Türkiye’nin pek çok şehrinde olduğu gibi Adana’da da kaldırım işgalleri önlenemiyor. Her bir işyeri
önce yavaş yavaş işgal etmeye başlıyor kaldırımları sonra iyice yerleşiyor kaldırımlara babalarını malı
gibi.
Kaldırımlar esnaflardan dolayı o kadar dolu ve yoğun ki artık vatandaşlar vazgeçtiler kaldırımlardan
boş buldukları nereler varsa ilerlemeye çalışıyorlar. Peki ya engelliler ne yapacak? Çocuk arabası ile
yolculuk yapmak isteyenler ne yapacak? Yaşlılar ne yapacak? Bunları düşünen yok zaten…
Adana’da kaldırımların işgali her geçen gün artarken İller Bankası civarına konulan bisikletleri görünce
inanamadım. Gözlerimi bir ovuşturdum döndüm yeniden baktım. Evet bir sürü bisikleti koymuşlar
oraya nereden bakarsanız bakın en az 15 tane bisiklet, bisiklet turu yapacak olanları bekliyor.
Onları orada görünce kafamda deli sorular oluşmaya başladı.
İlk olarak o bisikletlerin o kadar yoğunluğun olduğu yerde ne işi var? Yani hani bir Menderes Göl
kenarına koysanız anlarım, merkez parkın oralara koysanız anlarım. Dilberler sekisinin oraya koysanız
anlarım.
Anlarım anlarım da oraya konulmasını anlayamıyorum. Orada kim binecek bisiklete de insanların
kalabalıktan ilerlemekte zorlandığı o alanda bisiklet keyfi yapacak. Yani bisiklet yolu bile yok ki orada
bisiklet keyfi yapılsın.
İkinci olarak da bir iş yapılırken bu kadar mı yanlış ve saçma yer seçilir. Hani uğraşsanız, özel bir ekiple
özel emek verseniz bu kadar kel alaka bir yere koyamazdınız bunları. Gerçekten fikir kimden çıktıysa o
yeri bisiklet yolu olmayan, insanların yolunu işgal eden o yeri kim önerdiyse hangi akıl ve mantıkla
yaptığını gerçekten çok merak ediyorum.
Esnafın kaldırımları babalarını malı gibi kullandığı yetmiyor gibi şehrin göbeğine bisiklet fikri öneren
ve uygulayanları ayrı ayrı kutluyorum!