Fiyatların yüksekliğinin ciddi bir nedeni de üretim ortamı ile sofra arasındaki çok büyük fiyat farkıdır. Tarımsal ürünlerin üretiminden sofraya kadarki süreçte dağıtım zincirinde yaşanan fahiş fiyat artışları haksız rekabete yol açmaktadır. Üretimden tüketime aradaki aracılar-simsarlar, tüccarlar ve hallerde alınan komisyon ücretleri ve her aşamadaki vergileme politikaları fiyatları bazen üretimin on katına kadar çıkarmaktadır. Tarlada 1 lira olan domates sofraya 8-10 liraya ancak ulaşıyor, bu durum üreticiyi de ciddi anlamda de-moralize etmekte, heves ve çalışma azmini kırmaktadır.
Tarımda Çalışanların Korunması Ve Desteklenmesi İhtiyacı
Bir diğer sorun, üretimin girdilere bağlı olarak yüksek maliyetli olmasına karşın, tarlada ucuza satılmaya zorlanması, çiftçi ve üreticilerin kazançlarının düşmüş olması nedeniyle üretimden kopan çok sayıda çiftçinin var olmasıdır. Çiftçi bu bağlamda yalnız olduğu duygusu ile üretimden kopmaktadır. Diğer taraftan taşıma zincirindeki maliyetler ve aracıların kendi kar payları ile sofraya fahiş fiyat olarak yansıması doğal olarak üreticiyi de mutsuz etmekte ve yer yer üretimden koparmaktadır.
Ülkemizin Belirlenmiş Bir Tarım ve Gıda politikası ile Amacı var mıdır? Doğal olarak bugün yaşanan gıdalardaki fiyat artışı dünün politik kararları sonucu ortaya çıkmıştır. Dünyadaki gıda stoklarındaki azalma, Covid-19 salgını ve petrol fiyatlarındaki artış bilinmekle birlikte ülkemizin belirlenmiş bir tarım ve gıda politikası bulunmadığı düşünülmektedir. Ülkemizde kendi kendine yetebilirlik konusunda hiçbir çalışma ve planlama maalesef şu ana kadar yapılmamıştır. Geçmişte şeker pancarı ve tütün gibi ürünlerde destekleme ve satın alma sistemi vardı. Devlet Üretme Çiftliklerinde belirli ürünler üretilip vatandaşın kullanımına sunuluyordu. Et-Balık Kurumu hayvansal üretimi destekleyerek düşük fiyatla vatandaşa et sağlıyordu. Bütün o köklü kamu İktisadi Teşekkülleri ortadan kaldırıldı, tarım ve gıda tamamen piyasanın eline bırakıldı, hatta çoğu tesisi yabancılar satın aldı.
Son gıda fiyatlarındaki artış sonrası Hükümetin önerisi ile başta “Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ), Tarım Kredi Kooperatiflerinin (TKK) yanı sıra Fiskobirlik ve ÇAYKUR ürünlerinin de online satış yapan PttAVM.com’a dahil edilerek” kooperatiflerin şubelerinden veya internet üzerinden indirimli ürün satılacağı belirtiliyor. Yakın geçmişe kadar başarılı bir şekilde topluma hizmet eden bu ve benzer kuruluşlar maalesef siyasilerin istihdam kapısı olarak kullanmaları sonrası kurumlar liyakatsizlik ve verimsizlikten dolayı çalıştırılamaz duruma getirilmiştir. Bugün tekrar kooperatifler üzerinden gıdaya erişim sorunu ortaya çıkan vatanda ucuz gıda sağlanması yolları aranmaktadır.
Sorun Ülkemizin Belirlenmiş Tarım ve Gıda Politikası ve Planlanmasının Olmamasıdır, Gıdaya erişim bir insan hakkıdır. Fiyat artışları bir sonuç olup nedenleri ortadan kaldırılmadan frenlenmesi kolay görülmüyor. Daha önce patates ve soğanda yaşanan fiyat artışları sürecinde olduğu gibi, dışarıdan müdahaleler ile ancak kısa süreliğine rahatlamalar sağlanabilir, ancak sorun çözülemez. Öncelikle bir tarım-gıda devlet politikasının belirlenmiş olması gerekir. Konu felsefi, siyasi ve politik bir konu olup öncelikle gıdaya erişim hakkının bir insan hakları sorunu olduğunu kabul etmek gerekir. Her insanın asgari ihtiyacı olan gıda ve temiz suya erişimi sağlanmalı anlayışı herkes tarafından bilinçle benimsenmeli, sonra da kamusal yaklaşımla kar güdüsünden ayrı olarak üretim sağlanmalıdır. Gelişmiş ülkelerde ve bizde tarıma yapılan desteklemelerin temel mantığına uygun olarak, tarımsal üretim ve gıda üretimi öncelikle kendi kendine yetebilirlik durumuna getirilecek şekilde planlama yapılmalıdır. Sonra da gıda dağıtımı ve vatandaşın erişeceği durum planlanmalıdır.
Neler yapılabilir?
Kısa vadede devlet gıda fiyatlarını sınırlandıracaksa, küçük çiftçinin ürünlerini doğrudan halk pazarlarından satmasına fırsat verilmelidir. Acilen “Hal Yasasının” yeniden düzenlenmesi ve komisyonculuğun gözden geçirilmesi ve sıkı kuralların getirilmesi gerekiyor.
Kooperatifçiliğin geliştirilmesine ortam hazırlayıp çiftçilerin kooperatifler üzerinden ürünlerini pazarlayarak gelir kayıplarının azaltılması sağlanmalı,
Küçük çiftçilerin ürünlerini doğrudan semt pazarlarında satmasına olanak verilmeli, uygun ortamlar düzenlenmelidir.
Desteklemeler tarlaya değil, ürün ve ürün kalitesine verilmeli,
Enerjide elektrik, petrol-doğal gaz desteği sağlanmalı, diğer girdilerin erişimi ve kullanımı kolaylaştırılmalı,
Tarım teknolojilerinde dışa bağımlılıktan kurtulmak için tarım teknolojilerine önem verilmeli,
Kırsalda üretimi sağlayacak çiftçilere teşvikler verilmeli, vergileri düşürülerek destek sağlanmalıdır.