Adana’nın nefes alabileceği ender yerlerden biri daha rant kurbanı oluyor. Adana’nın adeta akciğeri olarak görülen Menekşe Köyü’nde, şehrin neredeyse her bölgesinden görülebilen, çok katlı dev inşaat blokları yükselmesi Adana’nın nefesini kesiyor.
Daha önce yaban hayatı koruma alanı statüsünde bulunan bölgedeki arazilerin geçmişte kamuya ait olduğu, Milli Emlak Arsa Ofisinin mülkiyetinde olduğu, daha sonra belediye mülkiyetine geçirilerek şahıslara satılıp ve imara açıldığı herkes tarafından bilinmektedir. Kamuya ait olan üstelik Adana’nın akciğeri olan bir bölgenin anlaşılmaz ve garip idari işlemlerle imara açılması Adana’nın yeşil alanlarından görsel güzelliğe sahip olan ender alanlarından birine daha adeta hançer gibi gökdelen yapıların dikilmesiyle kente ve kent halkına karşı suç işlenmektedir. Yapılanlar kâğıt üzerinde hukuki de olsa ortaya çıkan rahatsız edici beton bloklar bölgedeki çok katlı dikey yapılaşma toplum vicdanını zedelenmektir. Bu manzarada geçmişten günümüze kadar görev alan tüm yerel yönetimlerin payı büyüktür. Verilere göre Adana’mızın Park alanı miktarı 1 milyon 424 bin 795 metrekaredir. Nüfusumuz ise 2 milyon 187 bin kişidir. Bu hesaba göre kişi başı park alanı 0.65 metrekaredir, bir başka anlatımla ortalama bir tabure kadar kişi başı yeşil alan düşmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki kentlerde en az kişi başı 3-4 metrekare civarında yeşil alan düştüğü bilinmektedir. Adana’mızda kişi başı düşen yeşil alan ve spor alanlarını arttırmak gelişmiş ülkelerin standartlarına yükseltmek, daha insani daha doğayla barışık yapılaşmanın önünü açmak yerine rant odaklı dikey yapılaşmanın önü açılmaya devam edilmektedir. Bölge Adliye Mahkemesi, Adliye Binası, Şehir Hastanesi, Stadyum, Adana Bilim Teknoloji Üniversitesi kampusu gibi büyük yatırımların yapıldığı bölgeye, kentin iki yakası arasındaki trafik sorununu çözümlemeye yönelik, hafif raylı sistem, köprü vb. hiçbir ciddi adım atılmamışken bu bölgeye yoğun yapılaşma izni sağlamak kenti daha da yaşanmaz hale getirmektedir. Yerel yönetimler Anayasal hak olan sağlıklı temiz bir çevrede yaşama hakkını geliştirmekle yükümlüdürler. Daha yaşanabilir daha yeşil bir kent talep etmek, gelecek kuşaklara bunları miras bırakmak hakkımızdır.