Tarımda gübre ve ilaç sektörü yabancı tekel tehdidinde diyen ZMO Genel Başkanı Özden Güngör:
“ÜLKEMİZ GIDA PİYASASI HUKUKSUZCA YÖNETİLİYOR”
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, ülkede tohum, gübre ve ilaç sektörünün birkaç ulusal ve uluslararası tekelin kontrolüne bırakılmış durumda olduğunu, bu yüzden de sağlıklı gıda üretilemediğini, uygun fiyatla halka sunulamadığını ve gıda üretiminde bir sürekliliğin sağlanamadığını söyledi.
ADANA (GÜNEY HABER) – Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, ülkede tohum, gübre ve ilaç sektörünün birkaç ulusal ve uluslararası tekelin kontrolüne bırakılmış durumda olduğunu, bu yüzden de sağlıklı gıda üretilemediğini, uygun fiyatla halka sunulamadığını ve gıda üretiminde bir sürekliliğin sağlanamadığını söyledi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK), “Türkiye’de Tarım Politikası ve Gıda Güvenliği” konulu toplantı düzenledi. Adana’daki Atatürk Parkı’nda düzenlenen toplantıda konuşan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, Türkiye’de gıda piyasasının hukuksuzca yönetildiğini savundu.
“ÜLKEMİZ GIDA PİYASASI HUKUKSUZCA YÖNETİLİYOR”
Dünya genelinde gıdanın politik bir silah olarak kullanıldığını vurgulayan Güngör, “Uluslararası tekeller tohumdan gübreye, ilaçtan pazarlamaya kadar bütün üretimi kontrol etmeye çalışıyorlar. Ülkemizde de tohum, gübre ve ilaç sektörü birkaç ulusal ve uluslararası tekelin kontrolüne bırakılmış durumdadır. Dünya ölçeğindeki bir şirket Türkiye’ye geliyor, tarım arazileri üzerine bina yapıyor, ülkemizdeki gıda piyasasını hukuksuzca yönetmeye kalkıyor, siyasi iktidar ise bu duruma izin veriyor. Bizler buna itiraz edince, bu hukuksuzluğu dava edince de, bir gecede yasalar değiştiriliyor. Bunun gibi onlarca akıl almaz olayın ardından, ülkemiz tarımı ve çiftçisi zor duruma düşünce, gıda üretimleri sekteye uğrayınca da ithalat yoluna başvuru, uluslararası firmaları bir kez daha ihya ediliyor” diye konuştu.
GIDA ZEHİRLENMELERİNE DİKKAT ÇEKTİ
Son günlerde askeri birliklerde yaşanan toplu gıda zehirlenme vakalarının her biri bir önce yaşanılandan ders çıkarılmadığını gösterdiğini ifade eden Özden Güngör, şunları söyledi:
“Bu gibi hayati konularda hizmet alımı ihalelerinde yaşanan rekabet, üst düzey standartlarda verilmesi gereken hizmet şartlarının, olabildiğince düşük şartlarda sunulmasını beraberinde getirmektedir. Kamu kaynaklarının özel firmalara aktarılması anlamına gelen kamuda hizmet alımı uygulamalarından biran önce vazgeçilmeli ve hepimizin vergileri ile sağlanan kamu kaynakları kamu eliyle hepimizin yararına olacak şekilde kullanılmalıdır. Yakın zamana kadar kendi tarımsal üretiminde, kendisine yetmenin dışında, büyük tarım ürünleri ihracatçısı olan Türkiye, dağları, tepeleri bitmiş gibi, en verimli tarım alanlarını yapılaşmaya açarak; köylerin ve köylünün ihtiyacını karşılamayarak onları şehirlere taşıyor. Bu arada artan işsizlik bir yana, hemen her türlü tarım ürününü ithal eden bir ülke haline getiriliyor.”
Gıdaların birkaç tekelin eline bırakıldığını söyleyen Güngör, “Bu gidişe artık dur diyoruz. Gıda sektöründeki bu hukuksuzluğa karşı adalet istiyoruz. Emekçilerin gıda ürünleri fiyatları karşısında eriyen gelirlerini görüyor ve adalet istiyoruz” dedi.
“ÜRETİCİ, ÜRETMESİN ANLAMINA GELİYOR”
Toplantıda tarım ve gıda üzerine sunum gerçekleştirmek üzere davet edilen CHP Bursa Milletvekili, Ziraat Mühendisi Orhan Sarıbal da açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de 80 darbesi ile birlikte ekonomide devletin rolünün özel şirketlere bırakıldığı süreçten bahseden Sarıbal, 70’lerden itibaren sanayi ve mali açıdan ihracatçı konumda olan devletlerin ülkelerinde gıda üretimine ağırlık verdiğini belirterek, Türkiye’nin politikasının kendi üreticisini mülksüzleştirerek alanı uluslararası şirketlere bırakmak olarak geliştiğini anlattı.
Gümrük vergisinden indirim yapılan tarım ürünlerine dikkat çeken Orhan Sarıbal, “Mısırda gümrüğün yüzde 130’dan yüzde 25’e düşürülmesi mısırcıların iflas bayrağını açması anlamına geliyor. Aynı şekilde buğdayda yüzde 135’ten yüzde 40’a, arpada yüzde 135’ten 35’e düşürülmesi bu ülkenin üretici üretmesin anlamına geliyor” diye konuştu.
CHP Milletvekili Sarıbal, İMF, Dünya Bankası gibi uluslararası para fonlarından para istenirken hep imtiyazlar verildiğini dile getirerek, mevzuatlarda yapılan değişikliklerle Et Balık Kurumu, Tarım Kredi, Çukobirlik, Fiskobirlik gibi çiftçiyi destekleyen bütün kurumları artık desteklemekten vazgeçtiğini söyledi.
2002’den bu yana dışarıdan alınan 61 milyon ton hububatın 41 milyon tonunun buğday olduğunu ifade eden Sarıbal, “Çukurova’da buğday eksen olmayacak yer var mı? 63 milyon ton da endüstri ürünleri ithal ettiler. Soya, pamuk benzeri ürünlere 171 milyar dolar para ödediler. 175 milyar da ihracat yaptık diyecekler ancak ithal edilen ürünlerin işlenmesi ile yapılıyor” dedi.