başladıklarını verilen istatistiklerden gözlemleyebiliyoruz.
Bu noktada özellikle İŞKUR kanalı ile girişimcilik eğitimlerinin, açılan mesleki kurslarla kuaförlükten, sekreterliğe, güzellik uzmanlığından, halı-kilim dokumacılığına kadar birçok alanda eğitimler verilerek, kişileri meslek sahibi yapmadaki büyük katkısını görebiliyoruz.
Hem belirli bir müddet kursa devam eden kursiyerlere verilen harçlıkların eğitimi daha da teşvik edici olması sayesinde, bu tür kurslara katılım çok fazla oluyor.
Bu gelişmeler insan hayatına yaptığı olumlu katkılar sayesinde, kişiler belirli bir süre kursa gidiyor, mesleğin en ince ayrıntılarına kadar öğrenme şansını yakalıyor. Kursunu bitirip, sertifikasını eline alıyor ve aldığı eğitim doğrultusunda ekonomik hayat içindeki yerini alıyor.
Bunların yanında bir de KOSGEB kredileri var elbet… Yeni bir iş kurmak isteyenlere devletin sunduğu kredilerden oluşan bu hizmet ile çoğu kişi kendi işyerini açarak, kendi işinin patronu olma noktasına gelebiliyor.
Günümüz Türkiye’sinde ekonominin ihtiyaç duyduğu iş ve meslek dallarında işsizlere belirli bir meslek kazandırma amacının yanında, ekonomik hayat içerisinde aktif olarak çalışanların da kendilerini yenilemeleri için kamu ve özel sektör tarafından açılan beceri kazandırma ve geliştirme kursları olarak tanımlanan meslek kursları, yaşam boyu öğrenmenin ve bir meslek sahibi olmanın önemli bir aracı olarak karşımıza çıkıyor.
Meslek kursları, bireylerin meslek edinmelerini kolaylaştırıcı en temel faaliyetlerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Milli Eğitim Sistemi içerisinde yaygın eğitim kapsamında, işgücü piyasası ve istihdam açısından uygulanan aktif istihdam politikaları doğrultusunda düzenlenen bu kurslar ile çok sayıda kişi eğitimden geçip eline sertifikasını alabiliyor.
Bu sertifika özellikle kadınların işgücüne kazandırılması noktasında büyük katkılar sağlıyor. Toplum içerisinde sık sık karşılaşırız bu kurslar sayesinde kendi işini kurup çalışan kişileri…
Örneğin herhangi bir mesleki tecrübe ve bilgisi olmamasına rağmen, açılan meslek edindirme kurslarına katılıp sertifikasını eline alarak, gerek kendi bir işyeri açıp işleterek gerekse de edindiği bilgiler doğrultusunda çalışabileceği bir işe girerek, çalışıp kendi parasını kendi kazanan ve hiç kimseye muhtaç olmadan kendi ayakları üzerinde durabilen kadınların hikayelerini sıklıkla dinleyebiliyoruz.
Veya gittiğimiz bir kuaförde, terzi de vs. bu gibi meslek kursları sayesinde iş öğrenip, çalışma imkanını yakalayan kişilere rastlayabiliyoruz.
Özet olarak diyebiliriz ki; açıklanan rakamlardan da anlaşılabileceği üzere, işgücü piyasasında istihdam için gerekli olan yeterlilik düzeyine sahip olmayan kişilerin iş hayatındaki yerlerini almaya imkan sağlayan bu tarz kursların sayısının arttırılması, özellikle ev hanımlarının da ekonomik hayat içinde aktif olmasını sağlamasının yanında, çağımızın en büyük problemlerinden birisi olan işsizlik sorununa da çare olacaktır.