Hayvan besicileri Kurban Bayramı’na 25 gün kala büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Kurban Bayramı’ndan aylar önce, kurbanlık hayvan alarak beslemeye başlayan besiciler, ucuz yem arayışına girerken, Bakanlar Kurulu kararıyla alınan karar, hayvan besicilerinin planlarını bozdu.
Kurban Bayramı öncesinde et fiyatlarının daha artmaması için harekete geçen hükümet, Bakanlar Kurulu kararı ile Et ve Süt Kurumu’na canlı hayvan ve et ithali yetkisi verdi. Kurum önümüzdeki yılın sonuna kadar 500 bin büyükbaş hayvan, 475 bin baş koyun ve keçi, 75 bin ton büyükbaş hayvan eti ile 20 bin ton çeyrek karkas et ithal edebilecek. Gümrük vergisine tabi olmadan yapılan ihracat ile bayram öncesinde et fiyatlarının daha da yükselmemesi hedefleniyor.
Türkiye’de et fiyatları nasıl yükseliyor? Neden yükseliyor? Aslında bu konuların tespit edilmesi ve bu konularda çözümlemeler yapılması gerekiyor.
Aslında bu konuda şöyle bir soru da sormak mümkün;
Yanı başımızda uzun yıllardan bu yana iç savaşın devam ettiği Suriye’de yıkık dökük binalar arasında, kurulan çadırların hemen dibinde özellikle koyun besiciliği yapıyor. Suriye’de insanlar yiyecek ekmek ve tedavi olacak ilaca hasretken, sürüler halinde koyun ve keçiler yetiştiriliyor. Suriye’de ne bir yem ne de bir ilaçtan bahsetmek mümkün değil.
Peki, Suriye kırsalında kendiliğinden üreyen ve kırsal dağlardaki çöpleri yiyerek büyüyen koyun ve keçiler neden Türkiye’de üreyip büyüyemiyor? Doğrusu benim en çok merak ettiğim konu bu…
Hayvan besicileri konuştuğunda sürekli yemden bahsediyor. Tamam, yem pahalı olabilir ama bizimde kırsal dağlarımız var, bizimde tarım arazilerimiz var… Buralardan çıkan ot hayvanlarımız için yem olamaz mı? Ya da keçi ve koyunlarımızı kırsal bölgelere süremez miyiz? Mesela bizim meralarımız yok mu? Ağzını açan üretici, “Yem fiyatlarına gücümüz yetmiyor” diyor. Bu konuda hayvan üreticileri ile aynı fikirde olmadığımı belirtmek isterim.
Çünkü Türkiye’de ekilmeyen bir karış toprak kalmadı. Ekimi bitkilerden kalan atıkların büyük bir bölümü ise hayvan yemi olarak kullanılabilir. Ancak bunu yapmak biraz zahmetli iş… Maalesef hayvan besicilerimiz üzerlerindeki takım elbiseyi çıkarmadan hayvancılık yapmak istiyor. Bunu da ancak işçi çalıştırarak yapabiliyor, maalesef o zamanda işçilik ücreti üretim giderlerini artırıyor.
Diğer taraftan hükümet artan et fiyatlarını önlemek adına yıllardır uyarılarda bulunuyor, ancak özellikle kırmızı et fiyatları gizli bir şekilde artmaya devam ediyor. Et fiyatlarına getirilen tavan fiyat uygulaması bile ülkemizdeki kırmız et fiyatındaki sorunların çözümüne yetmedi.
Aslında hükümetin almış olduğu bu karara özellikle hayvan besicilerinden tepki gelebilir. Ancak bu tepkiler, insanların ucuz et yemesinden daha önemli değil. Aslında bu konuda söylenecek çok şey var ama sınırı aşmadan çizgide kalmak en doğrusu. Sonuçta bu ülkede Bakanlar Kurulu, oldukça önemli bir kararın altına imzayı atmış durumda.
İnşallah bu yıl insanlar ithal canlı hayvanlar sayesinde dini görevlerini yerine getirirken maddi açıdan çok fazla zorlanmazlar. Her zaman yerli üreticilerin desteklenmesinden, her zaman milli olan neyse onun desteklenmesinden yanayım ama maalesef uzun yıllardan bu yana Türkiye’de kırmızı et piyasasında yaşanan spekülasyonlar benim kadar, tüm halkı da rahatsız ediyor. Olmuyorsa olmuyordur, olmuyorsa oluruna bakmak gerekiyor. Bu nedenle hükümetin vergisiz olarak canlı hayvan ve kırmızı et ithalatına olur vermekle bence en iyisini yaptı. Hatta ve hatta bu ithalatı sınırsız süreliğine de uzatması gerekiyor.