Dünyayı saran koronavirüs, ülkemizde de ciddi kayıplara neden oldu ve halen daha olmaya da devam ediyor.
Elbette her geçen gün vefat sayısının azalması, yoğun bakımda yatanlar ve entübe olan hasta sayılarında yaşanan azalmalar sevindirici, umut verici gelişmelerdir.
Bu sevindirici gelişmeler karşısında rehavete kapılmak ve tehlikenin geçtiğini varsayarak devam etmek yani tedbirler konusunda gevşek davranmak daha büyük felaketlerin de başlangıcı olacaktır. Bu sadece ben değil alanında uzman profesörler, halk sağlığı uzmanları, siyasetçiler de aynen bu şekilde söylüyorlar.
Ülkemiz, koronavirüs sürecinde dünya genelindeki tabloya bakıldığında elbette iyi bir yerdedir. Salgın yönetim süreci bazıları sürecin doğru yönetilemediğini söylese de süreç gayet başarılı bir şekilde sürdürülüyor. Bu sayede ölü sayılarımız artmadı ve salgın kontrollü bir şekilde ilerliyor. Salgının kontrol altına alınmasında sağlık sisteminin güçlü olması, fedakar sağlık çalışanlarının gayretleri büyük rol oynamıştır. Ancak insanların evlerine kapanması salgının daha çok yayılma alanı bulmasını da zorlaştırmıştır. Yani 65 yaş üzeri, 20 yaş altı olanların ve kendini koruma anlamında evlerine kapanlarının tedbirleri salgının daha çok kişiye yayılmasını engellemiştir.
Geride bıraktığımız haftada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin normalleşme takvimini açıkladı. Kademeli bir normalleşme olacağı ifade edilen normalleşme takviminde birçok önemli nokta bulunuyor. Pazar günü 65 yaş üzeri olan vatandaşlar belirli saat aralığında dışarı çıkabilecek. Uzun zamandan bu yana evlerinde olan kişiler için bu düzenleme faydalı olacaktır şüphesiz.
Normalleşme adımları kapsamında yapılan düzenlemelerden bir tanesini de alışveriş merkezlerinin açılacak olması oluşturuyor. Belki de normalleşme adımlarının en önemli kısmını AVM’lerin açılması oluşturacak.
Alışveriş Merkezleri açıldığı zaman nasıl bir yoğunluk olacak şuanda onu kestirmek zor ancak yaşanabilecek yoğunluklar olası kötü senaryolara da hazırlıklı olmayı gerektirir.
Ekonomik çarkın devam etmesi için işletmelerin açık olması, insanların işlerinin başında olması büyük önem taşıyor. Bu açıdan bakıldığında alışveriş merkezlerinin ekonominin devam etmesi büyük rolü öne çıkıyor ve açık olmaları gerekiyor. Ancak alışveriş merkezlerinin açık olması kalabalık insan yığınlarının buralara gelmesi demek olduğu için önlemlerin daha da sıkılaştırılması ve insanların her zamankinden daha bilinçli ve tedbirli olmaları gerekiyor.
Coronavirüs sürecinde şuan geldiğimiz noktadan baktığımızda durumun iyiye gittiği çok sevindirici ancak insanların kalabalık oluşturmaları ve tedbirlerde ihmalkar davranmaları yeni dalgalarında oluşmasına neden olabilir. Yeni meydana çıkacak dalgalanmalarda da durum ne olur o süreç bu kadar rahat atlatılır mı?
Atlatılacağına inanmıyorum.
Bu nedenle herkesin normalleşme sürecini hafife almadan, sanki her şey bitmiş de normal hayatımıza dönmüşüz gibi algılamadan aynı zamanda da tedbirlere aynı sıkılıkta uyarak bu beladan kurtulmak gerekiyor.
Sosyal mesafe, maske, eldiven, hijyen kelimeleri hayatımızın olmazsa olmazları olarak hem kendi sağlığımız hem de diğer insanların sağlığını önemseyerek yeni dalgalanmalara fırsat vermeyelim. Normalleşmeyi içinden çıkılmaz bir hale getirmeyelim…