Geçtiğimiz günlerde bilmem fark ettiğiniz mi, yılın ilk turfanda karpuzu Adana’nın Karataş ilçesinde hasat edildi. Ancak haberlerde Adana Karpuzunda hasat dönemi başladı denildi. “Adana’nın denizi var” diye cümle var birde ama ‘Karataş’ın denizi var’ diye bir tabir açıkçası duymadım.
İşte bu ve bunun gibi durumlarda Karataş ismi ön plana çıkamıyor. Geçtiğimiz hafta sonu Karataş’ta traktörler yarışmış… Ne güzel… Ama bu kadar güzel bir etkinlik yine tam anlamıyla yerini bulmadı, yani ulusal medyanın ilgisini çekemedi bu olay…
Keşke bu kadar güzel bir etkinlikte, ulusal medyanın temsilcileri ya da çalışanları da orada olsaydı. Belki sonuç daha değişik olabilirdi. Neyse biz geri konumuza dönelim.
İstiyorum ki, Karataş en azından bir Kız Kalesi kadar olsun, istiyorum ki gerçekten Karataş’tan Kıbrıs’a feribotlar kalksın, istiyorum ki Karataş Adanalıların nefes alacağı yeri olsun. Ama maalesef bir türlü olamıyor. Burada yerel yönetimi suçlamak, halkını suçlamak, Adanalıları ya da kişileri suçlamak doğru olmaz. Burada görülmeyen gizli bir el var. Adanalılar Karataş’a benim bildiğim kadarıyla gidip geliyor. Yani Karataş’a sahip çıkmaya çalışıyor. Ama Karataş’ta istediği sonuca ulaşamıyor.
Nasıl ulaşamıyor diyecek olursanız?
Adanalılar kalkıp buradan Karataş için en az 50 km yol gidiyor. Amaç deniz kenarında bir turlamak nefes almak ve gelirken de akşam yemeği için balık almak istiyor. Ama maalesef öyle olmuyor. Deniz balığı diye insanlara çiftlik balığı veriyorlar. Hem de fahiş fiyatlardan…
Bir restorana giriyorsunuz, altı üstü iki kişilik yemek yiyorsunuz. Adana’da en kral yerde iki kişilik yemek için ödenecek hesap 50-60 TL… Ama Karataş’ta 2 kişilik yemek için bir hesap ödüyorsunuz 100-110 TL…
Şimdi Adana’dan gelen insanlara böyle yapılıyorsa, başka şehirlerden gelenlere neler yapılmaz? diye sormadan geçemiyorum… O zaman Karataş’ın Karataş olabilmesi öncelikle Karataş halkının kendine çeki düzen vermesi gerekiyor. Sonra iş yerel yönetimlere, Adana’ya, Adana Valiliği’ne, Adana Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne ya da diğer kurumlara da Karataş’ın tanıtılması için büyük görevler düşüyor.
Ama şuanda ilk olarak Karataş Halkı’nın ilçe dışından gelecek misafirlere davranış şekillerini düzeltmesi gerektiğini düşünüyorum. İnşallah geçmişte yapılan ve hala da devam eden yanlışları artık Karataş ilçe sakinleri de fark eder.
Eğer denizi, kumu, güneşi ve tarımı ile tanınmak isteyen bir Karataş varsa, ilk önce şapkasını çıkartıp önüne koyduktan sonra nerede yanlış yaptığını düşünmesi gerekiyor. İnşallah Karataş’ta yapılan yanlışlıklar bir an önce fark edilir ve Karataş’ın tüm güzelliklerinden tüm insanlık faydalanır. Kışın balık yemeğe, yazın da denize tatile gider insanlar. Gidip gelirken de Karataş’ın tarımsal üretimleri ile tanışır ve Karataş’ta yetiştirilen tarımsal ürünleri tüketmeye başlar.
Ne diyelim, inşallah günün birinde Karataş’ın sahip olduğu tüm güzellikler ve zenginlikler umarım tüm insanlıkla paylaşılır…