İnsan vücudunun neredeyse tüm düzenini belirleyen hormonların salgılandığı, üretildiği ya da kontrol edildiği ana kumanda merkezi durumundaki hipofiz bezinin hastalıklarının, genetik faktörlerin yanı sıra sonradan gelişen etkenlerden de kaynaklanabildiği belirtildi.
ADANA (GÜNEY HABER) – İnsan vücudunun neredeyse tüm düzenini belirleyen hormonların salgılandığı, üretildiği ya da kontrol edildiği ana kumanda merkezi durumundaki hipofiz bezinin hastalıklarının, genetik faktörlerin yanı sıra sonradan gelişen etkenlerden de kaynaklanabildiği belirtildi. Bezin, yaptığı görev ile orantılı olarak; ortaya çıkan hastalıklarının da vücutta yaşamsal önemdeki hasarlara yol açabildiğini, özellikle tümörlerin ise bu risklerin seviyesini arttırdığı kaydedildi.
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Uygulama ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Okan Bakıner, Hipofiz bezinin, hormonların salgılamasını uyarmak ya da baskılamak suretiyle kontrol eden ana kumanda merkezi olduğunu söyledi.
ÇOK FAZLA GÖREVİ VAR
Vücudumuzun bebeklikten ergenliğe kadar büyüme ve gelişmesini sağlayan büyüme hormonunun hipofiz bezinden salgılandığını, metabolizmayı düzenleyen tiroid bezinin uyarılması işini üstlendiğini kaydeden Doç.Dr. Bakıner, “Bir stres hormonu olarak bilinen ve böbrek üstü salgı bezlerinden salgılanan kortizol hormonunun da uyarısını hipofiz bezi sağlar. Erkekte testislerin kadında ise yumurtalıkların uyarılarak testosteron ve östrojen adı verilen cinsiyet gelişimi ile ilgili hormonların salgılanması da hipofiz bezi vasıtasıyla olur. Kadında doğum sonrası süt üretimini sağlayan prolaktin hormonu ve üretilen sütün salgılanmasını sağlayan oksitosin hormonu da hipofiz bezi tarafından üretilir. Böbreklerden su geri emilimini arttırarak vücudumuzun su dengesini sağlayan ve damar gerginliğini düzenleyen vazopresin adı verilen önemli bir hormonumuz da hipofiz bezi tarafından üretilir” diye konuştu.
FASULYE TANESİ KADAR
Bu kadar önemli görevleri olan bu hayati organımızın boyutlarının yaptığı işle kıyaslanamayacak ölçüde bir fasulye tanesi büyüklüğünde ve 0.5 gram ağırlığında olduğunu anlatan Doç.Dr. Okan Bakıner, bezin hastalıklarının da yaptığı işle orantılı olarak yaşamsal sonuçları olduğunu kaydetti. Bakıner, “Hipofiz bezinin hemen üstünden sağ ve sol gözden gelen ve görmeyi sağlayan sinirler çaprazlaşma yapmak suretiyle geçerler. Bu nedenle hipofiz bezinin yukarıya doğru büyüdüğü hastalıklarda bu sinirler etkilenerek görme kaybı meydana gelebilir” bilgisini verdi.
Hipofiz bezi hastalıklarını, “Hipofiz bezi hormon salgısında yetersizlik durumları” , “Anormal miktarlarda hormon salgılanmasına yol açan ya da hormon salınımını bozmayan hipofiz tümörleri ve etkisiz hormon üretimi durumları” sınıflandırılabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Bakıner, şöyle devam etti:
“Hormon salgı yetersizlik durumları doğuştan ya da sonradan kazanılmış olabilir. Sonradan kazanılmış hormon yetersizlikleri ciddi kafa travmaları, kafa bölgesine alınan radyasyon, beyin iltihapları ve enfeksiyonları, hipofiz bezinin kanlanmasındaki bozukluklar, vücudun başka bir bölgesinde oluşan kötü huylu bir tümörün kan yoluyla metastazı gibi sebeplere bağlı olabilirse de çoğunlukla hipofizdeki hücrelerden ortaya çıkan iyi huylu bir tümörün bası etkisiyle hormon salgılayan hücreleri ezmesinden kaynaklanır.“
ÖLÜMCÜL RİSKLER TAŞIYABİLİR
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Uygulama ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji Ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Uzmanı Doç.Dr. Okan Bakıner, böbreküstü bezinin uyarılmaması sonucunda ölümcül riskler doğacağını da belirtti. Bakıner, “Bu durumda hastaların kan basıncı ve şekeri düşme eğilimine girer, su-tuz dengesizliği ve koma oluşur. Yine tiroid bezleri uyarılamadığı için tiroid yetmezliği ortaya çıkabilir. Gonadların uyarılamaması sonucu ergenliğe girememe , erişkinde cinsel fonksiyon bozuklukları ve kısırlık oluşabilir. Büyüme hormon eksikliğine bağlı büyüme gelişmenin durması, süt hormonu olarak bilinen prolaktin eksikliğine bağlı doğum sonrası süt oluşturamama yada su dengesinde bozulmaya bağlı aşırı idrar çıkışı ve su içme ile karakterli şekersiz diyabet ortaya çıkabilir “ dedi.
HASTALIKLARA YOL AÇABİLİYOR
Hipofiz tümörlerinin ise hipofizin hormon salgılayan hücrelerinden ortaya çıkabileceği gibi hormon üretmeyen destek dokusundan da kaynaklanabileceğini kaydeden Doç. Dr. Okan Bakıner, “Büyüme hormonu salgılayan bir tümör ergenlikten önce oluşmuşsa devliğe, ergenlikten sonra oluşmuşsa akromegali denilen el ve ayakların büyüdüğü, kaba yüz görünümünün oluştuğu, iç organların büyüdüğü ve vücutta kanser riskinin arttığı duruma sebep olur. Böbrek üstü bezini uyaran hücre tümörleri cushing hastalığı denilen hipertansiyon, şeker hastalığı, aydede görünümlü kırmızı yüz ve ensede hörgüç tarzı kalınlaşma ile giden bir rahatsızlığa sebep olur. Yine süt hormonu salgılayan tümörler prolaktinoma adını alırlar ve göğüslerden süt gelmesi, kadında adet düzensizliği, kısırlık ve erkekte cinsel fonksiyon bozukluklarına neden olabilir. Tiroidi uyaran hücre tümörleri, zehirli guatr benzeri duruma neden olurlar“ diye konuştu.
GÖRME KAYBINA NEDEN OLABİLİYOR
Bazı hipofiz tümörlerinin ise baş ağrısı, görme sinirlerine bası ile görme alanı kaybı ve ya tümör içine kanama ile akut hipofiz yetmezliği durumlarına da sebep olabileceğini belirten Doç. Dr. Okan Bakıner, şunları söyledi:
“Bu durum cerrahi müdahaleyi gerektirir. Hipofiz tümörlerinin çoğunun tedavisi cerrahi olarak tümörün çıkarılması ile sağlanırken bazıları ise ilaç tedavisine yanıt verirler. Cerrahi uygulansın ya da uygulanmasın tüm hipofiz hastalarının yönetimi endokrinoloji klinikleri tarafından yapılır. Hastaların çoğu ömür boyu takip gerektirir.”