Memur-Sen Adana İl Başkanı Mehmet Sezer, Arakan’da yaşanan zulmün ne dünya kamuoyunun gündemine girebildiğini ne de şimdiye kadar zulmü hafifletecek ciddi bir girişimin söz konusu olmadığını söyledi.
ADANA (GÜNEY HABER) – Memur-Sen Adana İl Başkanı Mehmet Sezer, Arakan’da yaşanan zulmün ne dünya kamuoyunun gündemine girebildiğini ne de şimdiye kadar zulmü hafifletecek ciddi bir girişimin söz konusu olmadığını söyledi.
Sezer, Memur-Sen Adana Şubesi’nde, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının yönetici ve temsilcilerinin de katıldığı basın toplantısında, senelerdir devam eden ve geçen günlerde bir kez daha alevlendirilen Budist çetelerin Myanmar’daki katliamlarının sürdüğünü, son olarak 3 binin üzerinde Arakanlı Müslümanın katledilirken, binin üzerindeki Myanmarlı’nın da farklı ülkelere göç etmeye zorlandığını vurguladı.
Memur-Sen’in 81 ilde yayınlanan basın açıklamasında Budist çetelerce yürütülen katliamların lanetlediğini hatırlatan Başkan Sezer, İslam dünyasına ve uluslararası topluma, “harekete geçin, katliamı durdurun” çağrısında bulundu.
Budist Burma Hükümetinin Arakan’daki zulümlerinin 1942 yılından beri hiç durmadan devam etiğini söyleyen Sezer, her gün aşağılanan, tacize uğrayan, köyleri mahalleleri basılan Arakanlıların BM’ye göre de bu çağın en mazlum halklarından biri durumunda olduğunu, Arakan’da yaşanan zulmü ne dünya kamuoyunun gündemine girebildiğini ne de şimdiye kadar zulmü hafifletecek ciddi bir girişimin söz konusu olmadığını söyledi.
“ÖZ YURDUNDA GARİP, ÖZ VATANINDA PARYA”
1784 yılına kadar bağımsız olan Arakan’ın, Burma ve İngilizlerin işgaline uğradığını, bağımsızlık öncesi etnik temizliğe girişen Budistlerin, 28 Mart 1942’de 150 bin Arakanlı’yı katledip yüz binlercesini yurtlarından çıkardıklarını anlatan Sezer açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Burma’nın 1948’de bağımsızlığını kazanmasıyla baskı daha da sistematik hale geldi. Müslüman Arakan halkını İslami köklerinden koparmak için İslami eğitim veren okullar kaldırıldı ve Budist müfredat uygulanmaya başlandı. Başörtüsü kullanılması ve kurban kesilmesi yasaklandı. İslami isimler yerine Budist isimlerin kullanılması ve Kur’an-ı Kerim’in harflerinin Burma harfleriyle değiştirilmesi zorunlu hale getirildi. Arakan’lı Müslümanlar uzun yıllardır çok yönlü ve derin ayrımcılığa, asimilasyon ve soykırıma tabi tutuluyorlar. Müslüman toplumun önderleri, alimleri ve ileri gelenleri katlediliyor. Arakanlı Müslümanlar bu dayatmalara boyun eğmedikçe baskının, katliamların, sürgünlerin dozu artırılıyor. 1962 yılında başlayan komünist dönemde 22 yıl boyunca 20 bin Arakanlı öldürüldü. Mallarına el konuldu ve kadınlarına tecavüz edildi. 1982 yılında Arakanlı Müslümanların vatandaşlıkları ellerinden alındı. Arakanlılar yüzyıllarca bağımsız olarak yaşadıkları öz vatanlarında “öz yurdunda garip, öz vatanında parya” durumuna düşürüldüler.1990’lardan sonra yeniden başlayan kıyım döneminde binlerce Arakanlı şiddete maruz kalarak hayatını kaybetti, 200 bin Arakanlı Bangladeş’e sığındı.
