“14 Mart, yeni bir başlangıcın ilk adımı olsun” diyen, Adana Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Ökten:
“OHAL’de 2 bin 761 hekim ihraç edildi”
14 Mart Tıp Bayramı; dün Sabah erken saatlerde Atatürk Parkına çelenk konulması, Büyükşehir bandosu eşliğinde saygı duruşunda bulunup, İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Burada basın açıklaması yapan Adana Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, “14 Mart’ın, tüm kötülüklere ve haksızlıklara karşın, iyilik, dostluk ve dayanışmanın, gelecek güzel günler ve barış içinde bir yaşam için yeni bir başlangıcın ilk adımı olmasını diliyoruz. OHAL sürecinde 2 bin 761 hekimin görevinden alındığını belirterek, “Meslektaşlarımızın hastalarına ve öğrencilerine bir an önce kavuşabilmelerini mesleklerine geri dönmelerini istiyoruz” dedi.
ADANA (GÜNEY HABER)- 14 Mart Tıp Bayramı; dün Sabah erken saatlerde Atatürk Parkına çelenk konulması, Büyükşehir bandosu eşliğinde saygı duruşunda bulunup, İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Burada basın açıklaması yapan Adana Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, “14 Mart’ın, tüm kötülüklere ve haksızlıklara karşın, iyilik, dostluk ve dayanışmanın, gelecek güzel günler ve barış içinde bir yaşam için yeni bir başlangıcın ilk adımı olmasını diliyoruz.
OHAL sürecinde 2 bin 761 hekimin görevinden alındığını belirterek, “Meslektaşlarımızın hastalarına ve öğrencilerine bir an önce kavuşabilmelerini mesleklerine geri dönmelerini istiyoruz” dedi.
Adana Tabip Odası’nca, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Atatürk Parkı’nda basın açıklaması yapıldı. Yönetim kurulu üyelerinin ve doktorların katıldığı basın açıklamasını okuyan Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Ökten, 14 Mart’a girerken 4 taleplerinin olduğunu bunların başında da ihraç edilen hekimlerin görevlerinin başına dönmesi olduğunu belirtti.
14 yıldır sürdürülen Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında niteliğin değil niceliğin öne çıktığını söyleyen Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, “Hekimler kısa sürede çok sayıda hastaya bakmak zorunda kaldı. Hastalara doğru düzgün fiziksel muayene yapılamadı. Nitelikli sağlık hizmeti sunabilmenin koşulları yok edildi. 14 yıldır hiç artmayan aksine giderek azalan bir parametrenin olduğunu görüyoruz” dedi.
Sağlık ortamındaki şiddetin sağlık sistemine yapıldığını kaydeden Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, şöyle devam etti:
“Bu nedenle, uygulanmakta olan sağlık politikalarını ele almadan gösterilecek hiçbir yaklaşım, sağlıkta şiddetin çözümüne yönelik etkili bir çözüm ortaya koyamayacaktır. Bu amaçla sağlık çalışanlarına yönelik şiddete asla hoşgörü gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleşmesine olanak sağlamalıdır.”
İYİ HEKİMLİĞİN SAVUNUCUSUYUZ
Hekimlerin yanı sıra SES ve Genel Sağlık İş başkan ve üyelerinin de katıldığı açıklamada 14 Mart’a girerken, TTB Merkez Konseyi ve tabip odaları olarak, “14 Mart’ta 4 Talebimiz Var” diyerek konuşmasını sürdüren Başkan Doç. Dr. Ökten, “Haksız ve hukuksuz ihraç edilen hekimlerin işlerine iadesini, hastaya yeterli süre ayrılmasına yönelik çalışma koşullarını, çalışırken ve emeklilikte insanca ücreti, sağlıkta şiddetin sona ermesini talep ettik. Bu talepler çerçevesinde 20 Şubat 2017 tarihinden başlayarak bir dizi eylem ve etkinlik gerçekleştirdik. OHAL sürecinde şu ana kadar toplam 2.761 hekim ihraç edildi. Adil ve demokratik yargılama usullerine uyulmadan keyfi bir şekilde işlerine son verilen hekimlerle sorunlarını tartışmak ve çözüm önerileri üretmeyi, meslek örgütümüzün bu dönemdeki temel sorumluluğu olarak görüyoruz. Emeğin, demokrasinin, hukukun, toplumsal barışın ve iyi hekimlik değerlerinin savunucusu olan meslektaşlarımızın hastalarına ve öğrencilerine bir an önce kavuşabilmeleri, 14 Mart’a giderken öncelikli talebimizdir”
