

Belediye başkanlarının istifası nedeniyle şuan da Türkiye’nin gündemi değişse de aslında şuan da dünyanın gündeminde Suriye ve Suriye’ye yapılan sınır ötesi operasyon var.
Suriye’ye Özgür Suriye Ordusu tarafından başlatılan İdlip Operasyonu kapsamında Türk Silahlı kuvvetleri ilk olarak 8 Ekim de İdlip operasyonları kapsamında bölgede keşif ve gözetleme faaliyetlerine başladı.
Sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz” şeklindeki söylemlerinde olduğu gibi Türk Silahlı Kuvvetleri yaklaşık 100 araçlık konvoy ile 12 Ekim gecesi saat 22:15 sıralarında İdlip’e intikal etti.
Şuanda İdlip’te keşif ve gözetleme noktaları oluştururken bir taraftan da Afrin’in güneyde önüne kalkan oluşturuyor. Şuan da Mehmetçik Suriye sınır hattında kurulmak istenen terör koridorunu bozmakla birlikte sınırdan terörü söküp attı. Şuanda Türkiye sınır hattında PKK ve PKK’nın kolları olan PYD ve YPG barındığı, elinde bulundurduğu tek yer Afrin… İşte Afrin Türkiye için bu nedenle çok önemli. Afrin’e de operasyon yapıldığında Suriye hattı tam anlamı ile temizlenmiş olacak.
Ayrıca temizlenen sınır hattında Mehmetçik kalmalıdır. Sınırın diğer tarafını terörden temizlemişken Mehmetçik orada varlığını sürdürmelidir. Mehmetçik sınır ötesinde kalarak hem diğer ülkelere Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünü göstermeli, hem de Türkiye’nin ulusal güvenliği adına orada keşif ve gözetleme faaliyetlerini sürdürmelidir.
Elbette bunun öncesinde Suriye topraklarının yaklaşık yüzde 2’sini oluşturan ve yaklaşık 65 bin kişinin barındığı Afrini ele geçirmemiz gerekiyor. Ele geçirmekten kasıt önce içeri girmemiz gerekiyor.
Önümüz kış, Afrin dağlık alan, Mehmetçiğin çok ama çok dikkatli olması intikal planı ve programlarını defalarca kez gözden geçirmesi gerekiyor. Özetle plan ve programda ‘0’ hata olmalıdır.
Çünkü tüm dünyanın gözleri üzerinde olacaktık. O yüzden küçük bir yanlış veya hata tüm dünya ülkelerinden tepki görmemize neden olabilir. O yüzden acele etmeden en kısa sürede Afrin’i de temizlememiz gerekiyor. Ancak bu işi hem siyasi alanda, hem de askeri anlamda en profesyonel şekilde hareket etmemiz gerekiyor.
Aksi halde tam sınır hattımızı terörden temizleyelim derken, başımıza dış dünya başka bir çorap örmek isteyebilir. İşte o yüzden bu zorlu süreçten geçerken bu topraklarda yaşayan herkese büyük görevler düşüyor. Asker sınırımızı temizlerken, bir vatandaş olarak yapılan bu operasyonda askerimizin arkasında olmalıyız. Ona destek vermeli, askerimiz ile bir bütün olmalıyız.
Birlikteliğimizi gölgelemek isteyenlere gelin fırsat vermeyelim. “Afrin’e neden giriyoruz?”, “Suriye’den bize ne?” gibi söylemlerle kafa karıştıracak, ayrıştıracak durumlardan uzak durmamız gerekiyor.
Çünkü artık güney sınırımızdaki tehlikeyi bertaraf etmek için orada olduğumuzu sanıyorum bilmeyen yoktur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin burada önem verdiği, öncelik verdiği mesele ülkemizin güney sınırının temizlenmesidir.
Tabi ki; Türkiye’nin söylediklerini lafta bırakmayıp icraate dökmesi ile birlikte şuanda tüm dünya İdlip ve Afrin’e çevirmiş durumsa. Buralarda yaşanan gelişmeleri çok yakından izliyor. İzlerken sesini çıkarmıyor ve öylece sessizce duruyor…
Bakalım bu sessizlik nereye ye kadar devam edecek?..