

Türkiye’de kuraklık sinyalleri verilmeye başlarken, bahar mevsimi bu yağmurlarla başladı. Hatta Adana’nın da ilçelerinde olmak üzere pek çok şehirde kar yağışları başladı. Bu durumu ise ‘Kış geri geldi’ sözleri özetliyor.
Eee, atalar boşuna söylememiş; “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” diye… Bahar yağmurları olağanca şiddetini göstermeye devam ederken, insanlarında eli yüreğinde aslında. Çünkü yağmur şiddetini artırdıkça “Acaba bir sel baskını olur mu?” endişesinin hepimizde hakim olduğunu söyleyebilirim.
Peki sel baskınından mı korkmak gerekiyor yoksa kuraklıktan mı? Aslında ikisi insanı endişe eyüp evden eve nakliyat ve paniğe sürüklüyor. Ama ne var ki, ikisinin de şiddeti, etkisi ve ölçüsü önemli. Şuanda Türkiye’nin bazı noktalarında ciddi bir şekilde kuraklık tehlikesi başlamıştı.
O yüzden şuanda yağan yağmurlar hayati önem taşıyor. Bir taraftan toprak suya doyarken, bir taraftan da barajlarımız su ile dolmaya başladı. Zaten en büyük tehlikelerden bir tanesi barajlarımızın boş kalmasıydı. İşte şuanda yağan yağmurlar ile birlikte Saç Ekimi boşalan barajlar yavaş yavaş dolmaya başladı. Öte yandan, dağlardaki karlarda yine yavaş yavaş erimeye başladı için, dağlardan inen suyun dereleri coşturduğunu görmek gerçekten insanı mutlu ediyor.
Umarım yağışlar bu seviyede bir süre daha devam eder. Malumunuz ülkemiz en fazla yağışı Nisan ayında alıyor. Nisan başakşehir araç kiralama ayında da yine yağışların uzun süre etkili olması durumunda ülkemizde ki kuraklık tehlikesi de son bulmuş olur.
Aslında bu durumdan da dersler çıkarılması gerekiyor. Hani ilkokullarda bize öğretilen bir şey var, “Elini yıkadıktan sonra musluğu kapat” diye… İşte bu cümlenin ne kadar önemli bir söz olduğu aslında bu yıl biraz daha kendisini hissettiriyor. O yüzden bu yıl ülkemizin kapısını çalan kuraklığa karşı da nasıl mücadele edilmesi gerektiği toplumun tüm kesimine anlatılması ve öğretilmesi gerektiği de ortaya çıkmış oldu.
Başta çiftçiler olmak üzere, su israfı konusunda toplumun dikkati çekilmeli ve su kaynaklarımızın israf edilmeden en dikkatli bir şekilde kullanılması gerektiği öğretilmelidir. Şu bir gerçek ki, geleceğin savaşları petrol kaynakları için değil, su kaynakları için yapılacağı çok açık ve net bir şekilde karşımızda duruyor. Bu nedenle bir ülke için su kaynakları gerçekten çok önemli ve bu kaynaklar gelecek yıllarda daha da ayrı bir önem kazanacak. O yüzden su kaynaklarımıza çok önem vermemiz gerekiyor. Aksi takdirde gelecek nesillerin vebaline girmiş oluruz.
Bu arada unutmadan, yağmurlar yağdıkça yollarımızda bozulmaya devam ediyor. Ki, birde kilit parke döşeli olan cadde ve sokaklar var ki, işte oralarda yapılan alt yapı çalışmaları sonrasında toprağın üzerine parke döşemesi yapılmadığı için o cadde ve sokakların durumu oldukça vahim… Çünkü o sokak ve caddelerde koca koca kanalların oluştuğunu ve bu durumunda insan hayatı için zaman zaman tehlikeler oluşturduğunu bu yazı ile bir kez daha yetkililere hatırlatmış olalım…