

Adana Demirspor eridikçe eriyor ama kimse “Ne oluyor?” demiyor, diyemiyor…
Her geçen gün daha da kötüye gidiyor mavi-lacivertliler. Her gelen takım 3-5 gol atıp gidiyor. Ama çare bir türlü bulunamıyor, bulunamaz da. Çünkü, bu çocukların güçleri, yetenekleri hırsları mücadeleleri ancak bu kadar. Çok daha fazla gol yememek için çalışıyorlar.. Teknik Direktör Palaz da çabalıyor ama bu çaba takımın biraz ileriye taşınmasına yetmiyor.
Sarıyer karşısında özellikle ilk yarıda mücadele ettiler. 2-3 de net pozisyon buldular. Yani golü kaçırmak daha zordu, onu başardı Demirspor’un gençleri…Çünkü, son vuruşlarda çok etkisizler. Rakip ile karşı karşıya kaldıklarında, boş kaleye bile topu yuvarlayamıyorlar, elleri ayakları titriyor. Dedim ya daha çocuk bunlar…
Yani, Adana Demirspor bu sezon çile üzerine çile çekecek çektirecek… Utanması gereken elbette sahaya sürülen bu çocuklar değil. Bu çocuklar aslanlar gibi mücadele etmeye çalışıyor. Utanması gereken kendini biliyor. Ama nerde?
Bu takımı bu hale sokanlar utanacak elbette.. Başlangıçtan bugüne kadar ne yapıldı, ne edildi, kimin parmağı varsa, herkesin utanması gerekiyor. 85 yıllı bir kulüp bu hale nasıl gelir?
Bunun tek izahı var o da iş bilmeyen yönetimler…
Her şey para değil tabi ki.. Önemli olan parayı doğru yerde, doğru zamanda ve doğru şekilde kullanmaktır. Kulübü borç batağına sokmamaktır. Gelir –gider dengesini iyi ayarlamaktır. Ödeyemeyeceğin borca kulübü sokmayacaksın. İşte sağlıklı yaşamanın ana kuralı bu.. Yoksa sağlıklı yaşamak mümkün olmaz. Şu anda Demirspor’un sağlıklı bir yaşam sürmesi gibi. Oksijen çadırında ömrünü noktalamayı beklemesi gibi… Ama, bunlar da hikaye. Çünkü kulübü sahiplenenler sessiz.. “Bana ne” diyor… Olan da bir avuç taraftara oluyor… Dün maçtan sonra yolda dakikalarca yürüyüp evine giden insanları gördük.. Belki de o saatte otobüs, minibüs olmadığı için. Belki de son parasını bilet alıp maçı izlemeye gittiği için. Yazık değil mi bu insanlara…Vebal büyük… Kimse bu vebalin altında kalkamaz.



