Hemen hemen her gün ya yüz yüze görüştüğüm kişilerden ya da yaptığı telefon görüşmelerinde TÜVTÜRK ile ilgili isyana tanıklık etmek zorunda kalıyorum. Görüştüğüm kişilere anlatmanıza hiç gerek yok ben de aynı muameleyi görüyorum desem de insanlar yine de yaşadıklarını anlatarak rahatlamaya çalışıyor.
Tabi bu konuda şimdiye kadar bakanlığa kaç milyon şikâyet ulaşmıştır bilmiyorum.
TÜVTÜRK maalesef ülkemizde trafiğe çıkan araçları denetlemede, kontrol etmede tek uluslararası standartlara sahip şirket…
Peki, kaç yıldan bu yana şirkete alternatif olarak yeni bir şirket neden kurulmaz, kurulmasına neden teşvik yolları açılmaz bir türlü aklım ermiyor. İnsanlar telefonla ya da internetten randevu alarak şirkete gidiyor. Fakat daha içeri girmeden nezaketsizlikler dizisi ile karşı karşıya kalıyor.
Önce kendisini insanüstü olarak gören bir güvenlik personeli sizin zamanınızı almaya başlıyor. Önce aracınızı nereye park edeceğinize karışıyorlar. Ardından herkese aynı saatte randevu verildiği için yüzlerce insan aynı anda gelip birbirinin önüne geçmeye çalışıyor. O zaman doğal olarak TÜVTÜRK’e soruyoruz; “Madem verilen randevu saatinin bir önemi yok, o zaman insanlara neden randevu veriyorsunuz?”
Hani bir atasözümüz var ya; “Paramla rezil oldum” diye… Sanki bu sözü yüzyıllar önce atalarımız TÜVTÜRK için düşünüp o tarihlerde söylemişler…
Yağmur yağmış ıslanmışsınız veya 45 derece güneşin altında kalmışsınız, kimin umurunda ki… Bir tarafta sadece paranızı almakla görevlendirilmiş veznedarlar, diğer tarafta aracınızı muayene ederken gizemli davranışlara bürünen personeller… Araçta varsa bir muayeneden geçmesin ne var bunda, dünyanın sonu mu geldi. Ne gerek var böyle gizemli davranışlara, pısır pısır konuşmalara…
Hiç tartışılmaz Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın artık bu işe bir çözüm bulması gerekiyor. TÜVTÜRK bu hizmeti babasının hayrına vermiyor. İnsanlar bu hizmeti alabilmek için avuç dolusu para ödüyor. Fakat insanların yani müşterilerin gördüğü muamele ortada.
Bir gün Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu da aracını bizzat TÜVTÜRK’e götürdüğünde orada nezaket kurallarının nasıl katledildiğini ve tekelleşmenin ne kadar çağ dışı olduğunu görecektir. İnsanlık onuruna yakışmayan muamele denildiğinde insanlar ülkemizde TÜVTÜRK’ü gösteriyor.
TÜVTÜRK’ün bencilliği ile ilgili şikâyetlere nereye kadar kulaklar tıkalı kalacak bilmiyorum. Bildiğim tek şey TÜVTÜRK ile ilgili her gün şikâyet aldığım ve şahsen gittiğimde de orada gördüğüm saygısızlıklar. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı artık bu şikâyetlere kulak vermeli, yapılan şikâyetlerle ile ilgili TÜVTÜRK istasyonlarını incelemeli ve gereken cezayı vermelidir.
Zira yapılan bu şikâyetlere rağmen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın harekete geçmemesi, yaşanan sorunlara çözüm yolu bulmaması ve en önemlisi de TÜVTÜRK’ü bu şekilde serbest bırakması söz konusu firmayı daha da cesaretlendirmekle birlikte ortaya koyduğu kurallarla araç muayene istasyonuna gelen insanları azarlama cesaretini dahi kendilerinde görmelerine neden olmaktadır.
İşte mesele bu kadar açık ve net vesselam…