Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Erzincan’ın Kemaliye İlçesinde 28 insanımızın köy meydanında kurşuna dizildiği, 5 insanımızın evlerinde yakıldığı ve köyün ateşe verildiği vahşetin yıldönümünde yaşanan katliamı kınadı.
ADANA (GÜNEY HABER)-Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Erzincan’ın Kemaliye İlçesinde 28 insanımızın köy meydanında kurşuna dizildiği, 5 insanımızın evlerinde yakıldığı ve köyün ateşe verildiği vahşetin yıldönümünde yaşanan katliamı kınadı.
Türkiye’nin yakın tarihinin en vahim ve korkunç katliamlarından birinin de Başbağlar Katliamı olduğunu ifade eden Avukat Küçük, katliamın üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen faillerin yakalanarak hak ettikleri cezayı almadıklarını söyledi. Başkan Avukat Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü: “2 Temmuz’da Sivas Madımak Otel’de aydınlarımızın yakılarak katledilmesi olayından hemen sonra Erzincan’ın Başbağlar Köyü’nde bir katliam yaşandı. 5 Temmuz 1993’de saat 20.30’da, akşam karanlığında köye gelen yüz civarında silahlı kişi, köyün giriş ve çıkışlarını tutmuş, telefon hatlarını kesmişti. Köyün dünya ile bağlantısını kesen silahlı kişiler, her şeyden habersiz ve savunmasız köylüleri meydanda toplayarak; çocuk, kadın, yaşlı demeden 28 kişiyi kurşuna dizmiş, evleri ateşe vermiş, 5 kişi de yanarak katledilmişti” dedi.
Katliamı gerçekleştirenlerin, bu vahşetin, “Sivas olaylarına misilleme” olduğuna dair bildiri bıraktıktan sonra köyden çekildiklerini anımsatan Başkan Avukat Küçük, “Bu menfur olaydan sonra, yakılan evlerin yerine yenileri yapıldı, köy yeniden imar edildi ama 33 kişinin katilleri hala bulunamadı ve hala hak ettikleri cezayı almadılar. 24 yıldır hala soru işareti olarak durmaktadır” diye konuştu.
Adana Baro Başkanı Avukat Veli Küçük, “Terör bu insanları aramızdan alarak içimize büyük bir acı düşürdüğü gibi, üstelik de toplumsal birlik ve beraberliğimizi ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Yaklaşık 50 yıldan beri aynı filmi tekrar tekrar seyrediyoruz ve seyrettiriliyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de 1970’li yıllarda da benzer acıların yaşandığını, olayların 1980’li yıllarda biraz durulduğunu, ancak 1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetlerin fazlasıyla arttığını anlatan Avukat Veli Küçük, şöyle konuştu: “Yine o yıllar Maraş, Çorum, Madımak, Başbağlar gibi olayları yaşadık ancak gelin görün ki bütün bu olayları ve bütün bu tecrübeleri yaşayan bir toplum olmamıza rağmen bugün yine benzer olaylarla sınanıyoruz ve imtihan ediliyoruz. Ben bunun sebebini şuna bağlıyorum; bütün bu olaylar yaşandı ama hepimiz biliyor ve kabul ediyoruz ki, bu olaylarla ilgili dosyalar zaman aşımına uğradı, bu ülke zaman aşımına uğramış dosyalar mezarlığına döndü.”
Faili meçhullerin aydınlatılamadığı ve geri plandaki gerçek güç odaklarına ulaşılamadığı sürece benzer olayların yaşanabileceğine dikkati çeken Avukat Veli Küçük, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Demokratik hukuk devleti kuralları çerçevesinde buna neden olanlara hesap soramadıktan sonra bu olaylarla alakalı yetkili, ilgili sorumlular bunun hesabını ne geçmişte ne de bugün vermedikten sonra üzülerek ifade ediyorum, Türkiye olarak, millet olarak bu acıları tekrar tekrar yaşarız. Bizim anlayışımızda, inancımızda ‘Dicle kenarında bir kuzuyu kurt kapsa onun hesabı adaletiyle meşhur Ömer’den soruluyor’ iken, bugün binlerce canın, 40 yıldan bu yana hesabı kimden ve kimlerden sorulması gerekiyor. Artık toplum olarak ‘senin partin daha kalitesiz benim partim daha kaliteli, senin liderin işe yaramaz benim ki daha üstündür’ gibi sığ yaklaşımları bir kenara bırakıp topyekûn bu sistem ile alakalı tartışma ve sorgulama içerisine girmek mecburiyetindeyiz. Bu ülkede bir daha Sivas ve Başbağlar benzeri hiç bir katliam olmasın. Katliamın, acının, gözyaşının dini, dili, ırkı, mezhebi olmaz. Her türlü katliamı kınıyoruz. Başbağlar katliamını unutmadık, asla da unutmayacağız”