hava
DOLAR %
EURO %
GRAM ALTIN %
ÇEYREK A. %
BITCOIN %
SON DAKİKA

‘’DEPREM ÖLDÜRMEZ, BİNA ÖLDÜRÜR’’

Son Güncelleme :

15 Şubat 2023 - 13:21

/ 3.244 views kez okundu.
‘’DEPREM ÖLDÜRMEZ, BİNA ÖLDÜRÜR’’

Türkiye, bir deprem ülkesi olduğu için neredeyse hepimiz depremi az çok hissetmiş, onun verdiği korkuyu yaşamışızdır. Maalesef ülke olarak depremlerden çok zarar gördük, çok acılar çektik. Öyle görünüyor ki bu zararları görmeye de devam edeceğiz. Depremin getirdiği acılar hangi ilimizde olursa olsun hepimizi derinden etkilemektedir.

Ülkemiz bir deprem bölgesidir. Geçmişten beri çok sayıda deprem geçiren ülkemiz, bu nedenle yüz binlerce can kaybı vermiştir. Yaralarını bile halen tam anlamı ile saramadığımız Düzce, Gölcük, İstanbul, Van, Elazığ, Malatya, İzmir depremleri, yakın tarihimizde yaşadığımız en şiddetli ve yıkıcı depremlerdir. Depremlerde ne yazık ki çok sayıda can kaybı yaşayabiliyoruz. Anne babalar evlatsız, evlatlar anne babasız kalabiliyor. Bunun belki binlerce örneğini gördük maalesef. Son olarak ta Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetli çok büyük deprem yaşadık. Binlerce vatandaşımız canından oldu. Binlerce vatandaşımız yaralandı.

Dünya var oluşundan beri depremler nedeniyle kim bilir kaç can yitip gitmiştir. Kaç ana evlat acısı çekmiş, yine kaç evlat öksüz veya yetim kalmıştır. Büyük ölçekli depremler, her zaman büyük yıkım getirmiştir. Kimi zaman neredeyse bir şehrin tamamının yıkılmasına, on binlerce kişinin ölümüne neden olmuştur.

Deprem, önlenemez bir doğal afet olsa da depremin yıkıcılığını önlemenin birçok yolu var. Günümüzde, Japonya gibi gelişmiş ülkelerde belki de dünyanın en şiddetli depremleri yaşansa da can kayıplarının ya hiç olmadığını ya da çok az olduğunu görebiliyoruz. Evet, Japonya, yer katmanlarına müdahale edip depremleri önleme şansına sahip değil; ancak ileri teknolojileri ve bu konuda duyarlı olmaları sebebiyle yapılarını büyük depremlere dahi dayanıklı şekilde inşa edebiliyorlar. Hani bir söz vardır: ‘’Deprem öldürmez, bina öldürür.’’ derler. İşte, Japonlar bunun farkına varmış ve yıkılmayan, dolayısıyla da öldürmeyen binalar inşa edebilmişler.

Bu tür gelişmiş ülkelerde 7’den 70’e her insan deprem konusunda eğitiliyor, çocuklara ve yetişkinlere deprem öncesinde alınması gereken önlemler ve yine deprem esnasında veya sonrasında yapılması gerekenler öğretiliyor. Zaten yıkılma riski az olan binalarda insanlar eğitimli olunca büyük depremler bile en az kayıplarla atlatılabiliyor. Tüm bunlar için her şeyden önce iyi bir eğitim ve bilinç durumu gerekiyor. Gerek devlet yöneticileri gerekse de halk bu konuda duyarlı olunca da her şey istendiği gibi oluyor.

Türkiye gibi gelişmemiş ülkelerde küçük ölçekli depremler bile büyük yıkımlara sebep olabiliyor. Bakıyorsunuz, 5-5,5 şiddetindeki bir depremde bile binalar yıkılabiliyor, insanlar ölebiliyor.

Hâlbuki bahsettiğimiz gelişmiş ülkelerde bu şiddetteki depremler haber konusu bile olmuyor. İşte, küçük depremlerde bile büyük yıkımlar yaşamanın temel nedeni uygunsuz ve dayanıksız binalardır. Kimi zaman bu binalar izinsiz yapılmış oluyor, kimi zaman malzemeden çalınıyor, kimi zaman da ömrü dolmuş ve yıkılması gereken binalarda yaşanmaya devam ediliyor. Haliyle en ufak bir yer sarsıntısında bile bu binalar yıkılabiliyor.

Gelecekte İstanbul ve çevre illerinde büyük ölçekli bir deprem bekleniyor. Ancak ne yazık ki uzmanların ifadelerine göre İstanbul, böyle bir depreme kesinlikle hazır değil. Zaten 1999 yılında yaşanan büyük Marmara depremlerinde yıkılmayıp hasar gören birçok bina var. Açık bir şekilde hasar görüp de yıkılan ve onarılan binalar elbette ki mevcut; ancak binlerce binanın yıkıldığı o depremlerde temeli sarsılan ve güçsüzleşen ancak tespit edilemeyen binlerce bina var. Büyük bir ölçekli bir depremde bu binalar da yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.

Depremler konusunda yetkililer derhal önlem almalı, gerekirse başka kaynaklara aktarılan ödenekler durdurulup tüm ekonomik kaynaklar bu alan kaymalıdır. Yıkılması gereken ne kadar bina varsa yıkılmalı, yerlerine depreme dayanıklı binalar yapılmalıdır. Çarpık kentleşmeye bir an önce son verilmelidir. Unutmayalım ki bir deprem, bir ülkeye bir savaştan bile daha çok zarar verebilmektedir. Eğer istersek deprem kayıplarını en aza indirebiliriz. Tüm yetkililerin ve halkın bu konuda bilinçli olması gerekiyor. Lütfen deprem ile ilgili tüm tedbirleri alalım. Böylece analar-babalar evlatsız, evlatlar anasız-babasız kalmasın. Depremler dünya durdukça devam edecektir. Bunun için yapabileceğimiz bir şey yoktur. Ancak biz gerekli önlemleri alırsak, depremin yıkıcı etkisinden bir nebze de olsa kurtulabiliriz.

Umarım yaşadığımız bu deprem ders olur,  rant uğruna, oy uğruna binalardaki eksiklikler göz ardı edilmez, her şey tekniğine kuralına göre yapılır. Bugüne kadar oy ve rant uğruna göz yumduklarımızın bedelini canlarımızla, malımızla ödedik.

Yaşadığımız Kahramanmaraş  merkezli 10 ilimizi kapsayan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum….