TÜİK (2020) verilerine göre nüfusun yüzde %15.6’sını oluşturan 13-14 milyonu gencin %25.4’ü işsiz, işgücüne katılım % 44, genel mutluluk düzeyi % 56.
Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) in hazırladığı gençlik raporu (http://sodev.org.tr/wp-content/uploads/2020/05/detayli_rapor.pdf) verileri Çalışma, Gençlik ve Spor Bakanlıkları, ilgili eğitim ve bilim kuruluşlarına ve yöneticileri, geleceğe ilişkin ülkemizin yönetime talip olanlar için bir hayli üzerinde kafa yoracak bilgi ve mesaj vermektedir. Raporun verileri okuması üzerinde bazı tedbirler alınmasa ülkemizin gelecekteki yetişmiş insan gücü, bilimsel gelişmesi ve ekonomik-sosyal zenginliği ve yaşayacağımız sorunları hakkında şimdiden bazı kestirimlerin olduğunu düşündürtüyor.
SODEV’in ulaşabildiği gençlerin % 61.7’si öğrenci olunca, öğrencilerin geleceğe ilişkin eğitimden beklentileri ve tutumları ile üniversiteden aldıkları dersler ve ortam ile olan ilişkisi uzun zamandır ilgimizi çekmektedir. Raporundaki veriler ve diğer çalışmalarda ise gençlerin temel sorunlarının eğitim ve istihdamda yer alamamak, fırsat eşitsizliği, düşüncelerini rahatlıkla açıklayamama ve güvencesizlik olarak yansıtılıyor.
Gençlerin yüzde 70’i ekonomik anlamda ailelerinden bağımsız değiller ve alilerinin desteği olmadan kendilerini yönetecek ekonomik araçlardan yoksun görülüyor. Türkiye genelinde gençlerin 79,3’ü yetenekli de olsalar “arkası sağlam” ve “torpilli” bir başkasının kendisinin yerini kaptırabileceği görüşündeler. Gençlerin % 40,8’i Türkiye’de üniversitelerin iş bulmak için yeterli donanım sağladığını düşünmüyor. Yüzde 62,5 oranında genç imkânları olsa yurtdışına yaşamayı ve iş edinmeyi düşünüyor. “Hayatınızın kalan kısmının tamamını Suudi Arabistan’da veya Kuzey Kore’de aylık 10 bin dolar kazanarak veya İsviçre’de aylık 5 bin dolar kazanarak geçirme imkânınız olsa hangisini tercih edersiniz?” sorusuna ise sırası ile %72,2 ve % 64.3’ü İsviçre yanıtını veriyor.
Gençlerin sorunlarının önem sıralamasında “özgürlükleri” önceliklendirmişler. Yüzde 68,3’ü için ‘düşüncelerini özgürce ifade edebilmeyi’ birincil öncelik olarak görürken % 52’si ise başkalarının düşüncelerini özgürce ifade edebilmesini önemsiyorlar. Bilime, kültür ve sanata daha az öncelik verdikleri görülüyor.
Rapordaki verilerden benim çıkardığım ülkemizdeki gençlerin siyasi parti aidiyetleri ve oy verme davranışlarından bağımsız olarak; aldıkları eğitimin kalitesi, kendini ifade edebime ve özgürlük algıları, güven ilişkileri ve çalışma yaşamları ve değerlerine kadar belirli konularda kendi konumları ve gelecekleri ile ilgili değerlendirmelerde ortak kaygı ve beklentileri olduğunu göstermektedir. Önemsenmesi gereken en önemli konuların başında değerlerine ve inançlarına verdikleri önem ne olursa olsun, kendilerini ve karşısındakilerin kendilerini ifade etmesini istiyor. Türkiye’de ki çalışma hayatı, liyakat ve üniversite eğitiminin güven vermediğini ve geleceğini fırsat buluşa yurt dışarıda ve özgürlükler vadeden bir yerde yaşamak istediğini belirtiyorlar. Verilerin ortak paydası gençler Türkiye’nin geleceğini herkesin kendisini ifade edebildiği demokratik özgürlükçü bir ortamda; eğitim kalitesinin önemini ve çalışma hayatında liyakatin, şeffaf işleyen kurumsal yapının sağlandığı kendini güvende hissettiği bir Türkiye yaşamak istediğini ifade etmektedirler. Türkiye’nin geleceği olan gençlerin bu talepleri bizim geleceğimizin nasıl olmasının fotoğrafıdır. Başarırsak gençlerimiz bu ülke için canla başla çalışır, sağlayamasak fırsat bulursam İsviçre’ye gitmek isterim derler.