Yaz ayları güneş ışınları cildimiz kadar gözlerimizi de etkiliyor. Güneş gözlüğü kullanmamanın pek çok zararı olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Göz Hastalıkları Araştırma Ve Uygulama Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. İlke Bahçeci Şimşek UV ışınlarının zararlarını ve bundan korunmanın yollarını özetledi.
ADANA (GÜNEY HABER)-Güneş gözlükleri genellikle güneş ışınlarının göz kamaştırıcı etkisinden korunmak için ya da aksesuar olarak kullanılmaktadır. Ancak güneş gözlüklerinin çok daha önemli olan asıl görevi, gözleri güneşin yaydığı ultraviyole (UV) ışınlarının göze ve vücudun en ince derisine sahip göz çevresi cildine verebileceği hasarlardan ve neden olabileceği hastalıklarından korumaktır.
UV ışınlarının göz üzerindeki olumsuz etkilerinden bahseden Şimşek ‘’ UV ışınları güneş ışınlarının gözle görülmeyen dalga boyunda yer alırlar ve ultraviyole A (UVA), B (UVB) ve C (UVC) olarak 3 gruba ayrılırlar. Bunlardan A (UVA) ve B (UVB) ışınları göze zarar verebilmektedir. Güneş ışınları katarakt, makula dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı), et yürümesi (pterygium) gibi hastalıklara yol açabilmektedir. Çalışmalarda katarakt hastalarında %20 oranında, fazla UV ışınlarına maruz kalındığı saptanmıştır’’ dedi.
AÇIKGÖZ RENGİNE SAHİP OLANLAR DAHA DİKKATLİ OLMALI!
Şimşek, ultraviyole ışınlarının göze verebileceği hasarı arttıran faktörlerle ilgili ise ‘’ Daha yüksek bölgelerde, kar, kum ve deniz gibi ışığı yansıtan alanlarda, uzun süre dış ortamlarda bulunan kişilerde, açık göz ve deri rengine sahip olanlarda, ilkbahar ve yaz aylarında ultraviyole ışınların seviyesi artar. Gün içinde 11 ila 16 saatleri arasında da ultraviyole miktarı daha yüksektir. Bunun yanında bazı ilaçlar güneşe bağlı gözde hassasiyeti arttırmaktadır. Bu ilaçlar; doğum kontrol hapları, bazı tansiyon ilaçları ve bazı antibiyotiklerdir’’ dedi.
Güneş gözlüklerinin işlevlerinden birincisi ve en önemlisi, gözümüzü göremediğimiz UV ışınlarına karşı korumak olduğunun altını çizen Şimşek, yüksek kalitede güneş gözlüklerinde bulunan özellikleri ise şöyle sıralıyor;
Güneş gözlüğünün UVA ve UVB blokaj derecelerine bakılmalı, % 99-100 UV blokajı yapabilen camlar seçilmelidir.
Polarize camlar yansımaları engeller fakat güneşe karşı blokajını arttırmamaktadır, denizde ya da karda tercih edilebilirler.
Güneş gözlüklerinde kullanılan aynalı kaplamalar yada koyu renk camlar göze gelen ışık miktarını düşürmekle birlikte ultraviyole blokaj oranını etkilememektedir.
Büyük ve gözleri çevreleyen güneş gözlük çerçeveleri göze kenarlardan gelen ışınları azaltmaları nedeniyle tercih edilebilir.
ÇOCUKLAR DA GÜNEŞ GÖZLÜĞÜNE İHTİYAÇ DUYUYOR
Yrd. Doç. Dr. İlke Bahçeci Şimşek çocukların da diğer bireyler gibi güneş gözlüklerine ihtiyaç duyduklarını işaret ederek, ‘’ Çocuklar erişkinlerden daha fazla dışarıda zaman geçirmekte ve UV ışınlarına maruz kalmaktadırlar. Bu nedenle çocukları bu zararlı ışınlardan korumak için %100 UV blokajı olan gözlükler kullanılması sağlanmalıdır. Bebeklerde güneşe maruziyet varsa güneş gözlüğü kullanılabilmektedir. Çocukların gözleri UV ışınlarına karşı erişkinlere göre daha hassastır bu nedenle güneş gözlüğü kullanımı için ne kadar erken o kadar iyidir. %100 UV blokajı olan gözlükler özellikle yansımaların daha fazla olduğu deniz kenarı, kumsal ve karda mutlaka takılmalıdır. Erişkinlerde olduğu gibi geniş çerçeveli güneş gözlükleri tercih edilmelidir’’ diye konuştu.