Adaletten, kanundan, hâkimden, savcıdan hatta Türkiye Büyük Millet Meclisinden büyük kim var diye sorarsanız iftira atabilecek enginlikte ve nitelikte olan ortalama bir kadın derim. En yüksek Mahkemenin bile bir dava konusunda karar vermesi için onca delil, tanık ve duruşma gerekirken sıradan bir kadının tek bir iftira telefonu bir erkeğin hayatını derhal karartmaya yetiyor. Bu konuda on binlerce mağdur erkek var. Artık Bıkkın, üzgün ve kızgın sesleri gitgide yükseliyor. Anlatayım; 6284 sayılı kanun, psikopat erkeklerce mağdur edilmiş kadınları korumak için çıkartılmış bir kanunmuş. Psikopat erkek oranı Devlet istatistik kurumunun rakamlarına göre hesap edildiğinde on bin erkekte 2 kişi civarında. Bu da Türkiye’de yaşayan 42.5 milyon erkek içinde 8500 kişi yapıyor. İşte bu 8500 adet psikopat yüzünden 42 MİLYON 491 BİN 500 ADET ERKEK, 6284 SAYILI KANUNUN KÖTÜ NİYETLİ ORTALAMA KADINLAR TARAFINDAN SUİİSTİMALİ İLE MAĞDUR EDİLİYOR. Görünen o ki bu kanun adaleti sağlamaktan çok adaletsizlik yaratıyor. Örneğin, Evde su içtiği bardağı masada unutan bir astsubay, polis, makine mühendisi, hâkim, savcı, doktor, bankacı, yönetici, memur, işçi, çöpçü veya iş insanı eğer Allah muhafaza erkek ırkına mensupsa bu kanun sayesinde kötü niyetli bir kadının insafına kalmıştır. Her şey bu Kadının Bir düğmeye basmasına bakar! Hiçbir delile tanığa gerek yok. Kadı’nın değil KADININ iki dudağı arasında her şey. Dövdü desinler tutuklansın, sövdü desinler elektronik kelepçe takılsın! Öyle trajikomik durumlar oluşuyor ki: aleyhine uzaklaştırma verilen erkek karısından kaçıyor, karısı ise takip edip erkeğin bulunduğu yere yaklaşarak polisi arıyor. Erkeği karakola çektiriyor veya ihlal diyerek hapse attırmaya çalışıyor. Kadın Alenen kumpas kuruyor!
Görülen o ki, birçok toksikfeminist kadınlarımız ve hatta daha doğrusu özellikle son 10 yıldır “Yasak Elma TV dizisi,” Tiktok ve Instagram gibi yüksek sosyal medya kültürü okulundan mezun(!) sosyal medya Yüksek Mühendisi milyonlarca kadın pek hoşnut bu durumdan. 8500 erkek psikopatın sayesinde, 42 milyon 491 bin 500 adet erkekten, kadınların kendi deyimleriyle, “2.500.000 yıllık hınçlarını alıyorlar.” Bunu ciddi ciddi dile getiren “okumuş, eğitimli, modern” tiktoksik kadın dahi çok. At iftirayı al nafakayı; at iftirayı al tazminatı; at iftirayı al hıncını! Kadın dayanışması adı altında Birbirlerine yalancı şahitlik bile yapan çok. Mottoları, “Donuna kadar alırım!” Bu don alma konusuyla ilgili uzman don alıcı kadınların yazdığı çok satan best-seller kitaplar bile var. Bunları okuyup don peşine düşen de bayağı tiktok mezunu kadın var. Üstelik böyleleri yüzünden gerçekten mağdur olan kadınlar daha fazla mağdur oluyorlar. Boşa elektronik kelepçe takan, koruma tedbirleri uygulayan, boşa meşgul edilen devlet kurumları da milyarlarca lira zarara uğratılıyor. İşin en önemli yanı, medyada tiraj yapan haberlerin başında gelen kadına şiddet haberleri yüzünden adli mercilerde tedirgin olmakta ve 6284 sayılı adaletsiz olmayı emreden kanunun da verdiği yetkiyle/ zorlamayla delil, tanık bakmadan erkekleri direk cezalandırmaktalar. Kötü haberlerin toplum nezdinde olduğundan daha sık yaşandığına dair algı oluşturmada insan aklının oyun oynadığı psikoloji bilimi tarafından ispatlanmıştır. Böyle olunca YÜZ BİNDE BİRLİK oranda yaşanan olaylar karşısında İş önlem almaktan çok topyekûn erkekleri cezalandırmaya dönüşmüş durumda.
