Büyük bir merakla beklenen ve binlerce insanın katıldığı Adana Lezzet Festivali sona erdi. Festivalin düzenlenmesinde Adana Valisi Sayın Mahmut Demirtaş’ın emeği gerçekten çok büyük oldu. Vali Demirtaş sadece festivalin düzenlenmesi için değil, festivalin festival gibi olması için büyük gayret gösterdi.
Aslında Vali Mahmut Demirtaş, Adana’nın iyi bir şekilde tanıtılmasını istiyor. Bunun içinde gerçekten özel gayretler sarf ediyor. İkili ilişkilerini kurmakla kalmıyor, festivale katkı olacak insanlarla bizzat iletişime geçiyor.
Bakın düzenlenen festivale kimler gelmiş kimler geçmiş…
Eksikleri yok mu? Elbette eksikler var… İşte şimdi bu eksikliklerin tamamlanması gerekiyor…
Burada bana göre en büyük eksiklik, Adanalı firmaların bu festivale gerçekten dört elle sarılmamasıdır. Festivali gezdim, birkaç firmanın eksik olduğunu gördüm ve telefonla arayıp, ‘Sizi göremedim, standınız nerede?’ diye sorduğum birkaç işyeri sahibi oldu. Aldığım cevap, “Festivale katılmayı uygun görmedik” oldu.
Doğrusu bunu pek yakıştıramadım. Adana Kebabını bilmeyen yoktur, festivalde en fazla kebapçı standı vardı. Ama şırdan standı 1 taneydi. Hani şırdancılar, mumbarcılar nerede? Bu taşın altına neden ellerini koymuyorlar?
Aynı şekilde, bicibiciciler de yine festivalde ilgisiz kalanlar arasındaydı… Bir firma vardı festivalde bicibici satan…
Şalgamcı olarak da 2 tane firma görebildim…
Bu ilgisizliği Adanalılara yakıştıramadım doğrusu… Birkaç kebapçı, bir iki tane şırdancı ile festival olmaz…
Adana’nın yüzlerce lezzeti var. Bunların hepsini elbette bir festivalde buluşturmak mümkün değil. Adana dışından gelmiş bir bürokrat, Adana’yı tanıtmak için böyle bir festival düzenleyip dünyanın dört bir yanından insanları bu festivale davet ediyorsa, Adanalıların da bu festivale dört elle sarılması gerekmiyor mu?
Analıkızlı, içli köfte, yüzük çorbası, düğün çorbası, kısır veya sıkma Adana’nın yöresel yiyecekleri değil mi? Neden biri çıkıp da bunları da yapmıyor?
Festivali dolaştım, Adana Kebabından başka bir şey görmek istedim, fakat bulamadım. Pazar günü ise Adana’nın dört bir yanını gezdim… Alışveriş merkezleri boştu, çarşı merkez boştu, şehrin en işlek caddeleri boştu. Son olarak da birde festivalin düzenlendiği Merkez Park’a gitmek istedim. Trafik kilitti… Merak ettim, ‘trafik böyleyse festival nasıl’ dedim? Aradığım sorunun cevabını bulmak için festival alanını girdim, tıklım tıklım, adım atacak yer kalmamış. İnsanlar yemek için sıraya girmiş. Oturup yemek yiyecek yer kalmamış.
Sonra düşündüm, Adana’da böyle güzel şeyler son birkaç yıldır düzenleniyor. Bu nedenle insanlar bu tür etkinliklere özlem duyduğu için büyük ilgi gösteriyor. O zaman para kazanmak isteyenlerin bu tür etkinliklere katılması gerekiyordu. Yine şehri tanıtmak, şehrin tanıtılmasında elinden gelen meziyeti sergilemek isteyenlerin de yine bu festivalde olması gerekiyordu. Katılamayanlar gerçekten maddi ve manevi olarak çok şey kaybettiler bunu bilmelidirler. Bence seneye bu festival daha geniş bir alanda yapılmalıdır. Her bir standa daha geniş yerler verilmelidir… Çünkü festivale gerek Adana’dan gerekse diğer illerden ve yurtdışından ilgi gerçekten çok büyüktü…
Emeği geçenlere teşekkür ederken, emek göstermeyenleri de seneye mutlaka bu organizasyonun içinde görmek istediğimizi belirtmek isterim.