Hani anketler Adana’yı işsizlikte 2. şehir olarak gösteriyorlar ya, bunu nasıl yapıyorlar, nasıl değerlendiriyorlar bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey var, o da Adana’da iş var, ama çalışan yok…
Belki kulağa aykırı geliyor, belki kulağa farklı geliyor. Ancak gerçek olan budur… Aslında şöyle bir hatırlamayı hep birlikte yapabiliriz. Gün içerisinde gittiğimiz geldiğimiz istikamette işyerlerinde asılı olan eleman ihtiyacına yönelik ilanlar kaç zamandır orada duruyor… Gittiğimiz marketlerde, restoranlarda, otobüs duraklarındaki iş ilanları kaç aydan bu yana orada bekliyor. Hiç düşündünüz mü?
Üstelik bu durum büyük-küçük işletmelerde fark etmiyor. Örneğin benim alışverişi yaptığım mahalle marketinde 2 aydan bu yana ‘Bayan Eleman Alınacak’ ilanı bulunuyor. Ne zamana kadar o ilan orada duracak doğrusu bilmiyorum. Bunun gibi gidip gelirken kaç tana ilan görüyorum, sayısı belli değil…
Ama maalesef bu tür işlere kimse bakmıyor. Aslından insanlar çok az iş yaparken, çok büyük maaşlar kazanmayı istiyor. Aynı zamanda çalışırken de, bol bol selfie çekilerek onu da sosyal paylaşım sitelerindeki hesaplarına ekleyip, internette hit olmak istiyor. Ama öyle bir iş yok maalesef. O tarz işler ancak televizyonlardaki dizilerde var…
Maalesef pek çok insan gerçek dünya ile televizyon dünyası arasındaki farkı idrak edemiyor. Belki de idrak ediyordur ama işine gelmiyordur. Adana dışında bu kadar rahat çalışmak isteyen ikinci bir memleket yoktur galiba… Adana özellikle kimse sıradan işçi olmak istemiyor. Herkes yönetici olmak istiyor. Ancak bu şehrinde işçiye ihtiyacı var.
Bu şehirde de bazı insanların bulaşıkçı bazı insanların işletme sahibi, bazı insanların ütücü bazı insanların fabrikatör, bazı insanların tezgahtar bazı insanların market sahibi olması gerekiyor. Aksi bir durum düşünülemez.
Aslında onca yazının özeti başlıkta yazıyor; ‘iş var, çalışan yok’. Yolda insanları durdurup sorsanız belki en fazla dinleyeceğiniz sorunların başında işsizlik geliyor. Ama kimse oğlunun, kızının, torununun veya yakın akrabasının şoför, bulaşıkçı, paketçi, marketçi, ütücü, garson olmasını istemiyor. ‘Bu meslekleri yapmaktansa evde boş otursun’ mantığı ile hareket ediyorlar. Özellikle genç nesil çalışacağı işler konusunda annesine, babasına ve öğretmenlerine sorarak hareket ediyor. Herhangi birinin olumsuz kanaat bildirmesi durumunda çalışmamaya dünden hazır…
Bu durum gerçekten çok üzücü… Gençlerimiz kendine güvenmediği gibi hazıra alışıyor. Geçmişte böyle değilmiş. İnsanlar yapacakları işe gözü kapalı giriyormuş. Yeter ki yapabilecekleri bir iş, kendilerinde bir yetenek görsün. Hayatlarını sıfırdan kurarmış, bunu yaparken de alın teri dökermiş. Ama şimdi insanlar torpil arayışı içerisinde, birilerini devreye sokup iyi bir konumda iş sahibi olmak istiyor. Arada çok büyük farklar var.
Bu konuda insanlar her ne kadar bilgilendirilse de değişen bir şey olmuyor. İnsanlar meslek lisesine gidiyor, yetmiyor üzerine aynı meslekte ön lisans veya lisans yapıyor. Eğitim hayatı biter bitmez evinde inzivaya çekiliyor, yıllarca okuduğu alanda çalışmak istemiyor. Çok acı bir durum aslında, hani lise ve üniversite okuyup o sektörde çalışmamak gerçekten acı bir durum. Madem o alanda çalışmak istemiyorsun, madem o alanda çalışmak o kadar büyük paralar kazandırmıyor, neden en başta bırakıp başka alanlara yönelmez ki insanlar?
Hal böyle olunca, ‘Adana’da iş var, çalışan yok’ oluyor. Ve bunu bir tek ben değil, Adana’da pek çok insan, pek çok işletme sahibi ve yöneticileri söylüyor. Gerçekten üzücü bir durum…