2012 yılında yeniden toplu tutuklama, köylerin yakılması, tecavüzler, katliamlar, camilerin yakılması gibi insanlık dışı muameleler başladı. 150 bin kişi evlerini terk etti. Bu zulümler bütün dünyanın sessiz bakışları arasında 2016 yılında tekrar etti.”
“KINAMANIN KATLİAMLAR KARŞISINDA ANLAMI YOK”
Bugün sayıları 5 milyonu aşan Arakanlıların 4 milyonunun 1942 yılından beri uygulanan sistematik baskı ve zulümden kaçarak Malezya, Bangladeş, Pakistan, Suudi Arabistan, Tayland, Endonezya ve Avrupa’da mülteci olarak yaşadığını söyleyen Memur-Sen Adana il başkanı Mehmet Sezer, “Bütün bunlara karşın birkaç güçlü devletin çıkarlarını korumaktan başka bir işe yaramayan BM, mazlum milletlerin yaşadıkları zulümleri kınamak için bile ABD’nin, Çin’in, Rusya’nın iznine bakıyor. BM ve BMGK tarafından yapılan tek şey ölü ve yaralıları sayarak rapor hazırlamak. Bu vahşi katliamları engellemek için ise bugüne kadar en küçük bir girişimde bulunulmuş değil. İnsan hakları söylemi şampiyonluğunu kimseye bırakmayan lafazan Batı dünyası da yaşanan katliamları durdurmaya yönelik kılını kıpırdatmıyor. Komisyon raporları ve kınama faaliyetlerinin ise katliamlar karşısında hiçbir anlamı yok” dedi.
Sezer, açıklamasında şunları kaydetti:
“Bugün dünyanın her yerinde Müslümanlar büyük zulümlere ve katliamlara maruz kalıyor. Buna karşın uluslararası örgütler ve Batı dünyası çirkin bir ikiyüzlülükle İslamofobiyi pompalamakla meşguller. BM ve diğer uluslararası örgütlerin Müslümanlara yönelen zulüm karşısındaki sessizliği mevcut zulümleri artırmakta ve yeni zulümlere davetiye çıkarmaktadır. Ancak hemen şunu da eklemeliyiz ki bu zulmün diğer bir ortağı da, kendi milletine uygulanan zulüm karşısında sesini yükseltmek ve çözüm üretmek yerine üç maymunu oynamayı tercih eden İslam dünyasıdır. Zulmün sadece seyircisi olmayan aynı zamanda birçok yerde öznesi de olan Batılı devletlerin çifte standartlı yaklaşımından medet uman bir yaklaşımla çözüm üretmenin mümkün olmadığı bilinmelidir. Temel sorun İslam dünyasının örgütsüzlüğü ve sinmişliğidir.”
“İSLAM DÜNYASI ÇÖZÜMLER ÜZERİNDE ÇALIŞMALI”
İslam dünyası ülkelerini bir an önce harekete geçmeye çağıran Mehmet Sezer, “Bu bağlamda Türkiye’nin İİT’nın toplanarak gerekli adımları atması konusundaki çağrısını destekliyoruz. Bu bağlamda İslam ülkeleri hükümetlerini, İslam dünyasındaki bütün kurumları, dünyadaki bütün insan hakları ve yardım kuruluşlarını gerekli sorumluluğu almaya, Arakan’ı BM ve diğer örgütler nezdinde dünya gündemine taşımaya, saldırıların durdurulması için Myanmar hükümetine baskı yapmaya, yanı sıra Arakanlı Müslümanlara fiili destek sunmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
İslam dünyasının, çok yönlü ve çok cepheli saldırılara karşı yapısal çözümler üzerinde çalışması gerektiğini hatırlatan Başkan Mehmet Sezer basın açıklamasını, “Bizler Memur-Sen olarak, Myanmar hükümetini ve sessiz kalan her kurum ve ülkeyi kınıyoruz. Arakanlı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Arakan için insani yardım ve diplomasi konusunda ciddi adımlar atılması için çağrıda bulunuyor ve bu konularda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye hazır olduğumuzu bütün kamuoyuna, ilgili ve yetkili herkese duyuruyoruz” diye konuştu.