Adana karpuzu her yıl olduğu gibi bu yıl sezona oldukça hızlı başladı. “İran karpuzu, Irak karpuzu artık piyasadan kaldırılsın, yerli karpuza yer verilsin” sloganları ile piyasaya giren Adana karpuzu ilk etapta iyi bir vurgun yapıyor. Adana karpuzunun piyasaya girmesi ile birlikte çıkması ani ve sert oluyor.
Bu yıl Ramazan ayının yaz mevsimine gelmesi ve uzman kişilerinde “Ramazan ayında bol bol karpuz yiyin” çağrısı üzerine insanlar karpuz tüketmeye başladı. Ancak hava sıcaklığında yaşanan düşüş ve sonrasında İstanbul’da etkili olan sağanak yağış, resmen karpuz satışını durdu.
Nüfus olarak bakıldığında zaten İstanbul Türkiye’nin en büyük pazarı… Eğer bir ürün için İstanbul pazarı bitmişse o ürün içinde o dönem ya da o sezon iş bitmiştir anlamına geliyor. Tıpkı karpuzda olduğu gibi… İstanbul’da havalar soğudu v e yağmur etkili olduğu için karpuz pazarı birden bire kapandı.
İstanbul pazarının kapanması ile birlikte karpuz üreticileri sancılanmaya başladı. İlk başlarda piyasa düzelir diye düşündüler ama olmadı. Yani karpuz pazarı yeniden açılmadı. Ramazan ayı bitti, Haziran ayı bitti ama maalesef karpuzda durum değişmedi. Karpuz ilk günlerde olduğu gibi para etmemeye başladı.
Talep olmayınca karpuz fiyatları aşağılara doğru düşmeye başladı. Adana’da ilk karpuz hasadı yapıldığı günlerde tarladaki karpuz toptan 60 kuruşa satılmıştı. İlk günlerde bu böylesine para eden ürün birden bire aşağılara düşmeye başladı ve günümüzde şuanda karpuzun markette perakende satısı 69 kuruşa düştü. Tarladaki karpuzun fiyatı ise bildiğim kadarıyla 10 kuruş seviyelerine kadar düştü.
Karpuz üreticileri ise bu duruma oldukça tepkili… Hatta bazı üreticiler tepkilerini göstermek amacıyla ürününü tarlada bıraktı. O da yetmedi tarlasının içerisine keçi, koyun ya da inek sürüleri sokarak, üretmiş olduğu karpuzları hayvanlara yedirdi. Son olarak karpuz üreticileri, devletten destek istedi.
Geçtiğimiz günlerde aşırı hava sıcaklığı ve poyrazında etkisiyle tarladaki karpuzun erken olgunlaştığını ve ardında da karpuzun tarlada sararmaya başladığını söylüyor. Sararan karpuzun olgunlaştıktan sonra haddinden fazla güneş ışınlarına maruz kaldığını ve bu nedenle de zarar gördüğünü belirten üreticiler zararlarının devlet tarafından karşılanmasını istiyor.
Tabi bu arada karpuz üreticilerinin haklı olduğu kadara haksız olduğu tarafta var. Karpuzun para ettiği günlerde değerinin de üzerinde karpuz satanlar ve insanların alım gücünün üzerinde fiyatlar söyleyen karpuz üreticileri fiyatlar düşünce bu şekilde tepki vermesi doğru değil. Ayrıca, kabak aşısı karpuzu insanlar sevmedi, sevmiyor. Ama ısrarlı bir şekilde karpuz üreticileri kabak aşısı karpuzdan vazgeçmiyor. Bununda sebebi normal bir karpuzdan 4 kat daha büyük olması.
İnşallah Adana Karpuzu’na söylendiği gibi gerçekten patent alınabilir. Şayet Adana Karpuzu’na patent verilmesi durumunda belki de çok daha lezzetli karpuzlar üretilecek. Ben talebin üzerinde karpuz üretiminden dolayı karpuzda sorun yaşandığını düşünmüyorum. Bugün teknoloji gelişti. Artık çiftçinin yazın ürettiği karpuzu soğuk hava depolarında muhafaza etmesi ve soğuk hava deposundaki karpuzu da kış aylarında rahatlıkla satabilir. Tek şart üretim maliyetine sadece soğuk hava deposu maliyetini ekleyerek… Böylece insanlar hem yaz kış karpuz tüketmiş olacak, hem de üretici zarar etmemiş olacak. Aslında karpuz üreticilerinin bu durumu değerlendirmesinde büyük fayda olacağını düşünüyorum. Sonuçta teknoloji çağında yaşıyoruz ve insanların hayatını kolaylaştıracak çözümler bulmak bizim elimizde.