Adana Valiliği tarafından düzenlenen ‘Lezzet Festivali’ sayesinde görmek isteyen herkes gördü. Görmek istemeyenler ise ne söylesek de, ne yapılsa da sonuç değişmeyecek.
Her şehir en zengin sofraya kendisinin sahip olduğunu sanıyor. Ama öyle bir şey yok. Adana’da etlisinden sürüsüne, sebzesinden meyvesine kadar oldukça geniş bir zenginliğe sahip…
Adana Kebabı zaten bir dünya markası olmuş. Şalgama diğer iller sahip çıkmaya çalışsa da yok öyle bir şey…
Narenciyesi, karpuzu ve birbiriyle büyük bir üne sahip Adana…
Çok ama çok zengin bir mutfağı olan Adana maalesef bu zenginliğini de tanıtamamış. Sadece Adana Kebabı ile kalmiş. Ama şırdan, mumbar, kırkkat, yüksük çorbası, analıkızlı, babaganuj ve satmakla bitmeyen yöresel bir mutfağa sahip… Halka tatlısı ve bici bicisi meşhur olan Adana’nın taklit eden bazı halka tatlıya sahip çıkıyor.
Diğer illere baktığımda elbette meşhur lezzetlerini görüyorum. Ancak bu lezzetler Adana’nın yanında çok eksik kalıyor. Adana’da birçok insan kendi yaşadığı bu şehirdeki lezzetlerden bihaber… Maalesef bazı Adanalılar yaşamış oldukları bu topraklarda yapılan yöresel rayların pek çoğunu bilmiyor. Bu nedenle de kendi kültürünü gittikleri diğer illerde tanıtmada eksik kalıyor.
Bu konuda yeni yeni akıllanmaya başladık aslında. Asana Ticaret Odası, dünyaca kabul görmüş lezzetler arasında kabul görmüş Adana Şalgam Suyu için, Yüreğir Ziraat Odası ise Adana Karpuzu’nun patentini almak için resmi başvurularını yaptı.
Adana’nın geç de olsa bu değerlerine sahip çıkılıyor olması, bu alanlarda atağa geçmek gerçekten çok önemli. Bugün bir Konya, bir Bursa tek bir marka değerleri ile neler neler yapıyor. Bursa, kestane şekeri ile şehre çok önemli bir ekonomik katkı sağlıyor.
Adana’da neden başka şehirlere gönderebilecek, katma değeri yüksek bir ürün ile neden kazanmaya başlamasın. Ve bu ürün neden Şalgam olmasın, neden şırdan olmasın… Bunu başarmak için ilk önce Adanalıların bu işin farkında olması gerekiyor. Kendi yöresellerini bilmesi ve tanıması gerekiyor.
Aksi halde yine değişen bir şey olmayacaktır. İsterim ki Adana sadece kebap ve Şalgamı ile tanınmasın… Kaç şehirde insanlar Kahvaltı niyetine sabahın 5’inde ciğer kebabı tüketiyor.
Bu değerlere sahip çıkılması gerektiğini bir kez daha altını çizmek istiyorum. Aksi halde Adana elindeki potansiyeli ekonomik fırsatlara çeviremeyeceği gibi marka değerine sahip olan ürünleri de başka şehirlere kaptırma olasılığı ile karşı karşıya kalacaktır.
İşte bunu yaşamamak adına insanların doğup büyüdükleri şehre sahip çıkması gerekiyor. Adana’yı tanıması ve tanıtmadı gerekiyor. Yoksa Adana olduğu yerden bir adım öteye gidemez. Adana’nın yerinde sabit kalmasının yani sıra sahip olduğu potansiyellerinde tanıtılmıyor olmaması dünya için çok büyük bir kayıp.
Bakın Gaziantep’e ulusal televizyon kanallarının tüm yemek programında yer alıyor. Sebebi mutfağına ve kültürüne tam anlamıyla sahip çıkması… Aslında Adana’nın Gaziantep’e aratmayan zenginlikte mutfağı var. Var ama bunu kimse bilmiyor…