Son günler de birçok spor kulübünün başkanlarını şöyle bir gözden geçirdim. Amatör takımların başkanlığı için hiç bir kriterlerin önemi olmadığını gördüm. Elbette bazı istisna kişilikler var. Onları bu işin dışında tutuyorum. Benim sözüm kahve köşelerinde kulüp yöneten, hiç bir bilgi ve beceriye sahip olmayan, karakteri henüz oturmamış, kulüp başkanlığını meslek haline getirmiş, bırak başkan olmayı bir kaç koyunu dahi güdemeyecek kişileredir sözüm. Bunların içinde okumuş ama annemin hep kulağımda çınlayan “ Okumak cahilliği alır, kişi eşek ise o baki kalır.” sözündeki örnekteki eşeklerden özür dileyerek. Cahilliği baki kalacak kişilerde olduğunu gördüm. Hiç bana kızmayın, amatör kümenin durumu ortada ve içler acısı devam ediyor. Konu futbol ve Adana ise ön teker Adana Demirspor ve Adanaspor’dan başkası olamaz. Şimdi bu güzide iki profesyonel takımımızın son yıllarda kimler tarafından ve nasıl yönetildiğine bakarsak konuyu daha iyi anlamış oluruz. Adanaspor’a diyecek bir lafımız yok. Neden mi? Çünkü Adanaspor şahıs malı olmuştur. Benim gözüm de artık Adana’nın takımı değildir. Zaten gelecek ile ilgili bir beklentisi de yoktur. Neden mi? Sadece alt yapının nerede toplandığını ve o çocukların nasıl bir sağlıksız bir ortamda soyunup giyindiklerini görmek dahi bu karara varmama yetiyor. Patron şirketini iyi yönetmemektedir. Çünkü geleceğine yatırım yapmamaktadır. Geleceğine yatırım yapmayan şirketler gün gelip yok olmaya mahkûmdur. Diğer güzide takımımız Adana Demirspor için söylenecek söz dahi bulamıyorum. Sanırım Adana Demirspor’a başkan olmak için tek kıstas Belediye başkanına yakın olmak ya da belediye encümen üyesi olmak. Hani futboldan anlamaya da gerek yok. Kulüp nasıl yönetilir bunu bilmeye ya da kulübe para harcayacak güce sahip olmaya da gerek yok. Koskoca Adana’da şu takıma sahip çıkacak gerçek Adana Demirspor sevdalısı bir iş adamı yok mu? Kurtarın artık bizi şu şahsi menfaatleri peşinde koşan başkan ve başkan adayı şahıslardan yoksa yakında elimizde bir takımımız kalmayacak.