ADD Adana Şubesi Başkan Yardımcısı İsa Kayadan, “Milli eğitim sisteminin, çağdaşlıktan, bilimsellikten, Atatürkçü Düşünce Sisteminden uzak, dini motiflerle hazırlanan yeni öğretim programı ile 15 yıl önceki eğitim sistemi arasında benzerlik kalmamış; laik eğitim anlayışı yerini mezhepçi, cihatçı, fetihçi bir anlayışa bırakmıştır” dedi.
ADANA (GÜNEY HABER)-Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Adana Şubesi Başkan Yardımcısı İsa Kayadan, “Milli eğitim sisteminin, çağdaşlıktan, bilimsellikten, Atatürkçü Düşünce Sisteminden uzak, dini motiflerle hazırlanan yeni öğretim programı ile 15 yıl önceki eğitim sistemi arasında benzerlik kalmamış; laik eğitim anlayışı yerini mezhepçi, cihadcı, fetihçi bir anlayışa bırakmıştır” dedi.
“EĞİTİM-ÖĞRETİM GELECEĞİMİZİ ŞEKİLLENDİRDİĞİMİZ HAYATİ BİR KONUDUR”
Milli Eğitim Bakanlığının 13 Ocak 2017 tarihinde taslak öğretim programını (müfredat) kamuoyu ile paylaştığını ancak; bir ay içerisinde paydaşlarından değerlendirme yapmalarını istedeğini hatırlatan Kayadan, “Eğitim öğretim gibi geleceğimizi şekillendirdiğimiz bir hayati konuyu dostlar alışverişte görsün anlayışıyla bir ay gibi dar bir zamanda değerlendirilmesini isleyip, tartışılmasına izin vermemek benci, tekçi, kutuplaştırıcı bir anlayıştır. Çünkü; Milli Eğitim Bakanlığı sadece iktidarla eşgüdüm içerisinde hareket eden Sendika ve Vakıflarla yani Eğitim Bir Sen, Ensar Vakfıyla “fikir telakkisi” yaparak geliştirdiği bilinmektedir. Program geniş kitlelerce tartışılmamıştır. Çağdaşlıktan, bilimsellikten, Atatürkçü Düşünce Sisteminden uzak, dini motiflerle hazırlanan yeni öğretim programı ile mevcut eğitim sistemi arasında benzerlik kalmamış; laik eğitim anlayışı yerini mezhepçi, cihadcı, fetihçi bir anlayışa bırakmıştır” dedi
“SÖZDE YENİ PROGRAMLA ÇAĞDIŞI ANLAYIŞA YENIDEN TEMEL YARATILMAKTADIR”
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Adana Şubesi Başkan Yardımcısı eğitimci İsa Kayadan, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi programına CİHAD’ın bir ibadet şekli olarak konulduğunu belirterek şöyle konuştu;
“Oysa Cihat ve Fetihçilik yüzyıllar önceki siyasi sosyo-kültürel dokular, yapılar çerçevesinde vardı. 21. yüzyılın eğitim- öğretim anlayışında bu temeldeki dini eğitim programı yüzyıllar öncesi çağdışı anlayışa yeniden temel yaratmaktadır.
“ALEVILIK-BEKTAŞILIK PROGRAMLARDAN ÖZENLE AYIKLANMIŞ”
Ayrıca İslam dininin Anadolu ve Trakya’da yayılmasında mihenk taşı olan ‘Alevilik- Bektaşilik’ programlardan özenle ayıklanmıştır. Bu tek mezhepçi kutuplaştırıcı, anti laik bir tutumdur. Demokratik, çağdaş, laik hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin harcı olan laiklik ilkesine bir darbedir. Laiklik; salt ‘din ve devlet işlerinin birbirinden ayırmak demektir’ gibi bir anlayışla geçiştirilerek içeriği daraltılamaz. Laiklik; çağdaş, bilimsel, birleştirici bir sigortadır.
“ATATÜRKÇÜLÜK KONULARI SOMUT OLARAK YOK EDILMIŞTIR”
Hayat Bilgisi dersinde Atatürkçülük konuları:
1.Sınıfta 5 ders kazanımı, 5 konu ve detaylı açıklama
2.Sınıfta 11 ders kazanımı, 11 konu ve detaylı açıklama
3.Sınıfta 12 ders kazanımı, 13 konu ve detaylı açıklama varken, yeni programda 1 ünite, 1 kazanıma düşürülmüştür. Oransal olarak Atatürkçülük konularının yok edildiğinin somut göstergesidir.
Biyoloji dersinde evrim teorisinin çıkarılmasıyla beraber hipotez, teori, kanun terimleri de öğretilirken yeni programdan çıkarılmasıyla öğrencilerin sorgulama, karşılaştırma, benzerlik gibi niteliklerin kazandırılması engellenmiştir”
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Adana Şubesi Başkan Yardımcısı İsa Kayadan, Değerler eğitimi uygulama metni incelendiğinde milli- manevi değerler, toplumsal değerler gibi söylemlerin orantısız biçimde kullanıldığı evrensel değerlerden daha baskın ifade edildiği gözükmekte olduğunu belirtti. Kayadan sözlerini şöyle sürdürdü;
“ Bilimsel değerler azaltılmış bunun yerine dinsel söyleme daha fazla yer verme gibi bir tutum sergilenmiştir. Yani toplum için son derece önemli olan milli ve manevi değerler suistimal edilmiştir.
Sözde yeni program 21.yüzyılın ilk çeyreğinde daha bilimsel, daha çağdaş ve laik bir anlayışta olması gerekirken tümüyle hayal kırıklığı yaratmıştır. Geniş kitlelerce, paydaşlarla, üniversitelerle, sendikalarla, sivil toplum kuruluşlarıyla tartışmadan, pilot uygulamaları gerçekleştirmeden yapılmış ve dayatılmıştır. Bu anlayış 12 Eylül faşist darbesinin Atatürk heykellerinin arkasında inşa ettiği tarikatçılığın ve bunun devamında 4+4+4 gibi gerici dayatmacı, rantçı eğitim sistemiyle dallanıp budaklandırılmıştır. Şimdi ise sözde yeni programla meyveleri toplanmaktadır”
“ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ ÜZERİNDEN MÜCADELE EDİLMELİDİR”
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Adana Şubesi Başkan Yardımcısı, eğitimci İsa Kayadan, sözlerini beklentilerini aktararak şöyle tamamladı;
“Bağımsızlıkçı, aydınlanmacı, halkçı eğitim programlarına derhal geçilmelidir. Atatürksüz müfredat istemiyoruz diye mücadele eden arkadaşlarımızın Atatürk adı üzerinden değil Atatürkçü Düşünce Sistemi üzerinden mücadele edilmesine dikkat etmeleri gerekir. Milli Eğitim’in gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil daha çok memlekete ahlaklı, karakterli, Cumhuriyetçi, devrimci, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun içine öğretim programları ve sitemleri ona göre düzenlenmelidir. Başöğretmen M.Kemal Atatürk’ün ışıklı yolu kutup yıldızımız olacaktır. Başöğretmen M.Kemal Atatürk’ün ışıklı yolu kutup yıldızımızdır”