Bir kente gelen yabancıya ilk izlenimi ne verir? Elbette kapısı!
Yani kent girişi, havalimanı, tren garı, otogar…
Bir turist bavuluyla indiğinde, o ilk görüntü tüm şehri temsil eder. Hele ki Adana gibi festivaller kenti, bereketli toprakların merkezi bir şehirde bu detay daha da önemlidir.
Adana’nın kapısı olan otogar ise yıllardır “yenilenecek” vaatleriyle köhnemiş şekilde bekliyor.
Ama gelin görün ki hâlâ yamalı bohça, hâlâ günü kurtaran makyajlarla ayakta durmaya çalışıyor.Oysa Adana, sıradan bir şehir değil.
Bir yanda Altın Koza Film Festivali, bir yanda Portakal Çiçeği Karnavalı… Lezzet Festivali….Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist, bu kente akın ediyor. Adana; tarihi ve turistik öneminin yanı sıra gastronomik özelliğiyle de insanları kendine çekiyor.
İnsanlar Adana’ya sinema için, kültür için, kebap için, kısacası hayatın tadı için geliyor. Ama karşılaştıkları ilk manzara ne yazık ki bu şehre yakışmıyor.
Turizm gelirlerinden pay almak istiyoruz, “Adana gelişsin, büyüsün” diyoruz.
Peki, modern bir otogar olmadan, ulaşım altyapısını güçlendirmeden nasıl olacak bu?
Bir kentin vitrini sadece festivaller değil, aynı zamanda ulaşımdır, konfordur, düzenli bir karşılama alanıdır.
Hatırlayalım…
Hüseyin Sözlü döneminde Yeni Otogar Projesi kamuoyuna duyurulmuştu. Hatta öyle ki basın toplantılarıyla maketler gösterildi, muammen bedeli dahi konuşuldu. Bir an için hepimiz “tamam, bu defa oluyor” dedik. Ama olmadı… Yükleniciyle yollar ayrıldı, proje rafa kalktı.
Sonra Zeydan Karalar geldi. “Adana’ya yakışır bir otogarı kazandıracağız, Dünya Bankası ile temas halindeyiz” dedi. Söz güzeldi, umut vericiydi. Ama yıllar geçti, Adana hâlâ aynı eski otogarla misafir ağırlıyor.
Otogar meselesi artık bir inşaat projesi olmaktan çıktı, kentin vizyon meselesi haline geldi.
Adana’nın potansiyelini küçülten, misafirine “bu mu sizin şehriniz?” dedirten bir görüntüyle karşı karşıyayız.
Adanalılar da artık şunu sorguluyor:
“Biz bu kentin vergisini ödüyoruz, hizmet bekliyoruz. Bizim hakkımız olan modern tesisler neden hâlâ hayata geçirilmiyor?”
Vatandaş, seçim meydanlarında verilen sözlerin yerine getirilmesini istiyor. Çünkü otogar sadece turist için değil, bu şehirde yaşayan herkes için bir ihtiyaç. Üstelik Adana’nın geleceği için bu proje bir lüks değil, zorunluluktur.
Her yıl trafiğe çıkan binlerce yeni araç, toplu taşımanın yetersizliği, yolcu yoğunluğunun artışı; hepsi “acil” butonuna basıyor.
Adana, ancak çağdaş bir ulaşım altyapısıyla büyüyebilir, ancak modern bir otogar ile turizm gelirlerinden daha büyük pay alabilir.
Velhasıl…
Adanalı, artık hak ettiği hizmeti istiyor.
Bu şehir, gelişimin eşiğinde oyalanmak değil, ileriye yürümek zorunda.
Yeni otogar da bu yürüyüşün en kritik adımlarından biridir.
Otogar, sadece bir bina değildir. Bir kentin yüzüdür, kapısıdır, kartvizitidir.
Adana hâlâ o kartviziti buruşturup cebine sıkıştırıyor.
Artık bu şehre yakışır bir kapı yapılmalı, hem de beklemeden!
