

Sosyal medyada insanların paylaşımlarını mecburen görmek zorunda kalıyoruz. Bu kadar olmamalı bence… Adam sosyal paylaşım sitesinde ne yediğini, ne içtiğini, ne giydiği ve ne yaptığına dair paylaşımlarda bulunuyor.
Bunları birazcık alıştık ama bu kez insanlar geçmişlerini de paylaşmaya başladı. Bebeklik fotolarını, annesinin çocukluğunu, babasının çocukluğunu her şeyini paylaşıyor. Ama bunlarda bize ne? Bir yakınım olması “Aaaaa filanca kişinin çocukluğu, gençliği böyleymiş” diyebiliriz belki ama,hiç tanımadığımız kişilerinin bebekliği, çocukluğu veya gençliği bizi pek ilgilendirmiyor.
Rolünü büyütmek tabiri aslında bu kişileri anlatan en anlamlı kavram… Hani siyasilerin, sanatçıların ve büyük devlet adamlarının yapmış olduğu her şeyin haber olduğu anlayışı, zihniyeti aslında insanları bu duruma getirdi.
Rolünü büyütme diyorum. Çünkü insanlar artık şöyle bir hastalığa kapılmış durumda; “İnsanlar beni çok merak ediyor, beni yakından takip ediyor, ben çok önemliyim.” Ve bu hastalığın maalesef ölçüsü yok ve sınırı yok. Bu hastalığın tedavisini de doktorlar yapamıyor. Bu tür kişiler, yani kendisini olduğundan daha da önemli görüyor veya olduğundan daha önemsiz olduğunu düşünüyor.
Şöyle ki bir insan düşününün sabah saatlerinden nerede olduğuna dair paylaşımda bulunuyor. Kişinin bulunduğu yer bir devlet dairesi, siyasi parti, okul, üniversite ve bir alışveriş merkezi olsun fark etmez. Buralara zaten isteyen her insan gidebiliyor, ama bunu paylayan kişi fark etmiyor. O yüzden kendisini Miami adalarında sanıyor. Ve insanlar tarafından yapmış olduğu yer paylaşımının beğenilmesini istiyor.
Elbette kendisini otomatiğe bağlayan ve gördüğü her şeyi beğenen insanlar var. Çünkü bu insanlarda yine bu hastalığın peşine düşmüş durumda. Bu insanlar biliyorlar ki; paylaşımda bulunan kişinin bu paylaşımı beğeni görmezse, paylaşımda bulunan kişi üzülecek. Hatta bu üzülmenin boyutu, depresyona kadar gidebilecek.
Günde hiç paylaşımda bulunmayıp, lüzumlu durumlarda birkaç paylaşımda bulunan kişileri kendime en ideal arkadaş olarak görüyorum. Diğer taraftan, lüzumsuz ve çok sık paylaşımda bulunan insanları ise sosyal medya hastalığına yakalanmış insanlar olarak görüyorum. Umarım bu yazıyı okuyan kişiler şöyle bir düşünür, “Acaba ben sosyal paylaşım sitelerinde ben ne yapıyorum?” diye…
Önceden oyun istekleri vardı. İnternette hayatımda hiç oyun oynamamış bir insan olarak bundan çok büyük rahatsızlık duyuyordum. Ama son zamanlarda artık oyun isteği almamaya başladım. Sanıyorum oyunlarda güncelleme yapıldı ve bu seçenek kaldırıldı. Veya artık bana oyun için çağrıda bulunan kişiler, benim oyun oynamadığıma kanaat getirdi. Veya artık durumun farkına vardılar.
Artık sosyal paylaşım sitesini kullanan insanların kendine çeki düzen vermesi ve bu gereksiz paylaşımlarda bulunmaması gerektiği söylerken, bu işi ticari amaçla kullanan insanlara da dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bedavadan reklamın yanı sıra, yanlış bilgilerle gelişi güzel yapılan reklamlarda insanları mağdur edebiliyor. Aslında yer bildirimi yaparken, cafe ve restoran isimlerini bildirmek de bir reklam. Ve bu hareket, bizim toplumumuza uygun bir hareket değil.
Lütfen, sosyal paylaşım sitelerini amacına göre kullanmayı tercih edelim…