ANAMNEZ ALMADAN DOĞRU TANI KONMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR
Doç. Dr. Ökten, “14 yıldır sürdürülen Sağlıkta Dönüşüm Programı ve onun ana unsurları arasında yer alan performansa dayalı ödeme sistemiyle, hasta bakımında niteliğin değil niceliğin öne çıktığı; hekimlerin kısa sürelerde çok sayıda hastaya bakmaya zorlandıkları; hastalara, doğru düzgün anamnez alınmasına, fizik muayene yapılmasına izin vermeyen sürelerin ayrıldığı; nitelikli sağlık hizmeti sunabilmenin koşullarının yok edildiği bir sağlık ortamı yaratıldı. Yine bu dönemde, poliklinik sayılarından acil başvurularına, ameliyatlardan BT, MR çekimlerine kadar her parametrede Sağlık Bakanlığının istatistiklerine de yansıyan rekor artışlar gerçekleşti. Ancak, tüm bu artışlara yanında, 14 yıl boyunca hiç artmayan, aksine giderek azalan bir parametrenin olduğunu görüyoruz: Hastaya ayrılan süre. Oysa, biliyoruz ki, bir hekimin hastasına yeterli süre ayırmadan ve ayrıntılı bir anamnez almadan doğru tanı koyması ve doğru tedavi uygulaması mümkün değildir”
ÇALIŞMA KOŞULLARI İYİLEŞTİRİLMELİDİR
Nitelikli bir sağlık hizmeti üretmenin en temel bileşenlerinden birinin çalışma koşullarının oluşturduğunu da hatırlatan Doç. Dr. Ökten, “İnsanca çalışma koşulları ve emeğimizin karşılığı olan ücret, birbirinden ayrı düşünülemez. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi için; mesleki bağımsızlık, iş yükünün insancıl düzenlenmesi, mesleki sağlık ve güvenliğin sağlanması, fırsat eşitliği, örgütlenme özgürlüğü, çalışma ortamının demokratikleştirilmesi, emekliliğe yansıyan güvenceli ücret ve mesleki gelişim hakkı, uluslararası normlara uygun olarak çalışma sürelerinin düzenlemesini talep ediyoruz. Bu taleplerimizin karşılanması, iyi hekimlik yapmamızın ve nitelikli sağlık hizmeti sunmamızın ve toplumumuzun daha iyi bir sağlık sistemine ulaşmasının yollarını açacaktır”
ŞİDDET HER GEÇEN GÜN ETKİSİNİ ARTTIRIYOR
Türkiye sağlık ortamında şiddetin her geçen gün etkisini artırdığını da belirten Doç. Dr. Ökten, “Sağlık ortamındaki şiddet, sıklıkla hasta ya da hasta yakınlarından sağlık çalışanlarına yönelse de, aslında burada hedefin sağlık sistemi olduğu açık olarak görülebiliyor. Bu nedenle de, uygulanmakta olan sağlık politikalarını ele almadan gösterilecek hiçbir yaklaşım, sağlıkta şiddetin çözümüne yönelik etkili bir çözüm ortaya koyamayacaktır. Öte yandan, sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik yapılacak bir düzenleme, önleyicilik ve koruyuculuk işlevinin sağlanabilmesi için, sağlık çalışanlarına yönelik şiddete asla hoşgörü gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleşmesine olanak sağlamalıdır. Bu amaçla, TTB olarak, Türk Ceza Kanunu’na bir madde eklenmesi önerisinde bulunuyoruz. Nitelikli sağlık hizmet sunumu, ancak, hastaya yeterli süre ayırmakla, şiddetin olmadığı, güvenli ve olumlu çalışma koşullarıyla mümkün olacaktır. 14 Mart Tıp Bayramında, her şeye rağmen, “Hekim-Emekli Hekim Ücretleri” ile ilgili önerilerimizi de içeren çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi, “Fiili Hizmet Zammı Yasa Tasarısı” ve sağlıkta şiddetle ilgili Türk Ceza Kanunu’na bir madde eklenmesi taleplerimizi yükseltiyoruz. İş güvencesi ve insanca çalışma koşulları, sağlık hakkı, iyi hekimlik ve nitelikli sağlık hizmeti için 14 yıldır uygulanan sağlık politikalarına HAYIR diyoruz! 14 Mart’ın, tüm kötülüklere ve haksızlıklara karşın, iyilik, dostluk ve dayanışmanın, gelecek güzel günler ve barış içinde bir yaşam için yeni bir başlangıcın ilk adımı olmasını diliyoruz.” diye konuştu.