Elektrik ve Cep Telefonu Geceleri Uzun Oturmayı ve Uykusuzluğu da Berberinde Getiri yor mu?
Uzun zamandır yakın çevremdeki aile bireyleri ve öğrencilerimin günlük hayata başlama durumundaki edilgen davranışı dikkatlerden kaçmıyor ve neden insanlarımız güne zinde başlamıyor diye kendi bilinç dünyam içinde sorgulamaktayım. Sorunu çoğunlukla kişilerin gece geç yatması ve sabahları da mesai saati nedeniyle erken kalmaları sonucu yetersiz uykuya bağlıyorum. Genelde erken saatlerde işe gittiğimden günü bölmemek için derslerimi de erken saate yamayı tercih ederim. Günümüzde zaman eksikliği veya zaman darlığı en çok şikâyet etiğimiz ve yaşadığımız olgudur. Vakit nakittir demenin ne denli önemli olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Günümüzde başarının artık en önemeli özelliği zamanı iyi kullanmak ve birim zamanda öngördüğün işlerini planlı olarak yapabilmektedir. Ancak bizler gibi günlük bilim dünyasındaki hızlı gelişmeleri takip etmek zorunda olan bilim insanları veya diğer meslek sahipleri için zaman planlaması kaçınılmaz. Eskide yaşamında bir defa daha mümkün olmayan yolculuklar birkaç saate yapılabilmekte, anıda dünyanın bir ucuna saniyede ulaşılabilmekte, anlık ihtiyaç duyulan ihtiyaçlar veya diğer iletişim gereksinimleri saniyede dünyanın en ücra köşesinde, elinizdeki küçücük bir cep telefonu ile yapılmaktadır. Cep telefonu ile zamanınızı organize edebilir, ticaret yapabilirsiniz, arkadaşınızla iletişim halinde olabilirsiniz ve ayrıca dünyada olup bitenler hakkında haberdar alabilirsiniz. Cep telefonu artık kişilerin ayrılmaz bir parçası, arkadaşı, her an her türlüye ilgiye ulaşabileceği, gerektiğinde müzik dinleyerek keyiflendiği, gerektiğinde dünyada haberdar olmak için başvurduğu çok yönlü ve fonksiyonlu bir ARAÇ.
Bu bağlamda başta elektriğin sağladığı olanaklar ile artık gecenin gündüze çevrildiği, enerjinin taşınabilir bataryalar ile cepte taşındığı günümüzde insanlar çok doğal olarak sosyal medya organlarından kopamamaktadırlar. Geçmişte akşam saat 21 gibi hemen herkesin uyuduğu günümüzde elektrik sayesinde ve TV’lerin 24 saat yayın yapması, şimdilerde akılı telefonun 24 saat elden düşmediği günümüzde geceleri yatma saatleri çok uzamışa benziyor. Kendi hayatımda da görüyorum ki çoğu zaman normalinden daha az uyuduğumuz için gün boyu yorgunluk yaşıyoruz. Önceleri ortaokul sıralarındaki oğlumuzun yatak saatine uymadığını fark ettik. Yatağa gönderdiğimiz oğlumuz yorgan altında gece geç vakitlere kadar ekrandan bir şeyler izlediğini, dinlediğini veya yazıştığını fark ettik. Sabahları da çok doğal olarak uykusuzluk nedeniyle de kalkmak istemediğini fark ettik. Günümüzde ise sabah normal ders saatinde derse gelmesi gereken üniversite öğrencilerin çoğunluğu ya geç gelmekte ya da yoklama zorunluluğu nedeniyle geldiklerini izliyoruz. Gelen öğrencilerin ise çoğunluğu fizikken derste ancak ya arkalarda uyuyor, ya da dinlediklerini anlamaktadırlar. Birçok öğretim üyesi arkadaşımızın benzer şikâyetlerini dile getirdiğini de duyuyorum.