Dünyada sayısı gittikçe artan çocuk işçiliğine karşı çocuk işçiliğinin önlenmesi konusunda toplumsal bilincin artırılması amacıyla 2002 yılından itibaren 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü dünya çapında kutlanır
Çocuk işçiliği, yoksulluğun kuşaktan kuşağa aktarımını pekiştirir, ülke ekonomilerine zarar verir ve Binyıl Kalkınma Hedeflerine ulaşılmasını engellemektedir.
Türkiye’de çalışma hayatında 2 milyona yakın çocuk vardır. 2016 TÜİK verilerine göre çocuk işçilerin yüzde 78’i kayıt dışı çalışmaktadır. 2016 yılında 15-17 yaş arası çocuk işçi sayısı 708 bindir. Bu çocukların 558 bini kayıt dışı çalıştırılırken, 150 bini sigortalıdır. Yani çalışan her 10 çocuktan 8’i kayıt dışı.
Ülkemizde çocuk işçilerin sayısına ilişkin güncel veriler sadece 15-17 yaş grubunda olan çocuk işçiler için mevcuttur. 15 yaş altı ve tarımsal alanlarda mevsimlik olarak çalışan çocuklara ilişkin veriler bulunmamaktadır. Ayrıca mesleki eğitim alan özellikle turizm sektöründe uzun saatler çalıştırılan stajyerler, yani ‘çocuk işçiler’ ve çocuk işçiliği sayılabilecek uygulamalar ile çıraklık eğitimi alanlar resmi olarak çocuk işçi sayılmamaktadırlar. Buna karşın 2012 yılından itibaren çocuk işçi sayısı ülkemizde artmıştır. 2012 yılında 601 bin olan 15-17 yaş arası çocuk işçi sayısı, 2016 yılına gelindiğinde 709 bin olmuştur. 2016 yılında 56 çocuk iş cinayetleri sonucu hayatını kaybetmiştir.
Çocuk işçiliği, toplumsal eşitsizliklerin yalnızca nedeni değil, aynı zamanda ayrımcılıkla pekişen sonucudur.
Türkiye dâhil olmak üzere neredeyse tüm dünya ülkelerince onaylanan BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 32. maddesi, çocukların ekonomik sömürüden korunması gerekliliğinin altını çizmektedir.
Milyonlarca çocuk, hem zararlı hem de sömürücü sayılabilecek kimi işlerde çalışarak ailelerine yardımcı olmaktadır. Türkiye’de 400 bin çocuk mevsimlik tarım işçiliği yapmaktadır.
Çocuk işçiliği: İstismar, ihmal ve emek sömürüsünün en vahşi biçimidir. Ne yazık ki bizler çocukların okula gitmesi gerektiği yerde, çok ağır koşullarda çalıştığına şahit oluyoruz. Özellikle kentimizde sokaklarda, tarımda, sanayide çok ağır koşullarda çocukların çalıştığını görüyoruz. Çocukların çalışması çocuk haklarına aykırı bir durumdur. Çocuk işçi olmaz. Çocukların ancak hakları olur. Çocuklar okuyacak, öğrenecek ve ileride bizleri, devletimizi idare edecekler. Biz sadece bunu istiyoruz. Buradan çağrıda bulunuyorum; çocuk işçiliğinin sonlandırılması için devlet kurumları, özel sektör ve tüm paydaşları sorumluluklarını yerine getirmelidir. Bu amaçla devlet kapsamlı istihdam politikalarının hayata geçirmeli, yasal mevzuatı iyileştirmeli, denetimleri etkin biçimde gerçekleştirmeli, çocukların okula devamını sağlamalı ve eğitim açıklarını gidermelidir. Özel sektör mal ve hizmet üretiminin hiçbir aşamasında çocuk işçiliğine izin vermemelidir. Tüketiciler, satın aldıkları ürünlerde çocuk işçiliği olup olmadığını sorgulamalı, çocuk işçiliği ile mücadeleye destek vermelidir. Çocuklarımızın yarınlara güvenle bakabilmesi onlara sağlayacağımız imkânlarla doğrudan ilişkilidir. Çocuklarımıza hak ettikleri sosyal ve ekonomik ortamları yaratmayı diliyor ve çocuk işçiliğinin son bulmasını temenni ediyoruz