Gençliğim diyorum, hani ilk kavak yellerinin estiği liman, hani çiçeklerin yeşil pembe olduğu, dağların kekik kokularıyla sarhoş olduğu, denizin dalgalardan başının döndüğü, hani deli kaçık geçen yıllar, hani bağların üzümle dolu olduğu köy. İşte tam da orada indir beni. Hiç öyle şaşkın gözlerle bakma yüzüme Kaptan .’Yaşın Ermiş kemale, ne işin olur senin gençlikle’ dercesine. Ne çıkar ki, saçlarımıza karlar yağmış, gözlerimize yılların gölgesi düşmüş. Kim takar yaşı başı. Biz bir araya geldiğimiz zaman takvimler bir bir geriye sarar. Sen de15, hadi bilemedin 17 olsun senin hatırına. Sonbahar geçmiş, önümüz kışmış, hadi canım oradan. Bizde mevsim hep İlkbahar.
Bak gördün mü el sallıyorlar bize. Ahu gözlü Dilber’im, ahretliğim, kötü bir günümde tam yanımda beliren bebek yüzlü oyam, Ata’dan bacım, Atatürk’ün kızı, hani bir kitap çıkarmıştım da, her karesinde yanımda yer almıştı, işte o, Şairim, Sevincim, Yazarım, Ulunum, dans kraliçesi, Nil nehrinde doktorum, iş kadını Berrin’im, başarı tepesinde Dilek’im, Seval’im, Rana’m, Güzin’im. Ha bir de sırdaşım, can dostum var. Aylam, cennetten de gelse sesi, o hep aramızdadır.
Sana dünyayı gezdireceğim desen gelmem. Benim cennetim onların arası. Daha el kadarken yemin etmişiz bir kere, İyi günde, kötü günde hep beraber olmaya. Hatta bir köprü kurmuşuz, İstanbul- Adana arasına. Aramızda hasret olmaz bizim. Özledik mi birbirimizi, geçiveririz o köprüyü, sarılıveririz birbirimize. Kolay değil 37 yılın adı var. Aynı sıraya başımızı koyup, aynı ömür yatağında 7 yıl geçirmişiz. Kimi zaman anne, kimi zaman abla olmuşuz birbirimize. Acılarımızı paylaşıp, neşelerimizi çarpmışız. Rabbim bizi eksiltmesin dualarıyla ayrılmışız her seferinde diğer buluşmaya. Hiç kimse dolduramaz onların yerini. Bizi, bizden başka kimse anlayamaz. Konuşmadan anlaşır, ağlamadan dertleşiriz. Gülmekse dibine kadar atarız kahkahaları. Karnımız ağrıyana, gözlerimizden yaşlar gelinceye kadar. Dışarıdan görenler kesin bunlar deli diyordur. Kimse de neye güldüğümüzü anlamaz. Dedim ya biz başka dilden konuşur, başka lisandan anlaşırız.37 yıllık bir kardeşlik lisanı bu. Haydi, Kaptan kır dümeni. Bak göründü bizim köy, İndir beni Gençlik yazan limanda.
YILLANMIŞ DOSTLARA
Biz bir şarabı sevdik
Bir de şarap gibi olan dostların bağında üzüm olmayı
Kiminin salkımına ahu dedik
Kimine oya
Kimine ahretlik
Kimine de Atatürk’ün kızı
Ara sıra birbirimize darılıp koptuk dalımızdan
Sen de bir gün
Ben deyim iki gün
Sonra dönüp sarılıverdik
Çünkü biz aynı bağın yıllanmış şarabıydık
Ayrı masalarda içilsek de
Kadehimizi hep 37 yıllık bir kardeşliğin şerefine kaldırdık