06.02.2023 tarihi 04.17’de Kahramanmaraş ili Pazarcık ilçesinde 7.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis ve Malatya depremden etkilenen 10 il oldu.
Sabaha karşı meydana gelen depremin yıkıcı tablosu ise gün aydınlanmaya başlayınca ortaya çıktı. Koca koca binalar yıkıldı. Binlerce insan enkaz altında kaldı. O an can verenler oldu, aradan günler geçtikten sonra o enkazların altında canlı çıkarılanlar da oldu.
Ülke olarak çok büyük bir imtihandan geçtik ve geçmeye de devam ediyoruz. Aradan ne kadar yıl geçerse geçsin bu depremin psikolojisinden çıkmak mümkün olmayacak. Artık haberleri izleyecek dermanımız kalmadı. Ağlayacak gücümüz yok. İçtiğimiz sudan, yediğimiz yemekten, yattığımız yatağımızdan utanıyoruz.
İnsan hayatta kaldığına sevinemiyor bile böylesine bir trajedinin içinde. Ailecek hayatlarını kaybedenler var. Annesi ölüp çocuğu kurtulan var. Çocuğunun cansız bedeni ile saatlerce enkaz altında kalan anne babalar var. Kolay kolay hafızalardan silinmeyecek, içimizi eriten, nefesimizi kesen hikayeler var. Allah herkese sabır ve dayanma gücü versin çünkü bu durumun üstesinden gelmek kolay kolay mümkün olamayacak.
İşin can acıtan kısmının haricinde bir de ülkemizde herkesin rahat rahat müteahhit olabilmesi, malzemeden çalarak binaları dikmesi, kimsenin sorgusuna sualine takılmaması gerçeği var. Hal böyle olunca da böyle manzaralar derin izler bırakır hepimizde.
Allah aşkına Çatalan yolundaki yeni yeni binalara bir bakın ya… Bilmem ne kasabı inşaat, bilmem ne asansör firmasının inşaat alanı, bilmem ne boyacısının binasının inşaat sahası…
Ya yapmayın artık ya yeter artık ya. Kasapsan git et ile meşgul ol ne işin var ya senin bina yapmakla. Ne anlarsın sen müteahhitlikten. Aynı şekilde o adını vermek istemediğim bilmem ne asansör firması… Kimsin sen kardeşim… Asansörcü müsün müteahhit mi?
İşte bu adamlar sadece zenginliklerini arttırmak için günümüzde en karlı yatırım olan inşaat işine girdiklerinde hele bir de maliyetleri minimuma indirmek adına malzemelerden çaldıklarında işte tablo 40 bine dayanan ölü olur.
Yazık günah değil mi? Sizin ne hakkınız var insanların yaşamlarını çalmaya? Ne hakkınız var anneyi çocuksuz, babayı eşsiz, annesiz, babasız bırakmaya. Kardeşleri ayırmaya? Kimsiniz ve ne hakkınız var.
Ülke olarak çok büyük bir felaket yaşıyoruz. Binalar yeniden yapılır, maddi olumsuzluklar zamanla giderilir ancak giden canlar geri gelmez, insanların ruhlarının en ince yerlerinde açılan o derin izler yıllar geçse de geçmez. Bu yüzden bu olayı hep gündemde tutacağız.
Bundan böyle devletin en tepesinden başlamak üzere üzerinde sorumluluk olan herkes her kafasına esenin bina dikmesine müsaade etmemeli. Denetimler inşaatların her aşamasında arttırılmalı.
İnsanların canları artık bu kadar ucuz olmamalı…