reklam
reklam
DOLAR 38,4292 % 0.2
EURO 43,8350 % -0.02
STERLIN 51,3195 % -0.01
FRANG 46,4233 % 0.06
ALTIN 4.100,03 % -0,72
BITCOIN 93.987,56 -0.625
reklam

Bir Limonun Hikâyesi

Yayınlanma Tarihi : Google News
reklam

Yıl 2025. Yine limon konuşuyoruz. Ama mesele sadece bir meyve değil. Mesele; tarımın nasıl yönetilemediği, üreticinin nasıl yalnız bırakıldığı, tüketicinin neden yüksek fiyata mecbur kaldığı. Limon, bu tablonun sadece sembolü.

Ticaret Bakanlığı ihracatı yasakladı, sonra gelen tepkilerle kararını 15 Mayıs’a kadar erteledi. Neden? Çünkü o tarihten sonra Arjantin ve Güney Afrika gibi ülkelerin taze limonu dünya pazarına girecek. Yani biz, limonumuzu satabileceğimiz zamanı da kendi elimizle törpülüyoruz.

Verilere bakalım. Ağaç sayısı azalıyor ama üretim artıyor. 2 milyon 300 bin tonluk üretime rağmen, fiyatlar uçuyor. Depolar dolu ama piyasa pahalı.

Kim kazanıyor? Üretici mi? Hayır. Tüketici mi? Asla. Kazanan yine aracılar, yine sistemin boşluklarını bilenler.

Ticaret Bakanlığı, bu tablo karşısında ihracatı durdurmanın fiyatı düşüreceğini sanıyor. Oysa sorun bu değil. Sorun, sistemin üreticiyi desteklememesi. Limon 5 liraya satılırken ağaçlar söküldü, şimdi stoktaki ürünün fiyatı bahane edilerek ihracat kısıtlanıyor.

Bu bir yönetim krizidir. Ve sadece limonda değil, domateste, soğanda, patateste aynı filmi tekrar tekrar izliyoruz. Kooperatifçilik güçlendirilmeden, üretimden pazarlamaya kadar bir zincir kurulmadan, bu hikâye hep böyle bitecek: Üreten kazanmayacak, tüketen ödeyecek.

Bu limon, artık sadece bir limon değil. Bu, bir ülkenin tarım politikasının acı bir özeti.                                             (NAMIK KEMAL KALAYCI)

 

 

reklam

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.