Dünyayı saran koronavirüs, ülkemizde de ciddi kayıplara neden oldu ve halen daha olmaya da devam ediyor. Elbette her geçen gün vefat sayısının azalması, yoğun bakımda yatanlar ve entübe olan hasta sayılarında yaşanan azalmalar sevindirici, umut verici gelişmelerdir.
Bu sevindirici gelişmeler karşısında rehavete kapılmak ve tehlikenin geçtiğini varsayarak devam etmek yani tedbirler konusunda gevşek davranmak daha büyük felaketlerin de başlangıcı olacaktır. Bu sadece ben değil alanında uzman profesörler, halk sağlığı uzmanları, siyasetçiler de aynen bu şekilde söylüyorlar.
Ülkemiz, koronavirüs sürecinde dünya genelindeki tabloya bakıldığında elbette iyi bir yerdedir. Salgın yönetim süreci bazıları sürecin doğru yönetilemediğini söylese de süreç gayet başarılı bir şekilde sürdürülüyor. Bu sayede ölü sayılarımız artmadı ve salgın kontrollü bir şekilde ilerliyor. Salgının kontrol altına alınmasında sağlık sisteminin güçlü olması, fedakar sağlık çalışanlarının gayretleri büyük rol oynamıştır. Ancak insanların evlerine kapanması salgının daha çok yayılma alanı bulmasını da zorlaştırmıştır. Yani 65 yaş üzeri, 20 yaş altı olanların ve kendini koruma anlamında evlerinden çıkmamaları tedbirleri salgının daha çok kişiye yayılmasını engellemiştir.
1 Haziran itibariyle yeni normalleşme döneminde bir takım adımlar atıldı. 20 ve 65 yaş üzeri olanlar artık hergün dışarı çıkma olanağı buldular. AVM’ler açıldı, cafe ve restoranlar açıldı. Nikah salonlarında sosyal mesafeli törenler başladı.
1 Temmuz itibariyle de internet kafeler ve düğün salonları açıldı.
Coronavirüs sürecinde 1 Haziran’a kadar olan süreçte geldiğimiz noktaya baktığımızda durumun iyiye gittiği çok sevindirici olduğunu gördük. Ancak insanların kalabalık oluşturmaları ve tedbirlerde ihmalkâr davranmaları yeni dalgalarında oluşmasına neden olabilir. Yeni meydana çıkacak dalgalanmalarda da durum ne olur o süreç bu kadar rahat atlatılır mı? Atlatılacağına inanmıyorum.
Bu nedenle herkesin normalleşme sürecini hafife almadan, sanki her şey bitmiş de normal hayatımıza dönmüşüz gibi algılamadan aynı zamanda da tedbirlere aynı sıkılıkta uyarak bu beladan kurtulmak gerekiyor.
Sosyal mesafe, maske, eldiven, hijyen kelimeleri hayatımızın olmazsa olmazları olarak hem kendi sağlığımız hem de diğer insanların sağlığını önemseyerek yeni dalgalanmalara fırsat vermeyelim. Normalleşmeyi içinden çıkılmaz bir hale getirmeyelim…