Türk Ticaret Kanunu’ndaki (“TTK”) yasal unsurları taşıyan bir çekin bankaya ibrazında, meblağının karşılıksız çıkması durumunda 5941 sayılı Çek Kanunu gereği karşılıksız çek keşide etmenin yaptırımları uygulanacaktır. Ancak, çek düzenleme yetkisi bulunmayan kişinin çek düzenleyip vermesi ya da banka tarafından hazırlanmış çek bilgileri kullanılarak sahte olarak düzenlenmiş çekin karşılıksız çıkması halinde, tüm yasal unsurları taşımış olsa dahi Çek Kanunu’na göre değil, Türk Ceza Kanunu’nda (“TCK”) düzenlenen resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından söz edilecektir.
TCK’nın 204. maddesinde “resmi belgede sahtecilik” suçu şu şekilde düzenlenmiştir: (1) Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.”
Buna göre, çekin sahte olarak tanzim edilip piyasaya sunulması durumunda ortaya çıkan resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçları incelendiğinde, Yargıtay kararlarında genel kabul gördüğü üzere, ”çek esasında özel bir belgedir. Ancak kanun koyucu ticarî hayatta büyük yer tutan ve ciro ile veya buna bile gerek görülmeksizin tedavül eden çekleri ve diğer kambiyo senetlerini daha ciddî bir şekilde korumak istemiş ve bunlarda sahtecilik yapılması hâlinde, resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerin uygulanmasını kabul etmiştir.” çeke farklı bir yer verilmiştir
Sahte çek tanzim edilip kullanılması halinde, TCK’ya göre dolandırıcılık suçu da işlenmiş olmaktadır. Ancak, bunun çek düzenlenerek işlenmesi halinde, TCK, bunun nitelikli bir hal aldığını ve faile daha ağır bir ceza verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Buna göre, Yargıtay kararlarından bir örnek vermek gerekirse: “Çek kullanımının ticari hayatta bir güven unsuru taşımasının yanında, banka, keşideci, hamil ve cirantaya bir takım hak ve sorumluluklar yüklemesi nedeniyle 5941 sayılı Çek Kanunu’nda ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş, anılan Kanunun 2. maddesinin 5. fıkrasında ise ‘çek defterleri bankalarca bastırılır’ hükmü yer almıştır. Bu yasal düzenleme karşısında, banka tarafından bastırılan çek defterinin bankanın maddi varlığı olduğu konusunda bir kuşku bulunmamaktadır. Çek yaprağının doldurulması sırasında Türk Ticaret Kanunu’ndaki unsurlardan birinin eksik olması bu belgeye çek vasfı kazandırmaz ise de; bu belgenin bankanın maddi varlığı olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu itibarla sanığın banka tarafından bastırılmış olan ve bu nedenle bankanın maddi varlığı olan boş çek yaprağını sahte olarak düzenleyip, aldığı mal karşılığı katılana vermesi nedeniyle, sanığın bankayı aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği sabittir.”