“17-25 yargı operasyonunun o gün bir hedefi de Halkbank’tı”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın ABD’de tutuklanmasını ticari bir ambargo olarak nitelendirerek, “17-25 yargı operasyonunun o gün bir hedefi de Halkbank’tı. O gün yarım bıraktıkları işi bugün tamamlamak için harekete geçen yapıların olduğunu görüyoruz” dedi.
ADANA (İHA) – Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın ABD’de tutuklanmasını ticari bir ambargo olarak nitelendirerek, “17-25 yargı operasyonunun o gün bir hedefi de Halkbank’tı. O gün yarım bıraktıkları işi bugün tamamlamak için harekete geçen yapıların olduğunu görüyoruz” dedi.
Darendeliler Kültür Sağlık ve Eğitim Vakfının (DASEV) düzenlediği buluşma toplantısında konuşan Bakan Tüfenkci, Malatya Darendelilerin ticaretteki çalışkanlığını övdü. Referandum süreciyle birlikte Türkiye’nin bir yol ayrımına girdiğini belirten Tüfenkci, “Türkiye’nin artık daha fazla iş, aş, istihdam üretmesi lazım. Bizim dünyayla rekabet edebilir olmamız lazım. Son 2016’da yaşadıklarımızı bir hatırlayın. Bu darbe girişimi, terör saldırıları karşısında artık insanlar ülkemize korkuyorlar, lobiler harekete geçtiler. Türkiye’yi kötülemek için, Türk müteşebbisini kötülemek için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle biz artık hızlanmak istiyoruz. Daha hızlı ve etkin kararlar alabilmek, dünyayla rekabet edebilir hale gelmek istiyoruz. Bunda da en fazla kazançlı çıkacak olan iş dünyası olacak, ticaret üretim yapanlar olacak” şeklinde konuştu.
Bakan Tüfenkci, sicil affı çıkarmalarına rağmen bazı bankaların vatandaşlara problem çıkardığını söyledi. 7 Haziran seçimlerinden sonra muhalefet partilerinin koalisyon bile kuramadığını hatırlatan Tüfenkci, “Neticede sistemi kilitlediler. O gün HDP’yi Türkiye partisi ilan edenler seçimlerden sonra baktılar bırakın Türkiye partisi olmayı, HDP bölge partisi olamadı. Siyaseten çözüm üretemedi. Sırtını başka yerlere dayadığını ifade etti. 1 Kasım’da millet bunu düzeltti. Eğer aynı şey olsaydı bugün 15 Temmuz yaşandığında öyle bir koalisyonla Türkiye bunun altından kalkabilir miydi? Yeni bir darbeyi yaşamış, 3.-4. dünya ülkeleri konumuna düşmüş olurduk. Biz istiyoruz ki Türkiye bir daha koalisyonları, enflasyonları, provokasyonları yaşamasın. Türkiye ekonomisi maniple edilen bir ekonomi olmaktan çıksın. Onun için biz evet diyoruz. Bu sistem iyiyse, bu sistem güzelse niye bu kadar insan sokağa çıktığımızda ‘biz işsiziz’ diyorlar? İhracatçılarımız, üretenlerimiz var niye sorunlar var? Bunların birçoğu sistemden, bürokrasiden olan sorunlar. Zamanında alamadığımız önlemlerden kaynaklanan sorunlar” ifadelerini kullandı.
Referandumdan evet çıkması halinde değişecek unsurları da anlatan Tüfenkci, yeni iktidarın yüzde 50+1 oy alarak seçilmesi gerektiğini anımsatarak, “Bunu yakalayamayan hiç kimsenin artık iktidar olma şansı yok. Şu an sistemi her türlü maniple edebilirler. Ediyorlar da. 4’lü, 5’li partiler kurarlar, bölerler. Tek başına iktidar dönemlerinde büyümüşüz. Eğer cumhuriyet kurulduğundan bu yana tek başına iktidarlarla yönetilseydi 11 bin dolar 22 bin dolar olurdu kişi başı milli gelirimiz. Türkiye iki katı büyümüş olurdu. Zenginliğimiz ikiye katlanmış olurdu. Türkiye büyüsün istiyoruz. Geleceğimiz için evet diyoruz. Ama hayırcılar hangi geleceği vaat ediyorlar. Hayır deyince Türkiye nereye gidecek? Eski sistemi biz biliyoruz, yenisini deneyelim. Herkesin bilgi sahibi var ne olduğunun, ne olmadığının. Darbeleri biliyoruz. Bu sistemin nasıl darbeler ürettiğini biliyoruz. 28 Şubatları hatırlıyor. Başörtü sorunu yüzünden milletin enerjisi nasıl heba edildi onu biliyoruz. Tüm bu yaşanmışlıklar bu sistemde gerçekleşti. Artık yeni bir başlangıcı yapmamız lazım. Bu sistem milleti esas alan bir sistem. Yargı eliyle siyaset mühendisliği yapıyorlardı. Yargıtay, Danıştay başkanı her gün televizyonlardaydı. Şimdi isimlerini hatırlıyor musunuz? Yargının bağımsızlığı için evet diyoruz” dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın ABD’de tutuklanmasına ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bütün işlemler usulüne uygun yapılmasına rağmen, defalarca ABD’ye gidilmesine rağmen sırf siyasi bir kararla, ticari bir ambargo uygulamak, ticari rekabette Türkiyeyi geri düşürmek için yapılan bir operasyon. Halkbank yetkililerinin yaptığı açıklamaları gördünüz. Orada da baktığınız zaman bu İran’la yapılacak ticaret kapsamında yapılan işlemler. Dünyanın bilgisi dahilinde yapılan işlemler. 17-25 yargı operasyonunun o gün bir hedefi de Halkbank’tı. O gün yarım bıraktıkları işi bugün tamamlamak için harekete geçen yapıların olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin bu coğrafyada ne kadar güçlü olması gerektiğini anlamamız lazım. Anadolu coğrafyası gerçekten bu coğrafyada yaşamak istiyorsan, bu topraklara sahip olmak istiyorsan güçlü olman gerekiyor. Güçlü yönetimler, güçlü sistemler, güçlü meclisin, güçlü yargının olması gerekiyor ki bir yandan sana saldıranlarla mücadele edip bir yandan da ekonomiyi kalkındırmanın yolunu açasın.”