Görünen o ki önüne gelene elektronik kelepçe takıldığından yakında elektronik kelepçe müthiş bir akım ve vazgeçilmez bir moda olacak! Güya yürürlükte olmayan fakat 6284 sayılı kanun ile fiilen yürürlükte olan, toplumu ve aileyi yıkma sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi sayesinde ülkemiz İstanbul “E- kelepçe” Fashion Week’e dönüşecek. Cidden trajikomik bir süreçten geçiyoruz! Kara mizahı canlı yaşıyoruz. Bu kanun bazı kadınların kendilerini adaletten, devletten ve her şeyden üstün görmesini sağlıyor. Hatta duyduğum kadarıyla Adana’da bazı ilçe karakollarında işin boyutu ve cüreti bazı kadınlar tarafından polise hakaret edilmeye ve polisi keyfi şikâyete kadar varmış. Polis dahi böyle suiistimalci ve iftiracı kadınlara karşı kendini savunmak konusunda çekinceli davranmakta. Birinin bu gerçekleri haykırması ve tüm toplum hayrına “Kral Çıplak” demesi gerekiyor. Aksi takdirde bu gidişle evlilik, yuva, aile, adalet, emniyet ve güvenlik kavramları da kalmayacak. Değil 3 çocuk hedefini tutturmak erkekler kadınlardan soğumuş ve korkmuş halde onlardan uzak duracaklar (hatta duruyorlar.) E artık “Tıp çok ilerledi!” deyip mitoz bölünme ile çocuk sahibi olunur bundan sonra!
Ha unutmadan, bu 8500 adet erkek psikopat için uzaklaştırma, elektronik kelepçe vb de caydırıcı filan değil. Suç islemeyi kafasına koymuş psikopatik kişi zaten bunlara takılıp kalmıyor. Bunu polis kayıtlarından görebilirsiniz. Olan, namusuna boğulan, çocuğunu-eşini düşünen ve yuvasının bozulmasını istemeyen basiretli erkeklere oluyor. Polis merkezleri gece evden alınmış nezarete konmuş nezih ve iyi birer vatandaş olan erkekler ile doluyor. Ve bu erkekler, ailelerini ve onurlarını korumak adına, modern(!) eşleri tarafından her türlü fiziksel, psikolojik ve maddi şiddete maruz kalmalarına rağmen ne şikâyetçi oluyorlar ne de tek kelime dahi toplum içinde konuşmuyorlar. Artık bırakın erkekleri, milyonlarca aklı başında, gerçekten güçlü ve kültürlü akıllı kadın bu yaratılan toplum ve huzur bozucu akımın farkında ve adil-insani değerlerin özlemi içindeler. Üstelik bilinçli olan bu kadınlar, TV’yi, sosyal medyayı, ahlak ve değer yoksunu rolmodeli(!) kadınları örnek alan ve saldırganlık yapıp devletin gücünü ve kanunu kötüye kullanmayı suiistimal etmeyi güçlü olmak sanan hemcinslerini ayıplıyorlar. Ne yazık ki rezaletten utanmayanların sesi daha çok çıkıyor memlekette! Unutmamak gerekir ki adaletsizlik, toplum yapısını ve ülke refahını yok eden sorunların başında gelir. Bu, tarih boyunca tüm devletlerde böyle olmuştur. Bakınız; eski Yunan Devletleri, Bizans İmparatorluğu, Sovyetler Birliği, Fransız Krallığı, Alman İmparatorluğu vb. Liste bitmez. Tertemiz insanları haksız yere delilsiz, tanıksız, sorgusuz sualsiz cezalandıran ve toplumu yok eden bu adaletsiz işleyişe karşılık Sayın Adalet Bakanımızın ve ekibinin Adaletli bir kanun ve suiistimali engelleyen ve suiistimalden caydırıcı uygulama esasları ile Sayın Cumhurbaşkanımızın ve meclisimizin karşısına çıkmasını korku, umut, heyecan ile bekliyoruz. Adalet rüyası gerçek Olur mu acaba?Türkiye’nin 42.491.500 kader mahkumu af bekliyor! Ben kadın erkek adaletini, iyi vatandaşların korunmasını; toplumun, milletin, devletin varlığını bilinçli bir şekilde savunan, Dünyayı gezmiş, ABD’nin en saygın üniversitelerinden New York Üniversitesi’nde okumuş ve bölüm birinciliği dahil birçok ödülle ülkesine hizmet için dönmüş naçizane bir vatandaş olarak bu mağduriyete sözcü oldum sadece.
Saygılarımla!