reklam
reklam
DOLAR 38,1776 % 0.52
EURO 43,6411 % 0.39
STERLIN 50,7979 % 0.16
FRANG 46,7061 % 0.76
ALTIN 4.083,75 % 0,50
BITCOIN 84.645,60 -0.154
reklam

YOZLAŞIYORUZ

Yayınlanma Tarihi : Google News
reklam

Yozlaşmanın sözlükte yazılı olan anlamına baktığımızda özündeki iyi nitelikleri birtakım dış etkenlerle zamanla yitirmek, özünden uzaklaşmak, bozulmak, dejenere olmak gibi anlamlarla karşılaşıyoruz. Bunu toplumsal ve kültürel kalıpta düşünecek olursak, toplumsal değer yargılarının, gelenek, örf ve ananelerinin terk edilmesidir.

Toplumsal yozlaşma son yıllarda toplum içinde etkisini artan bir hızla gösteriyor. Özellikle birtakım geleneklerden kopuk bir şekilde yetiştirilen yeni nesil bu yozlaşmanın tetikleyicisi oluyor.

Kültürel yozlaşma bir milletin kültürel değerlerini kaybetmesi, aslından uzaklaşmasıdır. İnsanların kendi kültürlerini hiçe sayarak başka kültürlerden etkilenme durumuna kültürel yozlaşma denir. Yani yabancı kültürlerin olumsuz etkisi ve toplumun kendi öz değerlerine yeterince sahip çıkmaması sonucu meydana gelen kültürel bozulmadır.

Ben de kültürümüzdeki kayıpları, yozlaşmayı ve bozulmaları kendimce dile getirmeye çalışacağım.

Bizler toplum olarak her geçen gün kendi değerlerimizi bir köşelere atıp, başkalarının kültürünü kendimize mal etmeye çalışıyoruz. Bizi biz yapan değerlerimizi görmemezlikten gelip, batının her türlü abuk subuk düşüncelerini, bizim olmayan fakat bizimmiş gibi gösterilmeye çalışılan bu gelenekleri kendimize neden niçin alıp uyguluyoruz anlamakta hep güçlük çektiğim konudur.

Ben elbette Batıya karşı değilim ama her millet kendi kültürünü korurken bizim kültürümüz neden küçük görülüyor? Batının bizleri sömürmek için kullandığı bu saçma sapan adetlerini neden kültürümüze yerleştiriyoruz ve bizimmiş gibi sahipleniyoruz? Elbette teknoloji çağındaki her türlü teknolojiyi kullanacağız ama bunlar bizim kim olduğumuzu bize unutturmamalıdır.

Kendi kültürümüzde nereden çıktığı çoğu zaman belli olmayan bir sürü hurafeleri neden kendimize, dilimize, kültürümüze yerleştiriyoruz? Dış kaynaklı ne varsa aldık bizimmiş gibi kullanmaktan adeta gurur duyar hale geldik. İnsan da ister istemez soruyor kendine; ‘ne oldu bize’ ‘bu gidişat nereye böyle’ diye…

Ülkemizde herhangi bir şehrin sokaklarında caddelerinde gezerken etrafımıza baktığımızda, sanki Amerika’da, İngiltere’de veya başka bir ülkedeymişiz gibi hissediyoruz. Her yerde yabancı isimler, her yerde yabancı lokanta ve mağaza isimlerine şaşkın ve hayret dolu gözlerle bakarak  ’ne oldu bize’ diyorum.

Diğer ülkeler kendi lokanta, kafe yada mağazalarına neden Türkçe isim koymuyor? Çünkü onlar kültürlerine sahip çıkıyorlar ve bizim gibi özüne yabancılaşmışları sömürdüklerini çok iyi biliyorlar. Aynı yozlaşma dilimizi de mahvetti. Özellikle yeni nesil gençlik karı Türkçe yarı İngilizce karışımı bir dil uydurmuş kendine… Hello, yeees , byeee’v.s gibi. Bir de sosyal medya dili ‘like’lamak‘twett’lemek gibi çok sayıda Türkçe ’ye monte edilen kelimenin yanında gençlerin anlaşılamayan kendilerine has hale gelen konuşma tarzları yozlaşmanın en göze batan hali…

Bizim kültürümüz yüzlerce yıllık bir geçmişe sahip olan bir kültürdür. Kendi kültürümüze değer verip kendi kültürümüzü yaşatmaya çalışalım. Bizler tarihimizi ve geçmişimizi unutmamalıyız. Kültürümüzü geleceğimize daima taşımaya gayret etmeliyiz. Bu tip konular bazı insanlar için gereksiz ayrıntılar gibi gelebilir ancak emperyalizmin en tehlikelisinin kültürel emperyalizm olduğu da bir apaçık bir gerçektir, bunu asla unutmayalım.

reklam

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.