26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının işgalci emperyalist güçlere karşı gösterdikleri eşsiz kahramanlık neticesinde 30 Ağustos 1922’de zaferle taçlanmıştır.
Zafer, her mücadelesinde muzaffer olan Türk Milleti’nin karakterinde var olduğu gibi 30 Ağustos 1922’de emperyalizmi mağlup edip; laik, demokratik ve tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin yolunu açan bir kavramdır.
Öyle ki, Türk Milleti’nin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde elde ettiği her zafer; ülkemizin bulunduğu coğrafyada cereyan eden her kaosta yegâne teminatı olma özelliğini korumakta, öte yandan mazlum uluslar için de bir kurtuluş reçetesi olmaya devam etmektedir.
Zafer’in 99. Yılında ve nice yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, kardeşçe yaşamın, laik, demokratik, çağdaş bir sistemin temellerini atan, sosyal, ekonomik ve siyasal devrimlerle ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine taşıma gayretinde olan Mustafa Kemal Atatürk başkumandanlığındaki zaferin bir direniş öyküsüdür. Bu büyük destanı, direniş öyküsünü, onurlu bir mirası, askeri sanat eserini onurlu ve gururla kutlayalım. Sadece kutlamakla kalmayıp anlamını, önemini ve değerini bilerek gelecek nesillere doğru bir biçimde aktarılmasını sağlayalım. Bu topraklarda yaşayan her insan bu bilinçle hareket etmelidir. İşgalci güçlere son ve kesin darbenin vurulmasını sağlayan Zafer Bayramımız, özgürlüğün de sembolüdür. Milli ruhu hep birlikte canlı ve diri tutalım
Bu duygu ve düşüncelerle 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızı kutlar, şanlı bayrağın altında bizlere hür ve müstakil bir vatanı canları pahasına emanet eden başta cumhuriyetimizin kurucusu Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kahraman gazi ve şehitlerimize minnet ve şükranlarımızı sunarız.